Önce küçük gibi gözüken ve Kuzey Irak'daki son harekât sýrasýnda adý çokça geçen bir mekânýn ismine deðinelim.
Beynelmilel haritalarda ingilizce 'GARA' þeklinde yazýlýyor diye, hattâ bazýlarý 'GARO' þekline dönüþtürerek okumayý sürdürüyor, bizdeki medya ve hemen bütün siyasîler.. Halbuki, o mekânýn ismi 'GARA' da deðil, 'GAARE..' Yani, 'A' sesi biraz uzatmalý þekilde..
Suriye'de ismi Ýngiliz alfabesine göre 'Azez' diye yazýlan bir yer var ve ingilizce olarak 'Aziz' telaffuzuna yakýn þekilde söylenir.
Ama, yeni Amerikan Baþkaný'nýn ingilizcede 'Biden' þeklinde yazýlan ismini kimse, 'biden' diye okumuyor; yazarken de, türkçe okunuþundaki gibi, 'Baydýn' diye yazmýyor.
Bu iþaretten sonra gelelim, asýl konumuza..
Kuzey Irak'da, 'Gaare' denilen stratejik bölgede Türkiye'nin yaptýðý son harekât üzerine bugünlerde çokça tartýþýlan konuya..
Özellikle de, PKK'nýn Türkiye Meclisi içindeki uzantýsý olan, uzaktan kumandalý bir siyasî partinin bu konuya yaklaþýmý ve hele de m.vekili olan bir hanýmýn, 'esir askerlerin öldürülmesi'nden söz etmesi sinirleri bir hayli gerdi. Bu haným, Devlet'in pazarlýk masasýna yaklaþmadýðýný söylüyor; kýsaca, cânîleri muhatab kabul etmeyiþinden dolayý devleti suçluyordu.
Halbuki, son asýrlarda geliþtirilen devlet ve hukuk felsefesi ve mantýðýna göre, sadece 'Devlet' niteliðine sahip sosyal üst-yapý kurumu denilen mekanizmalar silah kullanabilir ve ona karþý silâh kullananlar ise, kim olursa olsun, 'suçlu' ve yaptýklarýnýn sonucunu da taa baþtan kabul etmiþ sayýlýrlar.
Böyleyken.. CHP Gn. Baþkaný bu konuda, o hanýmýn söylemediðini de söylüyor, ve, PKK tarafýndan 5-6 yýldýr rehine olarak tutulan 13 kiþinin öldürülmüþ olmasýndan dolayý, C. Baþkaný Erdoðan'ýn sorumlu olduðunu ileri sürebiliyor.
Erdoðan, 'Cumhurbaþkaný ve Baþkomutan' olarak elbette sorumludur ve o, sorumluluktan kaçmayan birisi olduðunu her çetin þartta göstermiþtir.
Ama, CHP Baþkaný'nýn sözünü ettiði sorumluluk, PKK'nýn o cinayetinin, Erdoðan'ýn hatalarýndan kaynaklandýðý mânâsýna geliyordu. Ki, o muhalefet lideri, bu kaçýrýlmalardan ne kadar haberdârdý, pek belli deðil.. Ancak, kendisinin yandaþý olan gazeteciler, 'Hiç haberimiz yoktu..' diyecek kadar ilgisiz olduklarýný þimdi itiraf ediyorlar. Ama, Baþkomutan, o mazlumlarýn kurtarýlmasý için yýllarca çaba harcýyordu ve son harekât da bunun neticesidir. O Harekât hazýrlanýrken, her türlü kayýp ihtimalleri de önceden elbette göze alýnýyordu.
Ama, býrakalým, savaþ uçaðý ve helikopterleri; hattâ ÝHA ve SÝHA gibi küçük ve insansýz hava araçlarýnýn bile yaklaþamýyacaðý bir tabiî kale durumundaki o yere dýþ þartlar açýsýndan müdahale etmek son derece çetin olduðu gibi, içeriye girebilmenin de bir ayrý çetinlikte olduðu sonradan anlaþýldý.
Çünkü o kayalýk yükseklikler içinde oyulmuþ maðaranýn demir kapýlarý, labirenti andýran dehlizlerindeki özel odalar vs.. Nitekim, TSK o harekât sýrasýnda 2'si yüzbaþý, birisi astsubay olmak üzere 3 kurban veriyor.
Nihayet, son anda, içerden çýkýp 'teslim olan' bir 'terörist', içerde rehine olan 13 kiþinin bir 'terörist' tarafýndan öldürüldüðünü söylüyor ve TSK da, ancak oraya girdikten sonra, elleri arkalarýndan baðlanýp þakaklarýna birer kurþun sýkýlarak öldürülenlerin kimliðini, o cenazelerin Malatya'ya getirilip kimlik tesbiti yapýldýktan sonra öðreniyordu.
Böyle bir neticenin ortaya çýkmasýný göze alamayanlar, terör örgütlerinin, cinayet þebekelerinin karþýsýnda hiçbir þey yapamazlardý.
CHP Baþkaný ise, Ecevit'in, Öcalan'ý yakalayýp getirmesini örnek gösteriyor.
Halbuki, Ecevit, 'Amerika'nýn Öcalan'ý yakalayýp bize teslim ettiðinin sebebini ben hiç anlamadým..' diyen kiþidir.
Bugün ise, görülüyor ki, Gaare'de PKK'yý o kadar müstahkem bir þekilde koruyan Amerikan emperyalizmidir ve Erdoðan Türkiyesi bu oyunu net þekilde görmüþ ve bin yýl öncelerdeki Hasan Sabbâh'ýn 'Alamut Kalesi'ni andýran o cinayet ocaðýný söndürmüþtür.
NOT: Dün merhûm Prof. Doðan Cüceloðlu'nun cenaze namazýnda bulunmak istedim. 'Henüz öðle namazýna 2 saat kadar bir vakit var, yetiþirim' diye düþündüm. Dondurucu soðuk ve kar serpintili bir havada yola çýkýyordum ki, tv. haberlerine baktým, cenaze namazý kýlýnmak üzere!. C.Baþkanlýðý Sözcüsü Ýbrahim Kalýn ve Eðitim Bakaný Ziya Selçuk da tâbutun kenarýnda saf tutmuþlardý.
Ârif bir zat þöyle demiþ:
'Ben ölünce, yanýmda üç grup arkadaþým vardýr. Evde kalanlar, yolda olanlar, ve sonuna kadar benimle birlikte olanlar..
Evde kalanlar; mal-mülk, makam-mansýb, þöhret, vs..
Yolda olanlar, beni mezara kadar götüren evlâd- u iyâl, ve dostlar ki, geri dönecekler..
Sonuna kadar benimle birlikte olanlar ise, beni terketmeyip mezara girenler.. Yani, amellerim..'
Bu açýdan bakýldýðýnda, 84 senelik bir dünya hayatýna vedâ eden Doðan Cüceloðlu bir psikolog, yazar ve eðitimci olarak, hayýrlý çalýþmalarýnýn kendisine yardýmcý olacaðý amelleriyle gitti, bu dünyadan denilebilir..
O, içinden yetiþtiði halkýn aslî deðerlerine ilgisiz durmak ve hattâ onlarla mücadele etmek gibi bir 'laik aymaz'lýktan uzak durmuþtu.
Rahmet-i ilâhî'nin ona ebedî yolculuðunda yoldaþ olmasýný niyaz ediyorum.