Amerika her katliamdan sonra silahlarý yasaklamayý konuþuyor ama bu televizyon yayýnlarýyla olmaz.
Onlar için olmadýðý gibi yayýnlanan ve silahý yücelten belgeseller bize de zarar verecek hale geldi.
History Channel’da silahlarý anlatan, her türlü silahla atýcýlýk yarýþmasý yaptýrýlan ve
rehin dükkanlarýna gelen silahlarýn sýk sýk denendiði
2 program var.
Discovery Channel’da silah satýcý ve imalatçýlarýnýn yer aldýðý bir, National Geographic’te Aile Silahlarý adý altýnda baþka bir program daha var.
Silahýn bu kadar çok günlük yaþamýn içerisinde gösterilmesi son derece sakýncalý zira her programda boþ bir alanda birþeyler uçuruluyor, patlatýlýyor.
Gerçek yaþamýn içerisinde gösterilen ve
kutsanan silah film ya da dizilerdeki silahlardan çok daha tehlikeli...
Bu kafayla Amerika silahtan vazgeçemediði gibi silah merakýný baþka ülkelere de ihraç eder...
Soner’i bitirmek
Öyle Bir Geçer Zaman ki’de bu sezon þaþýrtýcý birþey oldu.
Hikayenin en saðlam karakterli adamlarýndan biri olan Soner þimdi biraz korkak biraz zaaflarýnýn esiri bir adam haline getirildi.
Ýnsanlarýn hayatlarýnda iniþ çýkýþlar elbette olur, dizilerde de olmasý normal ama karakteri çok örselememek de lazým...
Sevdiðim þeyler
Televizyonculukta doðru projeyle doðru ismi buluþturmak önemlidir. Ýz Tv, Türkiye’de dans denilince akla gelen ilk isim olan Tan Saðtürk ile Anadolu danslarýnýn izini sürdü, ortaya son derece keyifli bir iþ çýktý. Ardýndan dansýn ve sanatýn peþine Avrupa’da düþtüler, bale okulu öðrencileri Prag ve Berlin’e gitti.
Avrupa’daki Tan Saðtürk seyirciyi belki þaþýrtmaz ama Silifke’deki Tan Saðtürk þaþýrttý bu da televizyonculuk adýna iþin doðru olduðunu gösterdi...