Sýkma canýný Ekrem Dumanlý!

Sen bir gazetenin genel yayýn yönetmeni olacaksýn... Her hafta hiç sektirmeden tam sayfa ‘Pazartesi sendromlu’ köþenden seslenip seslenip duracaksýn... Medya Derneði’nden ayrýldýðýný ilan edeceksin. Ahanda sebeplerim þunlar þunlar diyerek vicdan yapacaksýn.

Kimse týnlamayacak.Yokmuþsun muamelesi çekecek...

Yeminle söylüyorum ki ben utanýyorum bu durumdan ve vicdaným sýzlýyor bu manzara karþýsýnda.

Ekrem ‘abi’nin de söylemiyle “Üzülmemek elde mi?” eyy okur...

Dün (bu yazýyý yazarken) bir an Ekrem ‘abi’de olduðu gibi “kalbimin tam orta yerine kavurucu bir ateþin düþtüðünü” hissettim.

Kalbime düþen ‘ateþ’ nedeniyle olmalý ki... Dumanlý’nýn, dokuz sütunluk köþesinin içinde, Baþbakan Erdoðan’ýn Koç Grubu’nun programýna katýlmasýný konu ettiði daha doðrusu dert ettiði, iki sütunluk bölümde sarfettiði ‘havuz’ yazarlarý hitabýný üzerime alýndým. Baktým kimse üzerine alýnmýyor, kimse týnlamýyor, kimse cevap vermiyor... Eski günlerin hatýrýna ben cevap vereyim de ‘Þimdi ne olacak?” sorusu havada kalmasýn dedim.

Niyeyse?

Diyor ki Ekrem Dumanlý ‘Baþbakan Erdoðan Koç Grubu’nun programýna katýldý. Ýyi de etti. (‘Ýyi de etti’sözü sanki öfke cezbesi içerisinde söylemiþ.) Baþbakan Erdoðan uzunca zamandýr Koç Grubu’na yönelik aðýr ithamlarda bulunmuþtu. (Koç’a da hatýrlatma yapýyor ‘sakýn unutma’ diye ama Koç ailesi kaçýn kurasý yahu) O söylemlerin cezbesine kapýlan ‘havuz’ yazarlarý da aðza alýnmayacak laflar etmiþti. (Aðza alýnmayacak laflar edildi sözünü kimse üzerine alýnmadý, þimdi anladým. Neyse yazmaya baþladým bir kere.)

Neyse neyse...

Hocaefendisinin veliahtý ve bir dönem bizlerin de ‘abi’ dediði Ekrem ‘abi’ diyor ki: Þimdi ne olacak?

Söyleyeyim benim güzel aðabeycim... Bizim buralarda iþler öyle ‘cemaat’ mantýðýyla ve körü körüne baðlýlýkla yürümüyor. 

Yani... Bizim burada kimse ‘aklýný, iradesini’ baþkasýna baðlamýyor.

Dolayýsýyla...

Bizim kimseyle ölümüne bir düþmanlýk içerisinde yaþamak ve bu hayatý müebbet bir düþmanlýk içerisinde nihayetlendirmek gibi bir niyetimiz,  amacýmýz da yok. Ýstemeyiz de...

 Ancak bu Koç Grubu’nun bu ülkeye yaptýklarýný unutacaðýz anlamýna gelmiyor. Gelmeyecek de!

Evet, Baþbakan Erdoðan bu ülkenin ‘Baþbakaný’ olarak, dünya görüþü, ideolojisi ne olursa olsun hiç kimseye husumet beslemeden, bu ülkenin sermayesinin önemli bir kýsmýna sahip olan bir iþadamýnýn programýna katýlmalýdýr.  Katýlmasýndan daha doðal hiçbir þey olamaz.

Ancak bu ülke demokratik bir hukuk devletiyse, her demokratik hukuk devletinde olduðu gibi bu devletin hukuk sistemi çalýþmalýdýr. Siyasete siyaset dýþý müdahale, dolayýsýyla darbe aðýr bir suç ise darbeyi gerçekleþtirenler cezalandýrmalýdýr.

