Þimdi sýra özürde

Çarþamba günü Ýsrail Devlet Denetçisi’nin Mavi Marmara baskýnýna iliþkin raporu açýklandý. Raporda Netanyahu baþta olmak üzere baskýn kararýnýn verilmesinde katkýsý olan hemen herkes eleþtiriliyor ve Genelkurmay Baþkaný’nýn uyarýlarýnýn dikkate alýnmadýðý, gemide direniþ olduðu takdirde ne yapýlacaðýnýn düþünülmediði söyleniyor. Baþka bir deyiþle Ýsrail devleti hata yaptýðýný kabul ediyor.

Raporda hukuk analizi yok. Ama bu saatten sonra hukuk analizinin önemi de yok. Hukuk analizi isteyenler BM Ýnsan Haklarý Konseyi’nin Mavi Marmara raporuna bakabilirler.

Sorun zaten baþtan beri siyasiydi. Türkiye’nin önermiþ olduðu çözüm yöntemi de öyleydi. Türkiye özür ve tazminat talep etti. Ýsrail tazminatý kabullendi, ancak özürde direndi. Aslýnda erdem olan özür dilemeyi gurur meselesi haline getirdi.   

***

Mavi Marmara’ya yapýlan müdahalenin haklý olduðuna dair inanç ve Türkiye’nin Ýsrail ile yaþadýðý gerilimden stratejik yarar saðladýðý öngörüsü de, özür dilemeyi iyice zorlaþtýrdý.

Netanyahu iktidarý yapýlan görüþmelere ve üstünde mutabakata varýlan metinlere raðmen özür dilemedi. Türkiye ise önce yaptýrým tedbirlerini ilan etti, sonra da aþama aþama bu tedbirleri hayata geçirmeye baþladý. Diplomatik iliþki düzeyini düþürdü. Mayýs ayýnýn son haftasýnda da hukuki süreci baþlattý.

Belli ki özür gelmezse diðer yaptýrým tedbirleri de devreye girecek, iki ülke iliþkileri geriye dönülmez hale gelecek. Daha önce de yazdýðým gibi tatsýzlýktan her iki taraf da zarar görecek. Fakat en büyük zarar Ýsrail’in hanesine yazýlacak.

Güvenliðinin temel payandasý Mýsýr her geçen gün yeni bir krizle sarsýlýrken, Suriye’deki bilindik düþmanýn tahtý sallanýrken, Ýran bölgedeki etkisini Irak üstünden pekiþtirmeye çalýþýrken, Ýsrail’in Ankara’nýn dostluðuna ihtiyacý var.

Görebildiðim kadarýyla Ankara da uzatýlacak dostluk elini geri çevirmeyecek. Ýliþkiler tabii ki eski güzel günlerine hemen dönmeyecek. Ancak özür dilenmesi halinde normalleþme yolunda adým atýlacak.

Devlet Denetçisi’nin açýklanan raporu Baþbakan Netanyahu’nun elini güçlendiriyor, Ýsrail kamuoyuna Mavi Marmara baskýný sýrasýnda hata yapýldýðý mesajýný veriyor, özür dilenmesini makul hale getiriyor.

Koalisyon zeminin geniþlemesi, Türkiye’nin özrü müzakereye hazýr olmasý da Ýsrail tarafýndan atýlmasý gereken adýmýn atýlmasýný kolaylaþtýrýyor. Perþembe günü Kahire’de açýklanan ve parlamento seçimlerini iptal eden Anayasa Mahkemesi kararý da Ýsrail’i rahatlatmamalý.

Karar askerlerin elini güçlendirmeyecek, Mýsýr’ý sonu belli olmayan bir kaosa sürükleyecek. Herkesten çok da Ýsrail bu kaostan etkilenecek. Ülkenin radikalleþmesi, Müslüman Kardeþlerin ve özellikle Selefilerin sokaða dökülmesi sorunlu komþusu için Parlamento’da olmalarýndan çok daha vahim sonuçlar doðuracak.  

***

Diyebilirsiniz ki özür dilense ne deðiþecek? Ýsrail Filistin sorununun çözümü yolunda adým mý atacak? Gazze ambargosu mu kalkacak? Evet, belki istediðimiz her þey olmayacak ama bölgesel istikrarýn ana unsuru olan iki devlet yakýnlaþacak, Türkiye dünya siyasetinde daha da etkin bir güç olacak.

Unutmayalým ki Arap dünyasýnda yaþanan deðiþim sadece Ýsrail açýsýndan deðil Türkiye açýsýndan da bütün dengeleri deðiþtirdi. Tam da bu sýrada Amerika’nýn bölgeden çýkýþý bize siyaset yapabileceðimiz büyük bir jeopolitik boþluk býraktý. Türkiye bu boþluðu bölgenin önemli bir aktörünün çýkarlarýný dikkate almadan, onunla iliþkisini sorunlu tutarak dolduramaz.

Ayrýca Ýsrail ile olan iliþkilerin normalleþmesi diðer sorunlarýmýz açýsýndan da önemli. Ýsrail lobisiyle de, siyasi eylemiyle de, askeri gücüyle de, istihbaratýyla da etkili bir güç. Mesela Kýbrýs sorununa GKRY’nin ilan ettiði Münhasýr Ekonomik Bölge’nin 12 numaralý parselindeki özel sektör ortaklýðý sayesinde neredeyse taraf. 

Türkiye, Ýsrail’i görmezden gelerek bu bölgede, daha doðrusu ayný parselde dediði gibi petrol ya da gaz ararsa, çýkabilecek krizi yönetmesi çok daha karmaþýk, çok daha zor olur. Amerika ile olan iliþkileri gerilir, dünyaya hukuken zaten tartýþmalý olan teþebbüsünü anlatmakta zorlanýr.