Fiziki ve coðrafi sýnýrlardan bahsetmiyorum.
Yürek coðrafyamýza sýnýr çizmek kimin haddine!
Yüreði olmayan anlamaz bu lafý.
Yürekli olamayan da…
Cumhurbaþkaný’mýzýn Lozan’la ilgili olarak söylediklerini de o yüzden anlamadý o yüreksiz güruh.
Coðrafi sýnýrlar konusunda dediklerini de…
Mecburiyetten razý olmak ayrýdýr, gönülden razý olmak ayrý.
Yeni Türkiye’nin seçilmiþ Baþkaný’nýn söylediði tam da budur iþte.
Ama birileri, Lozan üzerinden neredeyse meseleyi Atatürkçülük tartýþmasýna kadar indirgeyebiliyor.
CHP Genel Baþkaný’nýn yaptýðý þey tam da bu iþte!
Sanki Cumhurbaþkaný’mýz Atatürk’ü eleþtirmiþ gibi yaparak, rol kapmaya çalýþýyorlar.
Tabii üst aklýn emrindeki siyasi bir aparata dönüþtürülmüþseniz, o üst aklýn razý gelmeyeceði konularda refleksleriniz gereði onlardan önce siz rahatsýzlýk duyarsýnýz.
***
Ortada bir Atatürk eleþtirisi veya hesaplaþmasý yok.
Hele hele Sevr’i savunmak hiç yok.
Ama malum Genel Baþkan, “Onlar Sevr’den yana, o yüzden Lozan’a karþý çýkýyorlar” diyerek hem çarpýk bakýþ açýsýný, hem de tabiatýnda bulunan her þeyi çarpýtmaya hazýr bakýþ açýsýný gözler önüne seriyor.
Biz Sevr’den de, Lozan’dan da yana deðiliz.
Sevr’i yok hükmünde sayarak parçalamýþ yiðit bir milletin evlatlarýyýz.
Lozan’a da mecburiyet tahtýnda “evet” demiþiz.
Lozan Sözleþmesi’yle belirlenen sýnýrlarýmýz hiçbir zaman içimize sinen sýnýrlar olmadý.
Olmayacak da.
Ama bu, Lozan’ýn yeni devletimizin kurucu belgesi olduðu gerçekliðini görmezlikten gelmemizi gerektirmiyor.
Lozan’da daha iyisi olabilirdi tartýþmasýna girmenin de artýk gereði yok.
Oldu bitti…
Lozan’da mecburiyetten kabul ettiðimiz koþullarý, Cumhuriyetçilik veya Atatürkçülük adýna bir dogma gibi kabul etmenin, Lozan’ý hiçbir þekilde tartýþmaya açýk olmayan kutsal bir metin gibi dayatmanýn da anlamý ve gereði yok.
Cumhurbaþkaný’mýz, Lozan tartýþmalarý üzerinden Atatürk’ü eleþtirmediði gibi, Lozan’ý yýrtýp atalým da demek istemiyor.
Bunu derken Sevr’e de hiçbir þekilde sahip çýkmýyor.
Bunu böyle takdim etmek, siyasi bir ahlaksýzlýk örneði olabilir sadece.
Cumhurbaþkaný’mýzýn Sevr’i göstererek bizi Lozan’a ikna ettiler mealindeki sözleri, “ölümü gösterip sýtmaya razý etmek” anlamýna gelir.
Ve bu da hiçbir þekilde Sevr’i savunmak anlamýna gelmez.
Bu kadarýna aklý ermeyenin de ana muhalefet partisi lideri olmasýna akýl sýr erdirmek mümkün deðil, bu da ayrý bir tartýþma konusu...
***
Keþke Musul ve Kerkük’ü kaybetmeseydik.
Tarihsel koþullar ve mecburiyetler bizi oraya götürmüþ olabilir.
Ama oralar kardeþlerimizin yaþadýðý yerler.
Oralarý kendimizden bilmek ve oralarýn sorunlarýyla ilgilenmek niçin bazýlarýnýn rahatsýzlýk nedeni olsun?
Bölge üzerinde hâlâ emperyalist amaçlarý olan ülkelerin rahatsýzlýklarýný anlayabiliriz anlamasýna da, bu ülkenin bir siyasi partisinin bundan duyduðu rahatsýzlýðý anlayan varsa beri gelsin…
Musul ve Kerkük’te olmamasý gereken güçler oradalar, ama biz orada olmamalýyýz öyle mi?
Topraklarýmýzý elimizden aldýlar zorla ve hileyle.
Sýnýrlarýmýzý kafalarýna göre belirlediler tankla ve tüfekle.
Þimdi de yürek coðrafyamýza sýnýr çizmeye çalýþýyorlar.
Hiç kimsenin gücü yetmez buna…
Cumhurbaþkaný’mýz sonuna kadar haklý.
Biz bu sýnýrlarý gönülden kabul etmedik.
Bize kabul ettirdiler.
Cumhuriyetimizin kurucularýnýn doðup büyüdüðü yerler bugün bize ait deðil.
Atatürkçü geçinen CHP bunu sorun etmiyor olabilir, anlarýz.
Bizim o topraklarda gözümüz yok.
Ulusal sýnýrlara saygýlýyýz.
Ama yüreðimiz hâlâ oralarda.
Ve oradakiler hâlâ bizim yüreðimizin bir parçasý.
Oralarý da, oradakileri de kendi baþlarýna, hele baþkalarýnýn tasallutu söz konusu iken bir baþýna býrakamayýz.
Nerede bir kardeþimiz varsa, elbette ki onunla ilgileneceðiz.
Bizim için Musul neyse, Diyarbakýr da odur.
Halep neyse, Gaziantep de odur.
Erbil neyse, Ankara da odur.
Yüreði ve imaný olan bilir bunu.
Bunun neo-Osmanlýcýlýk olmadýðýný da aklý olan herkes anlar ve bilir…
Hiç kimsenin topraðýnda gözümüz yok, eyvallah.
Baþkalarýnýn toprak bütünlüðünden yanayýz.
Ama topraðýmýza göz koyanlarýn da gözünü nerede olurlarsa olsunlar çýkarýrýz, vesselam…
Günümüzde yeni bir Sevr gösterip bizi yeni Lozan'lara ikna edebileceklerini düþünenler varsa yanýlýyorlar. Topyekûn ölürüz ama yeni Lozan'lara asla evet demeyiz!