Ankara-Þam hattýnda gidiþat olumlu görünüyor. Ýþin özü bölgedeki geliþmeler bu normalleþmeyi zorunlu kýlýyor.
Cumhurbaþkaný Erdoðan: "Dýþ siyasette yeni denklemler kurmamýz Türkiye için tercihten öte ihtiyaçtýr. Bu açýlýmlara komþularýmýzla birlikte diðer ülkelerin de muhtaç olduðunu görüyoruz. Bunun için sýkýlý yumruklarýn açýlmasýnda fayda olduðunu görüyoruz." derken bölgedeki dengelere de vurgu yapýyordu.
Erdoðan ve Esad'ýn karþýlýklý normalleþme sinyallerinde Rusya, Ýran, Irak, Arap Birliði gibi etkenler var. Suriye sahasýndan uzaklaþtýrýlmak istenen birinci ülke Ýran. Türkiye'nin varlýðý ise makul gerekçelere sahip. Üstelik belirli þartlar ve garantörlerin katkýsýyla Türk askeri bölgede kalmaya devam edecek dersek yanlýþ olmaz.
Uzun zamandýr Suriye'de Moskova ve Tahran arasýndaki rekabetten bahsediyoruz. Küresel alanda ittifak yapan bu iki baþkentin Suriye sahasýnda rekabetleri gayet normal. Ýran, Suriye'deki boþluktan yararlanarak bölgede etkisini sürdürürken Arap dünyasýnýn baskýsý karþýsýnda Esad Ýran'ýn etkisini kýrmak zorunda kalacak görünüyor.
Ankara-Þam iliþkilerinde ise birçok ülkenin Suriye'de istikrar kaygýsýyla sürece destek verdiðini biliyoruz. ABD'nin savaþ öncesi baþlayan 25 yýllýk petrol anlaþmasýný sürdürebilmek için Þam'la iliþkileri normalleþtirmek ve ülkeden çekilmek istediði kulislere yansýyor. Seçildiði takdirde Trump döneminin bu süreci hýzlandýracaðýný öngörmek hiç de zor deðil.
Ankara-Þam görüþmelerinde asýl mesele muhaliflerin durumu ve Ýdlib'deki yapý. Bu sürecin çok kolay olmayacaðýný ancak kalýcý bir huzur ortamýnýn saðlanmasý için Ankara'nýn daha serinkanlý hareket edeceðini þimdiden söyleyebiliriz. Bu süreci týkayanlar ve sahada taþkýnlýk yapanlar olacaktýr. Her iki baþkentin de bu süreci yönetirken saðduyuya ihtiyacý var.