“Şike yok” propagandası

UEFA, Kazakistan'da çok önemli bir toplantı yaptı. Astana'da şike ile mücadelede tarihi kararlara imza atılırken "Ne yapsam da dünyanın en büyük şike olayını kapatsam, sulandırsam, UEFA yetkililerinin açıklamalarını çarpıtarak anlatsam" diye yırtınanlar da boş durmuyor.

Bir kısım medya inanılmaz derecede hızlı davranarak İnfantino'nun konuşmasını "FB'ye müjde yeni ceza yok" diye çarpıtarak vermekten korkmamış. Aynı koro, 1 yıl önce de aynı haberi meşhur "Sus" işareti yapan hemşire fotoğrafının altına "Susun artık ceza yok" diyerek müjdelemişlerdi ya, temiz futbol sevenler o zamandan beri Dünyaya şikeyi unutturmamanın karşılığını Astana'da kısmen aldı. UEFA bu toplantıda aldığı kararla:

- Tüm UEFA üye birlikleri şikeye karşı birlikte mücadele verir ve bunu ortadan kaldırmak için somut ve efektif politikalar izlemeyi taahhüt eder.

- Tüm UEFA üye birlikleri şikeye karşı başarı kazanmak için birlikte çalışmak, bilgi alışverişi yapmak, polis ve devlet gücü de dahil olmak üzere her türlü desteği verirler.

- Tüm UEFA üye birlikleri,"spor hilelerinin" ulusal yasalarda cezai yaptırım gerektiren suç olarak tanımlanmasını vurgular.

- Rekabet gereği, üye birlikler, (federasyonlar ) şike yada şikeye teşebbüs durumlarında dava sonuçlanması beklenmeden cezai takibat açmayı taahhüt ederler.

Oy birliği ile alınan ve Yıldırım Demirören Federasyonunun da altına imza attığı bu kararlar diyor ki:

Ey Türkiye Futbol Federasyonu;

Seni de bağlayan ve zaman mefhumunu ortadan kaldıran bu kararlara göre bizim şikeden ceza verdiğimiz kulüplere işledikleri suça  göre siz de puan silme, küme düşürme ve hak mahrumiyeti gibi cezaları vermek zorundasınız. Bundan şunu anlıyoruz.

UEFA, küme düşürme kararını TFF'ye aldıracak. Tıpkı Şampiyonlar Ligi'ne FB'yi göndermeyin kararını aldırdığı gibi...

Bu kararların altına Astana'dan Türkiye'ye gelene kadar "Bu kararlar çok taraftarı olan İstanbul takımlarını kapsamaz" ifadesi eklenirse sakın ola  aldırmayın. Biz bu propagandayı 2 yıldır dinliyoruz. Çeviriyi onlar kadar hızlı ve çarpıtarak yapma konusunda mahir değilsek bile iyi ki bizler de İngilizce biliyoruz ve şükür Avrupa'da adil düşünen ve adil yargılayan kurumlar var.