Silvan: Terörün boyutlarý

Silvan’da sokaða çýkma yasaðý günlerdir devam ediyor. Gece karanlýðýnda Silvan semalarý silah sesleriyle çýnlýyor. 

Gökte helikopterler, sokak aralarýnda tanklar, zýrhlý araçlar dolaþýyor.

Ne dersiniz, güvenlik güçleri keyfi bir operasyonu mu sürdürüyor, þehit vermekten keyif mi alýyor?

Bölgede daðlarda operasyon aylardýr devam ediyor, þehit sayýsý yüzün üzerine çýktý.

Ne dersiniz, asker daðlarda güç gösterisi yapmak için mi dolaþýyor?

Ne dersiniz uçaklar, sýnýr ötesine operasyonlarý, bomba stoklarý çok fazla geldi, benzin depolarý dolup taþýyor da onlarý tüketmek için mi gerçekleþtiriyorlar?

Bu sorularýn akla ziyan sorular olduðunu biliyorum ama “Silvan’da sokaða çýkma yasaðý 10’uncu gününde, vatandaþ periþan” söylemiyle güvenlik güçlerinin önüne gerilenlerin varlýðýný görünce, birilerinin akla ziyan bir dünyada yaþadýðý sonucuna varýyorsunuz.

En insaflýsý Diyarbakýr Baro Baþkaný Tahir Elçi çýktý, örgüt mensuplarýna “sivil alanda çatýþmamalarý” çaðrýsýnda bulundu.

Hele þükür mü demek lazým? Hiç olmazsa ortada bir çatýþma bulunduðunu kabul etmiþ oldu. Yani silahlý bir örgüt var. Yani güvenlik güçlerine karþý silah kullanýyor. Yani sivil alaný savaþ ortamý haline getirmiþ.

Tahir Elçi biraz daha “özgür” konuþabilseydi, “Silvan’da bu silahlý yapýnýn iþi ne?” diye sorardý. “Daðda bu silahlý yapýnýn iþi ne?”

Biliyorum bunlarý Tahir Elçi’den beklemek lüks.

Nitekim böyle bir talebi HDP milletvekillerinden de bekleyemiyoruz. Zaten onlar, örgüt mensuplarýnýn önünde “canlý kalkan” olmuþ durumdalar.

Silvan olayý, neyi gösteriyor biliyor musunuz, terör örgütünün böyle bir ilçede ne ölçüde yerleþtiðini, yýðýnak yaptýðýný gösteriyor. Bu yýðýnaðýn, bu yerleþmenin sonucu oldu yol kesmeler, haraç almalar, sözde mahkeme kurup yargýlamalar ve bunun içinden çýktý 10 günlük sokaða çýkma yasaðýna raðmen üç mahalleden örgütün sökülüp atýlamamýþ olmasý gerçeði.

Daðlarda aylardýr süren terörle mücadele neyi gösteriyor biliyor musunuz?

Terör örgütünün daðlara bunca doçkayý, bunca lojistik malzemeyi yýðabildiðini gösteriyor.

Siz Silvan halký olsanýz ne hissederdiniz, böyle bir terör örgütünün yaný baþýnýzda olduðunu, omzunda keleþ taþýyan bir militanýn kapýnýzý her an çalabileceðini, “oðlunuzu-kýzýnýzý verin, þu kadar da haraç verin” diyebileceðini düþündüðünüzde?  

Devletin bir hukuku var. Gökteki helikopterin de, yerdeki tankýn, zýrhlý aracýn, hatta biber gazýnýn bile “hukuk”u var. O hukuk gözetilmezse hesabýnýn sorulacaðý mekanizmalar var.

Terör örgütünün hukuku var mý?

Oðlunuzu - kýzýnýzý daða kaldýrdýklarýnda hesap soracaðýnýz bir mekanizma var mý?  

Ýþte o eþkýya düzeni hakim kýlýnmýþ Silvan’a...

Günlerdir söküp atamýyorsunuz.

Silvan hadisesi, sadece terörün nasýl vahim boyutlara týrmandýðýnýn göstergesidir.

Silvan’dan önce Sur’da, Dicle’de, Cizre’de, Nusaybin’de, Beytüþþebap’ta sokaða çýkma yasaklarý uygulandý ve örgütten temizlenmeye çalýþýldý.

Daha önce bazý daðlarda, kýrsal alanlarda “Güvenli bölge” uygulamasý yapýldý, çünkü o daðlarda, kýrsal alanda yerleþmiþti terör örgütü.

“Mardin’den 30 bin aile göç etti” açýklamasýný yapmýþtý Orhan Miroðlu. Baþka, baþka, baþka göç haberleri yansýdý aralýklarla medyaya.

Bunlar keyfinden terk etmiyor yurdunu yuvasýný... Örgüt gelmiþ silahý çekmiþ ve vatandaþ kendisine yönelik devlet güvencesini hissedememiþ. Örgüt “Devlet gidecek ben kalacaðým” tehdidinde bulunmuþ vatandaþa karþý.

Þimdi diyor ki devlet: O, barýþa gidebilmek için geçici bir göz yummaydý. Onu çok kötü kullandýnýz. Bitti, müsamahanýn sonuna gelindi.

Ne yazýk ki göz yumma döneminde çok göz yumulmuþ. Silvan vb. o ortamda öylesine kirlenmiþ ki on günlük bir sokaða çýkma uygulamasýyla bile temizlenemiyor.

Ama temizlenecek. Herkes ayaðýný denk almalý.