Türkiye, dünyanýn gözü önünde süren Suriye iç savaþýndan beklenen “tsunami”yi yaþýyor. Býrakýn, artýk geliþmelerin, Birleþmiþ Milletler raporlarýna yansýyan “korkunçyüzünü”, savaþýn siyasi-askeri cephesinde, sýnýrýmýzýn hemen ötesinde yaþanýlanlar “alarmdýr...”
Birleþmiþ Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guteres açýkladý: Suriye’de, 20 yýl önceki Ruanda soykýrýmýndan bu yana yaþadýðýmýz en trajik tabloyla karþý karþýyayýz, günde 6 bin yeni mülteci, ayda 5 bin sivil ölümü ve savaþ yayýlýyor!..
Raporlara göre, durum böyle devam ederse bu yýlýn sonlarýna doðru, Suriye halkýnýn 10 milyonu doðrudan “açlýk tehlikesi” ile karþý karþýya kalacak. Yakýnda çocuklar, bomba ve kurþunlardan deðil, açlýktan ölecek.
Dünya ise, hala, “yüksek stratejik dengelerin” hesabýnda, kimse, iþin “insani yönüyle” ilgili deðil. Savaþýn siyaset cephesi ise kilitlenmiþ durumda.
PKK’nýn yeni adýmý
Ceylanpýnarlýlar tedirgin olmakta haklýlar, çünkü, hemen komþularý Resulayn’da (Kürçe: Serikani) patlak veren çatýþmalar öyle, kolay sonlanacak gibi görünmüyor. Çünkü, 55 bin nüfuslu o Suriye kasabasýnda ülkenin geleceðine damgasýný vuracak çok büyük bir “hesaplaþma” yaþanýyor.
PKK’nýn Suriye’deki uzantýsý PYD ile Suudi destekli Nusra Cephesi arasýndaki çatýþmanýn temelinde, bölgeye hakimiyet ve Kuzey Suriye’de yeni bir “özerk yönetim” kurma kavgasý var.
PKK bu iþi baþarýrsa, Kuzey Irak’taki Mesut Barzani liderliðinde süren Kürdistan Özerk Yönetimi’nden sonra Suriye’de de bu kez Abdullah Öcalan’ýn liderliðinin kabul edildiði büyük olasýlýkla Cemil Bayýk’ýn idareyi yönettiði yeni bir siyasi yapýlanma ile karþýlaþacaðýz.
Nusra Cephesi baþarýrsa, bu kez, Suudi Arabistan’ýn Çeçenistan’dan Suriye’ye transfer ettiði Ebu Ömer liderliðinde bir “Ýslam emirliði” ile tanýþacaðýz!..
PKK ile Nusra Cephesi’nin kavgalarýnýn zemininde de daha önce bu sütunda sözünü ettiðim, bölgedeki petrol kuyularýna sahip olma ve petrolden yüksek gelir elde etme stratejisi yatýyor. (PKK’nýn petrol kuyularý, STAR, 23.05.2013)
Kürt özerk bölgesi
PKK’nýn, Suriye’deki “fiili baþkenti” Kamýþlý’ya 100 km. mesafedeki Resulayn’ý kaybetme gibi bir lüksü yok. Nusra Cephesi ise bu kasabayý ele geçirirse, yolunu Kamýþlý’ya kadar açacaðýnýn hesabýnda. Yani bir tür, “savaþ içinde savaþ...” PYD’nin sözcüsü Alan Semo’nun þu açýklamasý dikkat çekici: Suriye’ye dýþardan gelmiþ bir takým savaþçýlar ele geçirdikleri yerlerde Ýslam emirlikleri kurarken, ülkenin Kürt halký neden, ýlýmlý, demokratik ve her türlü fanatizme karþý yönetimini kurmasýn. Bu, dünyanýn çýkarýna olan bir adýmdýr.
Yapýlan açýklamalara göre PKK bölgede üç ay içinde özerk yönetim oluþturacak, altý ay içinde yapýlacak seçimle de yerel yönetimler ve bölgesel parlamento belirlenecek. Bu geliþme karþýsýnda Barzani ne düþünür, Türkiye ne yapar, zaman gösterecek.
‘Radikal Ýslam’ýn ataklarý
Suriye’deki geliþme, özellikle Müslüman Kardeþler’in Suriye kanadýnýn “demokrasi zeminli siyasetinin”, “radikal Ýslam” tarafýndan ülkeden sökülme çabasý olarak deðerlendirilebilir. Bu konudaki en önemli iþareti, geçtiðimiz mayýs ayýnda, Irak’taki El-Kaide’nin lideri Ebu Bekir el-Baðdadi’nin, Çeçen El-Kaide lideri Ebu Ömer’i, Suriye’de kurulan Göçmen Savaþçýlar milis örgütünün baþýna komutan olarak atamasýyla zaten almýþtýk, þimdi, sonuçlarýný izliyoruz. El-Kaide baðlantýlý gruplarýn, hedefledikleri bölgelerin kontrolü için yalnýz PKK ile deðil, Özgür Suriye Ordusu ile de çatýþtýklarý bir gerçek...
Sina’daki durum
Mýsýr-Ýsrail sýnýrýný da oluþturan “hassas” Sina yarýmadasýnda benzer bir geliþmenin de yaþanmasý tesadüf olabilir mi? Sina, Camp David Anlaþmasý çerçevesinde özel bir statüye sahip, askerden arýndýrýlmýþ bir bölge. Mýsýr ordusu, Sina’da harekat yapmak için mutlaka Ýsrail’i bilgilendirmek zorunda. Mübarek’in devrilmesinden bu yana, bölge, El-Kaide baðlantýlý milis gruplarýnýn bir numaralý eylem alaný haline geldi.Mursi döneminde baþlayan terör eylemleri, “darbe”den sonra arttý, hatta darbeciler, Gazze ile olan Refah sýnýr kapýsýný güvenlik gerekçesiyle kapattýlar. El-Kaide için Kahire’de Mübarek, Mursi veya General Sissi olmuþ fark etmiyor, o, týpký Türkiye sýnýrýna olduðu gibi, Ýsrail sýnýrýna da yerleþmeye çalýþýyor.
Tavsiyem, iki sýnýrý birlikte takip etmenizdir, “belalý bir oyun” oynanýyor...