Dün iddianamenin Beşiktaş’la ilgili kısmını ve ek klasörlerde yer alan belge ve telefon konuşması dökümlerini bir kez daha okudum. Olur ya, dedim, gözümden kaçan, o anda önemsemediğim bir şey vardır. Yine hiçbir şey bulamadım.
UEFA’nın bu konudaki kararını utanç verici buluyorum. Bu kadar yetersiz kanıtla “teşvike teşebbüs” kanısı oluşuyorsa, dünya üzerindeki kulüplerin azımsanmayacak bir bölümünün bu tedbir kapsamına girmesi gerekir. Kimse kusura bakmasın, benim gözümde bu tablo bir saçmalıktan ibaret. Şimdi uzun aylar boyunca CAS sürecinden rasyonel ve ciddi bir sonuç çıkmasını bekleyeceğiz.
Şike soruşturmasının ilk günlerinden beri şunu söylüyorum: Beşiktaş’ın adı bu soruşturmada başka bir takımın yanına meze edildi. Geldiğimiz yere bak. Elbette bu noktaya gelinmesinde temel suç eski yönetimde. O yönetimin sergilediği vizyonsuzluk ve çapsızlıkta. Bir kez daha altını çize çize yazacağım: Ödünsüz hücum futbolu vaadiyle, uzun vadeli hedeflerle, sistemin her yaş grubunda uygulanacağı müjdesiyle başlayan ve sportif başarısızlığa karşın sahaya gerçek bir futbol kalitesinin yansıdığı, gelecek için umut ışıklarının belirdiği bir sezonda Schuster’in arkasında durulsa, gitmesine izin verilmese bütün bunları yaşamayacaktı Beşiktaş.
Belki Türkiye Kupası’nı da kaybedecek ve ertesi sezon Avrupa’ya gidemeyecekti, ama adı bu saçmalığın içinde yer almayacaktı. Çünkü saçma sapan bir İbrahim Akın transferinin ve ona eşlik eden yetkisiz menajer hinliklerinin, pespaye futbol kültürümüzün yanından bile geçmeyecekti.
Türk futbolunda yenilikçi ve öncü bir role soyunacaktı yine, hep olduğunca. Beşiktaş kendine yakışan yolda yürüyor olacaktı.
Vizyonsuzluk ve çapsızlığın daha iyi bir örneği olabilir mi? Buna bir de Beşiktaş değerlerindeki erozyonu ekleyin. Bu konuda da usanmadan yazıyorum. Beşiktaş modern futbol kültürüne yaptığı yatırımı sürdürebilse, o değerlerin de kendiliğinden restore olacağı bir kulvara girecek, seçilir seçilmez futbol uleması kesilen yöneticilerin oyuncağı olmayacaktı. Şimdiki yönetimi uyarıyorum: Bu kriz halini bir küçülmenin konusu haline getirmeyin sakın, çap ve vizyon zamanı şimdi, cesaret zamanı. Beşiktaşlılara sesleniyorum, gelin, kongre üyesi olun, Beşiktaş’ın geleceğine sahip çıkın!