“Silahsız Kuvvetler”in terör çelişkisi...

Terör belası ile epeyce uğraştıktan sonra, sadece “silah”la çözülemeyeceğini  90’lı yıllarda fark ettik. 

Gerçi bir kesim, bunu biraz abartıp “sadece silahsız çözüm”de ısrar ediyordu ama toplumun büyük kesimi “Silahla mücadele edilmeli ama bir taraftan da terörün istismar alanları ortadan kaldırılmalı” şeklindeki doğru yolu tavsiye ediyordu.  

Ülkeyi yönetenler de bu fikri benimsedi ve dağda silahlı mücadele sürerken, Meclis’te de gerekçeler ortadan kaldırılmaya çalışıldı.

Çözüm süreci, bu dönemin; olgunlaşmadan koparılan bir meyvesidir.

“Silahsız çözüm” büyük ölçüde amacına ulaştı. ‘Ana dille eğitim’ gibi Anayasa değişikliği gerektiren birkaç husus dışında ‘gerekçe’ kalmadı.

Bunlar da, AK Parti’nin tek başına gücü yetmediği ve Kürtlerin, “Bizim için çalışın” diye Meclis’e gönderdiği taşeronlar, “Seni başkan yaptırmayacağız” ihalesi alarak ‘vekalet’e ihanet ettiği için yapılamadı.

Terör örgütünün de zaten “Kürtler” diye bir derdi yoktu, ‘bahane’leri ortadan kalksa da, “Suyumu bulandırdın” türü sebeplerle teröre devam ettiler.

Çünkü, “büyük patronları” onlara “yeni hedefler” vermiş, “Erdoğan devrilinceye kadar durmak yok, teröre devam” demişlerdi.

Nitekim taşeron Cemil Bayık, kendisine verilen bu yeni hedefi 15 Mart tarihli Times’ta, “Temel hedefimiz, demokrasinin önündeki en büyük engel olan Erdoğan ve AKP’yi devirmek” şeklinde itiraf etti.

Bizim “Silahlar sussun” korosu da, “Erdoğan Düşmanları Konsorsiyumu”nda yerlerini aldı, terör örgütüne destek için çırpınıyor.

Ortak düşmanları olan Erdoğan’dan kurtulmak için PKK’ya bile destek verebilecek kadar bayağılaşan bu ‘demokrasi teröristleri’ PKK’nın avukatlığını yapmaktan, operasyon bilgilerini teröristlerle paylaşmaya kadar her türlü desteği veriyorlar.

Ben de diyorum ki, sırf Erdoğan düşmanlığı uğruna, aynen DAEŞ gibi küresel patronların emrinde çalışan bu teröristlere destek vermek de ‘silahsız teröristlik’tir.

Bunu yazdım ve silahsız teröristlerin hedefi oldum...

Be hey samimiyetsizler mangası...

Dün “silahsız desteklerinizin çözüm için çok etkili olduğunu” iddia ediyordunuz da, bugünkü “silahsız desteklerinizin terör örgütünü güçlendirdiğini” neden kabul etmiyorsunuz?

KAFAMA TAKILANLAR..

Hayata sarıl, teröre darbe vur...

Hafta boyunca dolaşan terör söylentilerinden başımız döndü. 

“Pazar günü kalabalık ortamlarda canlı bomba patlayacak, AVM’ler yakılacak...”

Hatta Almanlar İstanbul’daki lisesini bu yüzden kapatmış!..

Okul gezileri bile iptal ediliyor hatta Pazar günü için gıda stoklanıyor.

Allah aşkına nereden çıktı bunlar?..

Kendinize gelin.

Hiçbir şeyden uyanmadıysanız, Almanların okul kapatmasından uyanın...

Terör örgütü aylardır katliamlarla oluşturamadığı korku ve endişe ortamını söylentilerle oluşturmaya çalışıyor.

Tam aksine, terörün panzehiri bu katilleri ciddiye almamak ve daha fazla hayata sarılmaktır.

Lütfen yarın sabah önce bütün şehitlerimizin ruhları için okuyun ve sonra da katillerini çıldırtmak için sokağa çıkın.

Ama montunuzu almayı unutmayın...

***

Yalnız bu noktada AK Parti’ye ciddi bir eleştirim var.

Teröre silahsız destek verenlere karşılık neden ‘mücadeleye silahsız destek’ yok?

Oysa AK Parti bu tür organizasyonlarda çok tecrübelidir.

Mesela bu senaryolara inat yarın Yenikapı veya Maltepe’de toplanan milyonlar, teröre lanet yağdırsaydı ne olurdu?

Ben söyleyeyim...

Silahlı ve silahsız teröristlere yer öptüren bir tokat olurdu...