Dünkü yazýyý “çatýþma bölgelerinde gazeteciler nasýl hareket etmeli?” diye sorarak bitirmiþtim. Bugün o soruya uzun bir cevap var.
Gazeteciliðin en büyük gücü gerçekliktir. Onu da ancak sahada yakalayabilirsiniz. Gazeteciliðin temeli muhabirliktir. Yani sahadýr. Uzun bir aranýn ardýndan üç gün sahadaydým. Hatay sýnýrýnda Türkiye’nin terör örgütü PKK/YPG’ye karþý Afrin’de baþlattýðý Zeytin Dalý operasyonunu izledim.
Sadece ben deðil hem yerli hem yabancý çok sayýda basýn mensubu da sýnýrdaydý. Bu üç günde meslektaþlarýmýn sahadaki çalýþma koþullarýný yerinde görme fýrsatý da buldum. Türk gazetecilerin çoðu genç ve deneyimsizdi. Bunun temel nedeni maalesef Türkiye’de muhabirliðin bir kariyer olarak deðil bir geçiþ pozisyonu olarak görülmesi.
Muhabir ve kameraman arkadaþlarýn çalýþma koþullarý çok kötü. Çoðu haber kanalý ilk iki gün sýnýra bir ekip göndermiþti. Belli ki böyle tarihi bir harekat medya tarafýndan yeterince önemsenmemiþti. Ekip dediðim de bir kameraman bir de muhabir. 48 saat boyunca bu ekipler neredeyse hiç uyumadan, büyük bir gayretle, dinlenmeden çalýþtýlar. Oradan oraya koþtular. Daha iyi iþ çýkarmak için olaðanüstü çaba gösterdiler. Üstüne bir de haber araçlarýnýn þoförlüðünü yaptýlar. Gerçekten çok üzüldüm.
Buradan bir kez daha televizyon yöneticilerine ve medya patronlarýna sesleniyorum. Lütfen bu kadar zor görevlere gönderdiðiniz çalýþanlarýnýzý bu kadar hoyratça çalýþtýrmayýn. Bu çaðrým özellikle haber merkezi yöneticilerine. Biz yöneticiler sýcak odalarýmýzda ya da rahat masalarýmýzda çay ve kahvelerimizi yudumlarken sahadaki arkadaþlarýn bazen bir öðün yemekle günü bitirdiðini unutmayalým.
Ancak bazý muhabir arkadaþlarýma da bir eleþtirim var. Çatýþma bölgesinden en az 15-20 kilometre uzakta olduklarý halde ve herhangi bir hayati tehlikeleri olmamasýna raðmen canlý yayýn yaparken sürekli çelik yelek giymeleri ve baþlarýna çelik kask takmalarý bana abartýlý geldi. Türkiye sýnýrýndan dünyaya böyle bir poz vermekle ne amaçlanýyor doðrusu anlamýþ deðilim. Üstelik bizim muhabirlerin yayýn yaptýðý noktalardan BBC, CNN ve ZDF gibi uluslararasý televizyon kuruluþlarý da yayýn yaptý. Ancak onlarýn muhabirleri yayýnlarýný çelik yeleksiz ve kasksýz yapmayý tercih etti. Bu eleþtirimden þu anlaþýlmasýn: Gazeteciler güvenlikleri için tedbir almasýn mý? Alsýnlar; fakat þartlar neyi gerektiriyorsa ona göre davransýnlar.
Çatýþma bölgesinde gazeteciler ne yapmalý?
*birinci kural; haber merkezi ile ya da sahadaki diðer gazeteci arkadaþlarýnýzla sürekli iletiþim halinde olun.
*bazý eðitimleri mutlaka alýn. (ilk yardým kursu gibi)
*göreve gitmeden önce mutlaka bir doktora görünün.
*gittiðiniz bölge çok riskli ise bazý aþýlarý yaptýrmadan gitmeyin. Çantanýza bir ilk yardým kiti koymayý ihmal etmeyin.
*pasaportunuz ve basýn kartýnýz yanýnýzda olsun.
*kayda deðer miktarda nakit para bulundurun yanýnýzda.
*gideceðiniz bölge ya da ülke ile ilgili bilgi edinmeye çalýþýn. (günlük hayat, yemek alýþkanlarý, selamlaþmak ve tarihi hassasiyetler…vs)
*dikkat çekici giysilerden uzak durun. Rotanýzdan kolay kolay sapmayýn. Bulunduðunuz grubun kurallarýna uyun.
*geceleri zorunlu olmadýkça hareket etmeyin. Tanýmadýðýnýz kiþilerle mümkün mertebe iletiþim kurmayýn.
*kullandýðýnýz elektronik cihazlar için yedek batarya bulundurmayý unutmayýn.
*aracýnýzý kullanan þoförünüz tanýdýðýnýz biri olsun. Bu mümkün deðilse daha önce o bölgede görev yapmýþ meslektaþlarýnýz üzerinden birilerini bulmaya çalýþýn.
* en önemlisi güvenebileceðiniz bir rehber. Çatýþma alanlarýnda birlikte çalýþtýðýnýz rehberiniz o bölgede güvenilir, saygýn ve iyi iliþkilere sahip biri olmalý.
*son olarak, cesur olun. Çünkü muhabirlik özellikle de savaþ muhabirliði cesur olmayý gerektirir.