Þimdiki aktörler çirkin

Türk Sinemasý’nýn kötü adamý Nuri Alço, yeni dönem filmlerdeki küfürlerden ve özensiz, salaþ tiplerden rahatsýz.

“Adana Film Festivali’nde yaþlý bir kadýn film izlerken omzumuza dokundu ve ‘Oðlum bu yönetmenin hiç anasý babasý yok mu?’ Bu küfürleri nasýl ettiriyor?’ dedi.”

Yeþilçam’ýn unutulmaz isimleri sadece jönler ve güzel aktristler deðil. Kötü veya iyi karakterleri canlandýran oyuncular da unutulmazlar arasýna girmiþtir. Mesela Danyal Topatan veya Yadigar Ejder gibi isimler herkesin gönlünde yaþýyor. Tabii en karizmatikleri Nuri Alço. Onu her festivalde, açýlýþta veya yeni çevirdiði filmlerde gömek mümkün. Biz de Akþehir Komedi Filmleri Festivali’nde karþýlaþtýk. Alço’nun sorularýmýza verdiði cevaplar içinde yeni Türk sinemasý için aðýr eleþtiriler vardý ama haklýlýk payý da yok deðildi...

-Ýlk sorumuza ‘Gazoz Meselesi’ ile baþlayalým. Sýkýldýnýz mý gazoz içmekten...

Haliyle sýkýlýyorum ama halký kýrmak da mümkün deðil tabii. Herkese olumlu cevap veriyorum, hepsine eþlik ediyorum.

-Akþehir Komedi Filmleri Festivali’nde ödül törenleri sýrasýnda sahneye siz çýktýðýnýzda halkýn farklý bir sevgisi vardý. Bunu neye baðlýyorsunuz?

Sevilmek güzel bir þey. Hem de karakter oyuncusu olarak, kötü adam olarak sevilmek çok daha güzel.

-Kaç film çektiniz?

Ýki yüz civarýnda.

-Ýyi bir karakter oynadýnýz mý peki?

Var tabii. Mesela Ýstanbul’da üç tane çocuðu olan, hamallýk yaparak para kazanan, böbreðini satmak zorunda kalan bir adamýn hikayesinde oynamýþtým. Uzaylý Zekiye’de de komedi oynadým ama ön planda ‘kötü adam’ tiplemeleriydi.

BENÝM GAZOZUM EROL TAÞ’IN TAVUÐU

-Filmlerde ahlakende kötü adam olmanýza raðmen gerçek hayatta bu denli sevgi görmeniz ilginç deðil mi? ‘Kötü Adam’ Erol Taþ’a sokakta yumurta, taþ atýldýðý olmuþtur...

Tabii, uyuþturucu ve kadýn satan çetelerin baþýndaki adamlarý oynadým hep. Erol Taþ çok deðerli bir oyuncuydu. Benim nasýl bir gazoz olayým varsa, onun da tavuk yeme olayý vardý. Tavuðun bacaklarýný ayýrýp yeme hallerini herkes hala söyler, onun gibi yiyen biri daha çýkmamýþtýr.

-Yeþilçam’da o dönem bu rollerde yer almanýzda þehirli ve Avrupai görüntünüzün etkisi var mýydý?

Evet. Güzel giyimli, daima zengini oynayan, yakýþýklý birinin Türkiye’de kötü karakteri oynamasý çok doðal. Kayýp Kýzlar filmiyle baþladý benim serüvenim ve bana böyle bir teklif ilk geldiðinde çok þaþýrdým. Yönetmen Orhan Elmas senaryo bile vermedi, ‘Ben oynayacaðýn rolü biliyorum, baþroldesin’ dedi ve filmi 22 günde çektik. Tarýk Akan dört gün çalýþtý, polisi oynadý. Yönetmen ‘Böyle yakýþýklý bir tipi harcamak istemiyorum, hemen arkasýndan da seninle Alev Alev’i çekeceðim’ deyince kabul ettim. Biz Tele Kýzlarý çektik ama bir baktým ki Alev Alev’i Cüneyt Arkýn ve Tarýk Akan’la çekmeye baþlamýþlar. Ne olduðunu sorunca da ‘Sen böyle devam et’ dedi ve devam edince de üzerimize yapýþtý kaldý tabii...

-Çok fazla film üretiyoruz ama sizin zamanýnýzdaki gibi halkýn ‘Haydi sinemaya gidelim’ diyeceði türden filmler çekiliyor mu?

Yok ne yazýk ki. Eski aktörler yok, bizim zamanýmýz starlýk devriydi. Herkes kendi çapýnda bir stardý. Þu anda oynayan arkadaþlarýmýz sadece filmlerdeki rolleriyle tanýnýyor, gerçek isimlerini kimse bilmiyor. Aktör ve aktrist dediðin zaman yakýþýklý ve güzel insan akla geliyor. Þu anda güzellik kavramý deðiþti. Aktörlere baktýðýnýz zaman hepsi hakikatten çirkin insanlar, saçý sakalý birbirine karýþmýþ, kel, bir kravat dahi takmayan hep ayný tiplemeler ayný þeyler var. Þaþýrýyorum. ‘Sinemanýn çehresi mi deðiþti?’ diyorum çünkü bir güzellik anlayýþý yok. Eskiden Ses ve Hayat mecmuasýnýn yarýþmalarý vardý; ‘Fotoroman kral-kraliçe’ yarýþmalarý vardý, oralardan geliniyordu ve güzel tiplemeler seçiliyordu. Þu anda onlarý göremiyorum maalesef...

-Son dönem Türk filmlerinde sizi neler rahatsýz ediyor?

Komedilerdeki küfür. Rahmetli Kemal Sunal’ýn en fazla ‘Eþþekoðlu eþek’ derdi ve millet ona çok gülerdi. Bugün yirmi kez izleyin, yirmi kez gülebiliyorsunuz. Ama küfür olunca bunlarý yakalayamýyor, gülemiyorsunuz. Bu filmlere ailesiyle, çoluk çocuðuyla gidenler var. Benim baþýma da geldi. Adana Film Festivali’nde yaþlý bir kadýn film izlerken omzumuza dokundu ve ‘Oðlum bu yönetmenin hiç anasý babasý yok mu? Bu küfürleri nasýl ettiriyor? Bak biz kýzýmýzla geldik, böyle filmleri küfürsüz izleyemeyecek miyiz?’ diye sordu. Eskiden insanlarýn seyrettikleri filmlerde Hulusi Kentmen vardý babacan tavýrlarýyla, bir aile vardý. Herkes seviyordu bu hikayeleri ama artýk o sýcaklýðý yakalayamýyoruz herhalde.

-Siz hala oynayabilen aktörlerdensiniz. Diðer Yeþilçam oyuncularýnýn çoðu sektörden tamamen uzaklaþtý.

Çünkü ben hep gündemdeyim. Açýlýþlar, programlar olsun, 80’li yýllar olsun... Hep katýlmaya çalýþtým. Üniversitelere davet ediliyorum, narkotiðin uyuþturucu üzerine uluslararasý bir sempozyumuna dahi katýldým. Bütün uyuþturucu filmlerinde oynadýðým için, beni insanlar orada görünce daha çok etkileniyordu.