Þinasi’yi görmenizi isterdim. Ya da arkadaþlarýnýn deyiþiyle “Þino!”
Bu çocuk yemeyi hayatýnýn merkezine almýþ, tam bir yürüyen iþtah idi.Çoðumuz yemek yerken bir sýra takip eder deðil mi?
Önce çorba, sonra ana yemek falan. Þino ise sanki hepsini birden tek seferde midesine doldurmasý lazýmmýþ yoksa aç kalacakmýþ gibi yerdi.
Bir de gece aðlamalarý meþhurdu Þino’nun. Mesela hane halký yatmýþ. Ortalýkta ses seda yok. Þino’un aðýt sesi yükselir. “Oy oy” diyerek aðlar Þino. “Yatamýyom yatamýyom etmeyin eylemeyin yatamýyom” dediðini bir duyan olsa; “...çocuðun derdi daðlar kadar var herhalde. Nedir bu kadar aðlamak þu yavrucaða bir imdat eden olsa” derdi.
Þino’nun aðlamasý her dakika artar. Yataðýnýn içinde öne arkaya sallanarak aðlardý. Sonra evde bir ýþýk yanar. Þino’nun annesi Nebahat Abla bütün anaç haliyle Þino’ya eðilir derdini sorardý. Þino derdini hemen derse derdi yere düþecek gibi azýcýk daha sallanmasýný devam ettirir. Sonra boðazýný temizleyerek konuþurdu. “Þu bakkalda fýndýk ile sarý üzüm bir de parlak kaðýda sarýlý çokomel var. Ondan isterim.” Þino’nun derdi anlaþýlmýþtýr. Artýk gariban Nebahat Abla kocasýný uyandýracak, kocasýnýn kýzmasýný sineye çekecek ve “Yavrucak yatamýyor etme yüreðim parçalanýyor. Açtýr þu bakkalý da yavrum yiyip yerine yatsýn” der.
Þino’nun babasý Cafer kocaman bir adamdý. Yürüyüþü azametli, gölgesi aðýr bir erkek idi. Þino babasýndan çekinirdi o sebepten aðlamasý, zýrlamasý hep anasýnaydý. Kaya gibi saðlam olan Cafer Abi Þino’nun zýrýltýsýný çekmezdi ama hanýmýna dayanamazdý o ne isterse yapardý.
Þino gece yarýsý “yatamýyom yetiþin” diyerek milleti uyandýrýnca Cafer Abi söylenerek giyinir. Bakkalý iþleten Çetin’i uyandýrýr. Çetin de Þino’nun gýyabýnda epey sayar döker. Sonunda dükkan açýlýr. Þino’nun sipariþleri fazla fazla alýnýr. Çetin Cafer Abi’sinin gül hatrý için uslu uslu dükkaný kapatýr gider yatardý.
Þino zerzevatýný kucaðýna koyar yataðýndan hiç çýkmadan hepsini bir vazife gibi yer. Sonra annesinden bir açýk çay ister. Çaya da avuç avuç þeker koyar. Sonra artýk çaylýktan çýkmýþ þerbet olmuþ çayý içer ve “oh” der devrilir yatardý.
Nebahat Abla onun “oh” deyip yataða düþmesine kadar uyumaz. Baþýnda beklerdi.
Þino’nun bu halini gören okurlarýmýz merak edebilirler. Neden bu kadar nazlandýrýlýrdý bu çocuk. Sebeb þudur; Cafer ve Nebahat çiftinin uzun zaman çocuklarý olmamýþtýr. Sonra iþte bu Þino gelmiþtir dünyaya. O sebepten pek üstüne düþülür Þino’nun.
Bir baþka mesele de Þino’nun istediði þeyler neden hep gece yarýsý bakkaldan alýnýyor. Bir miktar eve alýnsa depolansa da sonrasýnda Þino’nun krizleri tutunca verilse olmaz mý?
Eve depolayýp Þino istedikçe verme iþi yürümemiþtir. Çünkü Þino istediði malzemenin evde olduðunu bilir ve evdeki malzemeden istemez. Evde ne yoksa ondan ister gece yarýsý. Þino’nun tahsil hayatý da yeme içme düzenine ayak uydurmuþtur. Okula giden çocuklar arasýnda beslenme çantasý okul çantasýndan büyük olan sadece Þino vardýr. Her teneffüs inþaatta amele kýsmýnýn yere kurduðu sofralar gibi kitaplarýn üzerine sofra kurar. Týksýrýncaya kadar yer. Arkadaþlarý top peþinde koþarken o, “...haþlanmýþ yumurtayý anam azýcýk daha haþlasaymýþ iyi olacakmýþ...” diyerek yumurta yutmakla meþguldür.
Þino böyle yiyerek yaþarken bir trafik kazasý babasýný elinden aldý. