Türkiye’nin Yabancý Film Oscar’ý adayý Ateþin Düþtüðü Yer, final grubu olan ilk dokuz film arasýna kalamadý. Rakiplerinin oldukça güçlü olduðunu gördüðümüz grupta daha çok Batý ülkeleri bulunuyor. Ülkemizdeki yýllýk giþe hasýlatý sýrlamasýnda ise Uzun Hikaye aldýðý fena olmayan oranlarla üst sýralara yerleþti. Tarihi filmimiz Fetih 1453 ise toplam seyircinin kahir ekseriyetini toplayarak büyük bir ticari baþarý saðladý. Türkiye’deki sinema algýsýna baktýðýmýzda, sinemanýn aðýrlýklý olarak bir eðlence ve vakit geçirme zemini olduðunu görüyoruz. Yabancý filmlerde olsun, yerli filmlerde olsun seyircinin yaklaþýmýnýn genel itibariyle eðlentilik olduðu görülüyor. Sinema kavramýnýn, alýþveriþ merkezlerinin bünyesine yedirilerek bir tüketim malzemesi haline dönüþtürülmesi sonunda baþarýldý. Bu sanatýn kültürel boyutu ise hakim popüler kültürün ve yine tüketim kültürünün bir uzantýsý haline getirildi.
Yerli filmlerdeki kültürel erozyon aslýnda en büyük zararý kendine veriyor. Gerçi kimi üst seviyelerde giþe gelirine eriþiyor ancak bu hem seyircinin kültürel geliþmiþliði pahasýna oluyor hem de uzun vadede sinemamýzýn kimliði ve sanatsal niteliði gibi sorunlarýnýn sürgit gündemde olmasýna sebebiyet veriyor. Diðer bir deyiþle, birkaç boyutlu bir açmaz içinde sinema bu engebeli yolda yoluna devam etmeye çalýþýyor. Artýk tüketim kültürünün içinde algýlanmasý gereken ortalama altý komedi ve argo üstü kullanýmlar, son tahlilde seyirci niteliðini de belirliyor ortaya aslýnda bir kakafoni çýkýyor.
***
Bresson, son Türkçe baskýsý Küre Yayýnlarý tarafýndan yapýlan dev ama küçük hacimli çalýþmasý Sinematografik Notlar’da, hayat içinde ekonomikliðin deðerini vurgular. Ýnsana yeteri kadar lazým olanla yetinilmesi gerektiðinin altýný çizen ünlü yönetmen/düþünür, kendi sinema yaklaþýmýnda da bu düstura sadýk kalmaya çalýþýr. Sinemada bu nazar noktasýndan yaklaþýldýðýnda, kimi görsel kullanýmlarda ifrat derecesine gidildiðini gözlemlemekteyiz. Azlýðýn aslýnda çokluk anlamýna geldiði, sessizliðin güçlü ifade, zayýflýðýn gerçek manada güçlülük, kýrýlganlýðýn ve esnekliðin yetkinlik, duraksamanýn atýlým olabileceðinin farkýna varmanýn bilgece bir duruþ olduðunu belirtmeliyiz. Sinemada bu duruþu ilkeli bir þekilde ortaya koymaya çalýþan yönetmenlerimiz daha fazla neþet etmedikçe, varolan sorunlarýn aþýlabileceðinden maalesef pek de söz edemeyeceðiz. Seyircinin genel beðenisi gökten zembille inmemektedir; bunu belirleyen, beslendiði imgesel kodlar ve genelgeçer popüler kültürel yaklaþýmlardýr. Ne verirseniz, ne ekerseniz onu alýrsýnýz, biçersiniz. Ýnsan, eþref-i mahlukat olmaya aday bir yaratýmdýr, ona saygýyla ve fýtratýna uygun bir biçimde hitap ettiðiniz ölçüde ve takdirde genelde ayný muameleyle karþýlaþýrsýnýz. Eðer manipulatif olarak, bazý hassalarýný kanýrtýcý ve gýdýklayýcý bir þekilde bir yaklaþým sergilerseniz, o profil ve tipolojiye göre bir üretim yapmak mecburiyetinde kalýrsýnýz.