Þii-Sünni meselesi

"Allahu Teala’ya inanan ve Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem)’e son peygamber olarak iman getiren, Kur’an’ý ilahi kitab, Kabe’yi kýble olarak kabul eden ve beþ maruf rükünlere iman getiren, ahirete iman edip dinin tartýþma götürmez kesin hükümlerini tatbik eden her þahýs Müslüman sayýlýr.” (Ýslami Mezhepleri Yakýnlaþtýrma Cemiyeti’nin Sünni ve Þii kurucularý)

***

“Ben her ne kadar bir çok farklý meselede Þia’dan farklý düþünüyor ve amel ediyorsam da bu benim bu düþüncemi din olarak kabul etmemi ve karþý tarafý günahkâr saymamý gerektirmez; ayný þekilde de Ehl-i Sünnet mezhepleri içerisindeki farklý düþünceler için de bu böyledir.” (Muhammed Gazali)

***

“Taðutlarýn Müslümanlara zulmettiði, onlarý baský altýna aldýðý yer ve zamanlarda Müslümanlar mezhebî ihtilaflara önem vermezler (vermemelidirler). Birbirlerinin sorunlarýna, mazlum arkadaþlarýnýn dertlerine ortak olurlar (olmalýdýrlar). Þüphesiz bizler düþmanýn Müslümanlar arasýnda tefrika çýkarma planlarýný boþa çýkarabiliriz. Gerçekten de çeþitli mezheplerin varlýðýnýn hiçbir zararý yoktur. Mezhepleri ortadan kaldýrmak bizlerin elinden de gelmez. O halde ne yapmalýyýz? Bizlerin görevi kalplerinde hastalýk olan kimselerin bu durumdan faydalanmalarýna izin vermemek olmalýdýr.” (Nevvab Safevi)

***

“Diðer Ýslâm mezheblerine açýlmaya ve onlarýn ictihâdlarýna ihtirâm gerektiðine inanýyoruz. Ehl-i Sünnet ve Þîa arasýnda müþterek ictihâd ameliyelerini ziyâdeleþtirmeye, Kur’ân-ý Kerîm’e dönmeye ve onu ilk teþrî kaynaðý ve diðer bütün teþrî kaynaklarýnýn en yücesi kabûl etmeye davet ediyoruz.  Þîa ve Sünnîlerin bütün hadîs kaynaklarýna hürmet ediyoruz. Fakat kaynaklarý Nebiyy-i Ekrem’e nisbet edilen tüm zaîf hadîsleri, hassâten Kur’ân’a, akla ve ilme muhâlif olanlarý ayýklamayý taleb ediyoruz. Sünnî ve Þîa dînî müesseselerini ve ilmî havzalarýný, programlar, talebeler, hocalar cihetinden ve muhâvere, mukârane ve hür tefekküre teþvîk edici bir çevre oluþturmak için birleþmeye çaðýrýyoruz. Ýslâm Alemi’nin vahdetine inanýyoruz ve mezhebî ayrýmcýlýðý reddediyoruz. Her beldede vatanýn dâhilî vahdetinin takviyesi, bütün tâifeler arasýnda, vatandaþlýk, hürriyet, adâlet ve müsâvât esâsý üzerinde, siyâsî ortaklýk için çalýþýrýz.” (Ahmed El-Kâtib)

***

“Gerçekten de Ýslam dünyasý muhtelif fýkhî mezhep ve gruplardan oluþmuþtur. Her bölge de kendine özgü fikir ve mezhebe sahiptir. Bu yüzden diyorum ki: Herkes kendi meþrebi üzere yaþadýðý bölgede kendine has yönetime sahip olsa ne mahzuru vardýr? Þialarýn yaþadýðý bölge kendi yönetimlerine, ayrý mezhep ve düþüncede olanlar ise kendi bölgelerinde kendi yönetimlerine sahip olsunlar. Her bölge kendi yönetimi için bir yönetici seçsin ve hepsi birlikte bir merkezi yönetimdeki halifeye tabi olsunlar.” (Said Havva)

***

“Bir slogan var: ‘Ne Þii ne Sünni, Yaþasýn Ýslam Birliði’. Aslýnda sloganýmýz þu olmalý: ‘Hem Sünni Hem Þii, Yaþasýn Ýslam Birliði’. Mezhepleri ortadan kaldýramadýðýmýza göre, onlarý barýþ içinde yan yana yaþatmanýn yolunu bulmaya mecburuz.” (Cevad el-Halisi)