Önceki gün F.Bahçe’nin reenkernasyon sürecindeki muhteþem diriliþinden sonra; G.Saray’ýn daha sükseli bir giriþ yapmasý bekleniyordu. Ama iyi oynayan Alanya oldu.
Ýlkyarýnýn neredeyse tümünde, evsahibi takýmýn baskýsý vardý. Sadece baskýyla da sýnýrlý deðillerdi. Oyun kurgusu açýsýndan da, rakibinden daha derli-topluydu. Tek kusuru, onca baský ve tehlikeli atak üretimine raðmen; sonuç alýcý son hamlelerde daðýnýk olmasýydý. Devreye bu yüzden, anca 1-0’la girebildiler. Az attýlar ama öz attýlar. Bir kere gol hem þahaneydi; hem de kendi sahalarýndan çýkardýklarý top, sadece iki pasla Muslera’yý avlamýþtý...
***
En yenilerden sadece Mitroglou’yu ilkonbire süren Terim; bu tek tercihinde hangi kýstasý kullandý, bilmiyorum. Yunanlý þaþkýn þaþkýn dolaþýp durdu. Ýki haftadýr baþarýlý oynayan ve goller atan Sinan Gümüþ, sonradan onun yerine girdi. Ama hangi gerekçeyle, baþtan kesik yedi; bu tehdit miydi?
G.Saray ilk yarý boyunca anlaþýlmaz þekilde daðýnýk, güçsüz, ataksýz, temposuz ve sonraki dakikalara umut veremeyecek kadar çaresizdi.
Evet Mariano’nun erken dakikalarda çýkýp, zorunlu bir deðiþiklikle Ömer Bayram’ýn girmesi; takým ve hoca için elbette bir handikaptýr. Ama bunun bedeli bu kadar mý aðýr olur? Daðýnýklýðý buna baðlayamayýz. Mazerettir ama, sebep deðildir.
***
G.Saray oynamaya ve etkili olmaya hazýr Onyekuru’yu, daha da öne sürmek/beslemek/tehdit unsuru olarak kullanmak gibi, basit bir çözümü bile akýl edemez haldeydi. Neyse ki, ikinci yarýda akýllarýný baþlarýna aldýlar. Katakulliyle deðil, Feghouli’yle gol de geldi.
Bu canlanýþ hem geç olmadan beraberliði getirdi, hem de Alanya’nýn dominant tavrýna set çekti. Ama o kadar!