Sinir olduðunuz için güleceksiniz!

Geçen hafta gösterime giren Hayalet Dayý, arafta kalan bir adamýn gidememe halini anlatan komedi filmi. Ýki arkadaþýn evini mesken edinen dayýnýn maceralarýný yapýmda baþrolde oynayan Settar Tanrýöðen ve Ülkü Duru ile konuþtuk.

- Hayalet Dayý da arafta kalan bir adamýn karýsýný canlandýrýyorsunuz. Rolünüzü kýsaca anlatabilir misiniz?

Ülkü Duru: Hayalet Dayý’da canlandýrdýðým Mukaddes, hayatýný kocasýna ve evine adamýþ bir ev kadýný. Evlilik yýldönümlerini kutlayacaklarý gece, kocasý erkek arkadaþlarý ve onlarýn getirdiði kadýnlarla eðlenmeye çýkýyor. Kadýn da buna dayanamýyor; evini ve kocasýný terk ediyor. Bir daha evine dönmediði gibi kocasýný da asla affetmiyor. Bu nedenle adam, öldüðü zaman öbür dünyaya göç edemiyor ve arafta kalýyor. Böylece Hayalet Dayý olarak karýsýyla birlikte yaþadýklarý evde dolaþýp duruyor.

- Arafta kalma halleri sinemada, genelde daha dramatik anlatýlýr ama bu bir komedi. Bir hayaleti canlandýrmak nasýldý?

Settar Tanrýöðen: Dünya sinemasýndaki diðer örnekleri bilmiyorum. Hayalet Dayý bir komedi filmi. Komik bir durum içindeki karakter, her yaptýðýyla komik oluyor. Ben genelde fazladan bir þey yapmamaya özen gösterdim.

- Dünya sinemasýnda araf hikayeleri çoktur ama bizde az iþlenen bir konudur. Sadece Ruhsar  adlý bir dizi vardý, o da komedi eksenliydi. Filmin komedi olmasý bir avantaj mý sizce?

Ü.D: Türk sinemasýnda gerçeküstü fantastik, korku öyküleri yeni iþlenmeye baþlandý ve çok iyi filmler çýkacaðýna inanýyorum. Komedi olmasý seyirciye daha kolay ulaþmasý bakýmýndan tabii ki bir avantaj.

- Neden Hayalet Dayý, kimin dayýsý?

S.T: Ýyiliði de kötülüðü de hepimiz gibi içinde taþýyan biri. Hani hiçbir þeyin deðildir de dünyaya senden daha önce geldiði için birinin adýnýn önüne arkasýna bir sýfat gerektiði düþünülür ya; abi, amca, dede, baba, birader, kardeþ gibi. Buna da dayý denk geldi.

- En son Pek Yakýnda filminde rol aldýnýz, o da komediydi. Komedi çok çekiliyor son yýlarda. Hayalet Dayý’nýn bu anlamda farký nedir?

Ü.D: Pek Yakýnda ve Hayalet Dayý filmlerine komedi filmi diyebiliriz. Fakat ikisinin de senaryosu duygusal bir aile hikayesine dayanýyor aslýnda. Zaten her þeyin çok zor ve üzücü olduðu günümüzde, içimizi burkan öyküleri biraz hafifleterek ve güldürerek seyirciye aktarmak bana mantýklý geliyor çünkü hepimizin buna ihtiyacý var. Hayalet Dayý’da çok farklý bir mizah anlayýþý var bu da seyircimiz için bir yenilik.

S.T: Bazý durumlar vardýr sinirinizi bozar ve gülersiniz... Hayalet Dayý, çok sinir bozucu ve komik bir film oldu.

YAÞITLARIM ÝHTÝYARLADI BEN NE YAPAYIM!

- Hayalet Dayý keyifli bir filme benziyor, aslýnda köy hayatý içinde geçen bir dayý imajý da fena olmazdý. Köyde yaþamanýza vurgu yaparak sormak isterim; köy filmleri, köylüleri anlatan filmler çekilse güzel olmaz mý?

S.T: Köy kalmadý da. Arada kalan bir köylü var. Þehirli de olamamýþ, köylülükten de çýkmýþ. Arafta. Onun filmi yapýlmalý.

- Sizi ilk filmlerini çeken genç yönetmenlerin filmlerinde de izliyoruz. Bu çok güzel bir özellik. Sizce bunun anlamý nedir?

S.T: Yaþýtlarým ihtiyarladý ben ne yapayým! Ben iþte de iþ dýþýnda da konuþabildiðim insanlarla vakit geçirebiliyorum. Sürekli ayný laflarý tekrarlayan insanlarla sýkýlýyorum. Yetenekli bulduðum, ileride baþarýlý olacaðýna inandýðým gençlerle çalýþmayý seviyorum. Onlara þans verilmesinden yanayým çünkü onlarýn Türk sinemasýný çok iyi yerlere taþýyacaðýna inanýyorum.

- Tiyatroda da oyunculuk yapýyorsunuz ama asýl sinemada gönlünüz sanýrým. Sinema oyunculuðunun sizin için özel tarafý nedir?

S.T: Oyunculuk açýsýndan çok farký yok. Ama sinemayý kolay yayýlmasý bakýmýndan tiyatrodan daha etkili buluyorum. Tiyatroyu da özledim. Yapmak istiyorum fakat zemini yok.

- Ýleride film çekme gibi bir düþünceniz var mý?

S.T: Ýleriyi þimdiden bilemem. Þimdilik yok. Bir de çok deneyim gerektiriyor. O kadar uðraþmam herhalde.

KADINLAR ARTIK, HÝKAYELERÝN ANA EKSENÝNDE

- Türkiye’de kadýn oyuncu olma durumu nedir? Bir ara kadýnlar için iyi ve saðlam roller yazýlmýyor deniyordu sizce þimdi durum deðiþti mi?

Ülkü Duru: Sadece ülkemizde deðil, bütün dünyada kadýn oyuncu olmak zor. Çünkü dünya erkek toplumu üzerinden döndüðü için bütün güzel karakterler onlara yazýlýyor. Fakat bunun yavaþ deðiþtiðini görüyoruz. Kadýnýn toplumdaki yeri artýk deðiþti, güçlendi ve hikayelerin ana ekseninde olmaya baþladý. Bu da bizlere umut veriyor.

- Oyunculuk kariyerinizde dizi, film ve tiyatro var. Peki gönlünüzdeki nedir?

Ü.D: Gönlümde yatan, daima iyi hikayeler anlatan, seyirciyi çok az bile olsa hayat üzerine düþündürecek ve onlarý etkileyecek karakterleri barýndýran projelerde yer almak. Tabii ki tiyatro kökenli olduðum için her gece sahnede birebir seyirciyle buluþmak bana çok büyük bir keyif veriyor.