Sinemaya Weimar dokunuþu

Berlin Film Festivali’nin bu yýlki Retrospektif bölümünde Weimar Cumhuriyeti’nin 1933 sonrasýnda sinemaya etkisi ele alýnýyor. 2013 yýlýnýn Deutsche Kinemathek / Alman Sinemateki’nin kuruluþunun 50. yýldönümüne de rastlamasý nedeniyle New York Modern Sanatlar Müzesi MoMA iþbirliðiyle gerçekleþtirilecek olan “The Weimar Touch / Weimar Dokunuþu” adýný taþýyan bölümde beþ baþlýk altýnda 33 film gösterilecek. Yeni filmlerini günü gününe takip edip Star okurlarýna aktarýrken bir yandan da FIPRESCI Jüri Baþkanlýðý görevini yerine getireceðim. Ama öncelikle sinema tarihinde bu ilginç açýlýma odaklanalým.

1. Dünya Savaþý sonrasý Almanya’da komünizmin yer yer benimsenir olmasýna karþý sosyal demokrasiyi öne çýkaran ve simgesi Goethe olan Weimar kentini merkez alan Weimar Cumhuriyeti kuruldu. Ancak halkýn desteðini kazanamadýðý için 15 yýllýk iktidarý boyunca 17 kez hükümet deðiþtirmek zorunda kaldý... 

Yenik düþen Almanya’da baþgösteren büyük sosyal deðiþim ve niteliði tartýþýlýr demokratikleþme sürecinde yaþanan derin çeliþkiler, hemen her dalda renklenmiþ olan kültür-sanat alanýndaki çeþitliliði de arttýrdý, bu süreçte. Einstein’ýn kuramlarýný geliþtirdiði, Frankfurt Okulu’nun kurulduðu (1924),

Kurt Weill ve Brecht’in tiyatro yaptýðý, Hesse ve Mann’ýn yazdýðý, Gropius’un Bauhaus’u açtýðý bir dönemdi.  Savaþ öncesinden beri süregelen Danlar ve Çeklerle iþbirliði yapýlan, özellikle Yahudi sinemacýlarýn (ve hemen her dalda sanatçýlarýn) etkin olduðu bir kültür dünyasýna sahipti Almanya. 1917’de bir devlet kurumu olarak temeli atýlan Universum Film AG - UFA’nin Berlin Tempelhof ve Babelsberg  stüdyolarý ‘20’li yýllarda Hollywood stüdyolarýnýn yegane rakibiydi. Almanya dýþýna film ihraç etme kabiliyetinden dolayý

MGM ve Paramount’un bir ara iflasýn eþiðine getirmeyi becerecek kadar ciddiye  aldýklarý bir güce sahipti. (A History of the Cinema Its Origins to 1970 / Kökenlerinden 1970’e Bir Sinema Tarihi” Eric Rhode)

***

‘20’li yýllar Alman Dýþavurumcu Sinemasýnýn parladýðý, sessiz ve siyah beyaz filmlerin hala daha aþýlamamýþ bir sofistikasyona ve psikolojik derinliðe ulaþtýðý eþsiz bir dönem. Lotte Eisner’in “Alman Sinemasýnda Dýþavurumculuk ve Max Reinhardt’ýn Etkisi” altbaþlýðýyla yazdýðý “The Haunted Screen” adlý kitabýnda incelediði Murnau, Wiene, Wegener, Pabst, Lang gibi ustalarýn elinden çýkan filmleri bugün hala hayranlýkla izleriz.

1933 yýlýnda Nazilerin iktidara gelmesiyle birlikte yurt dýþýna, öncelikle ABD’ye sürgün / göçmen giden Almanlar (yaklaþýk 2000 kiþi!) da bu farklýlýklarla dolu kültürü taþýdý. Ýþbirliðini de koparmadýlar. ‘50’li yýllara dek Almanca konuþan göçmenlerin filmlerinde Weimar izleri kaldý. Weimar Dokunuþu kapsamýndaki 33 film Ritim ve Kahkaha, Unheimlich / Tekinsiz, Iþýk ve Gölge, Çeþitlemeler ve Düþmanýný Taný baþlýklarý altýnda sýnýflandýrýldý. Mizahýyla, müziðiyle, gizemiyle, gotiðiyle, politiðiyle Weimar döneminin sinema tarihindeki izdüþümleri Berlin Film Festivali’nden sonra, Nisan ayýnda New York’ta, MoMA’nýn salonunda gösterilmeye baþlanacak. Seçkideki filmlerden bazýlarý çok tanýdýk. Ritim ve Kahkaha baþlýðý altýnda Billy Wilder’ýn “Some Like It Hot / Bazýlarý Sýcak Sever”i var, örneðin. Nazi karþýtý filmlerin toplandýðý Düþmanýný Taný bölümünde Michael Curtiz’in “Casablanca / Kazablanka”sý ve Ernst Lubitsch’in “To Be or Not To Be / Olmak veya Olmamak”ý beklendiði gibi yer alýyor. Çeþitlemeler arasýnda Joseph Losey’in Fritz Lang’ýn ayný adlý filminden yaptýðý uyarlama “M” dikkat çekiyor. Robert Siodmak’ýn Fransa’da sürgündeyken yaptýðý “Pieges / Tuzaklar” da Tekinsiz bölümünde...

Bakalým 7 - 17 Þubat tarihleri arasýnda düzenlenecek olan Berlin Film Festivali’nin dünya prömiyerleri de klasikleri kadar heyecan verici olacak mý?