Haklarý olmadýðý halde gayrimeþru yöntemlerle ülkenin geleceðine karar verme yetkisini kendisinde bulan, bugüne kadar hiçbir þekilde hesap sorulamayan, bu güç ve ortaklarýna ‘hesap sorulsun’ demek, ‘yaptýðýnýz darbedir’ demek, ne zamandan beri ‘aðza alýnmayacak laflar’ kapsamýna giriyormuþ?

Dumanlý ve avanesi bir de bunu yazsa da bilsek.

Baþbakan bu ülkenin baþbakaný olarak Koç Grubu’nun toplantýsýna katýlmýþ. Ne yapmýþ? Ýþbirliði mi yapmýþ, seçilmiþ hükümeti devirmek için ittifak mý yapmýþ, tespih mi hediye etmiþ, ananas mý götürmüþ, methiyeler mi dizmiþ? Ne yapmýþ?

Ama görünen o ki Gülen ve adamlarýný rahatsýz etmiþ! Sayýn Dumanlý anlamadýðýn bir þey var. Babadan oðula Koç ailesi ve gruplarýný yazmaya devam edeceðiz. Zira babadan oðula deðiþen hiçbir þey yok.

Darbeyi baþarýyla gerçekleþtirmiþ olanýna müteþekkir olan, darbe yapmakta gecikmiþ olana ihtar mektuplarý yazandýr Koç gerçeði.

Unutmayýz.

Ve biliriz TÜSÝAD demenin Koç demek, Koç demenin ise TÜSÝAD olduðunu. Ve Vehbi Koç’un 1971 yýlýnda Abdullah Lokantasý’nda ‘Fikir üreten bir fabrika’ olarak nitelendirdiði TÜSÝAD’ýn ilk ‘fikri’ baþarýsý olarak Ecevit hükümetini nasýl alaþaðý ettiðini...

1979’dan bu yana TÜSÝAD’ýn seçilmiþ hükümetleri yýkma, hükümetleri yapma konusunda nasýl dahiyane ‘fikirler’ ürettiðini ve ürettiði fikirleri nasýl uyguladýðýný...

Baba Koç’un kurucusu olduðu TÜSÝAD’ýn 28 Þubat’ta neler yaptýðýný tekrar anlatmaya lüzum bile yok.

Rahmi Koç’un Baþbakan Erdoðan’ý ilk itibarsýzlaþtýrmaya yönelik ‘Onun 1 milyar dolarý var’ açýklamalarý televizyon arþivlerinde duruyor.

12 yýllýk AK Parti iktidarý döneminde yaptýklarý açýklamalar, uzaða gitmenize lüzum yok, evlere çokça soktuðunuz gazete arþivine bakmanýz yeterli (Savcýlarýnýzýn Ergenekon Belgelerine koyduðu TÜSÝAD Gerçeði raporlarýna yeniden bir bakýn. Sahi niye koydunuz Koç Grubu ve TÜSÝAD’ýný dize getirmek için mi?)

Ýshak Alaton’un ‘Hepinizden utanýyorum’ dedikleriyle yaptýðýnýz kirli ittifaklarý hatýrlatýrsam yine ‘kalbinize bir ateþ düþer’ maazallah.

Velhasýl Ekrem Bey...

Koç Grubu’nun da ‘darbe fikirleri üreten’ TÜSÝAD’larýnýn da ne olduðunu biz biliyoruz ve yazmaya devam edeceðiz. Siz de günün birinde çýkar mesela... TÜSÝAD eski baþkaný Ümit Boyner gibi Ezgi Baþaran’a röportaj verirsiniz. ‘Araþtýrdým baktým, bizim Gülen Cemaati’nin pardon cemaatimizin 17 Aralýk darbe giriþimde bir rolü yokmuþ.’

Yakýþýr valla.

Ne demek istediðimi ‘çaktýnýz’ deðil mi?

Çaktýnýz. Çaktýnýz.