Silah göndermemek insanlýða ihanettir!..

Beklediðim açýklama, Birleþmiþ Milletler Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric’ten geldi: “Genel Sekreter’in Suriye sorununda temel prensibi bellidir. BM’nin tavrý, Suriye’de sorunun çözümü için barýþ odaklý hareket edilmesini desteklemekte. BM, hangi taraf olursa olsun hiçbir þekilde burada (Suriye’de) savaþan guruplara silah gönderilmesine taraf deðildir.” Kastettiði belli, Türkiye’nin Bayýrbucak Türkmenleri’ne gönderdiði silahlar... 

Zaten biliyordum ama açýklama, Bosna Savaþý’nda eski Genel Sekreter Boutros Ghali’nin sergilediði “kepaze” politikanýn Suriye’de Ban Ki-Moon tarafýndan da yürütüldüðünü gösterdi.

Barýþ: Silah dengesi

Olaylar 1993-1996 yýllarý arasýnda yaþandý, günümüz gençlerine sýk aktarmak gerekiyor. Sýrbistan’ýn, Yugoslavya’nýn daðýlýþ sürecinde özellikle Hýrvatistan ve Bosna-Hersek’e dönük kanlý kampanyasý karþýsýnda BM týpký bugün Suriye’de olduðu gibi “savaþan taraflara silah ambargosu” kararý aldý. Karar þu demekti: Kendine ait silah sanayi olan Sýrbistan, ayný þansa sahip olmayan tüm komþularýný, özellikle de Müslüman Boþnaklarý öldürebilir!..

Hollandalý BM askerleri, bu mantýk içinde 1995’teki Srebrenitza Katliamý’ný seyrettiler.

Bir savaþta kalýcý ateþkesi ve sonuçta da barýþý saðlayabilmeniz için tek þart vardýr: Silah dengesini kurmak!

Çocuklar ancak babalarý onlarý iyi korursa ölmez, çikolata da yiyebilirler...

Demirel’in beklenmedik ataðý

Türkiye, BM’nin ambargo kararýna bir yanýyla uymak zorundaydý ama durumun büyük bir Müslüman katliamýna dönüþtüðünü de izliyordu. Dönemin Cumhurbaþkaný Süleyman Demirel, dünyanýn beklemediði bir hamle yaptý ve Hýrvat lider Franjo Tudjmanile gizli bir anlaþma yaptý: Hýrvat-Boþnak ortak ordusu oluþturuldu ve bu orduya silah Hýrvatistan üzerinden gönderildi!..

Hýrvat-Boþnak ordusu bu sayede önce dengeyi saðladý, devamýnda karþý ataða geçti ve Sýrplar 1996 Dayton Anlaþmasý’na “mecbur kaldýlar...” Eðer Türkiye, BM kararlarýný yýkýp geçerek o cephede silah dengesini saðlamamýþ olsaydý, Sýrplar, insanlarý öldürmeyi (ne garip tesadüf, Rusya’nýn desteðinde) sürdüreceklerdi.

Beþar’a öldürme yetkisi

Sözcü Dujarric’in yaptýðý açýklama, Beþar’a öldürme yetkisi tanýmaktan baþka bir anlam taþýmýyor. Kimyasal silah üretecek kadar savaþ sanayi alt yapýsý olan, Rusya ve Ýran’dan düzenli olarak silah yardýmý alan Beþar’a karþý muhalif güçleri silahsýz býrakmak bir diktatöre katliam yapma yeteneði tanýmaktan baþka bir anlam ifade etmez. BM, bu yeteneði, 1993-1996 arasýnda Bosna Kasabý faþist Sýrp lider Slobodan Miloþeviç’e vermiþti, þimdi aynýsýný Beþar’a yapýyor.

Daha fazla silah vermeliyiz

Eðer, devlet içindeki paralel yapýlanmanýn MÝT TIR’larý üzerinden baþlattýðý kampanya ve bu kampanyanýn Cumhuriyet gazetesi tarafýndan köpürtülmesinden sonra Türkmen kardeþlerimiz baþta, muhalif güçlere silah desteðinde bir aksama olursa, bu, büyük bir tuzaktýr. Suriye Savaþý’ndaki geliþmeler, yalnýz Türkiye’nin deðil, tüm Suriye’nin dostu ülkelerin, muhalefetin cephede silah dengesini saðlamasý yönünde sistemli çalýþmasýný zorunlu kýlýyor.

Beþar’ý deðil, onun, Slobodan Miloþeviç gibi ortadan kaybolmasýndan sonra Þam’daki rejimi ateþkese zorlayacak tek stratejik kart budur.

Ýsteyen MÝT TIR’larý üzerinden olmadýk komplolar üretebilir, benim gözüm sýnýrda: Silahlar gidiyorsa, her þey yolunda demektir.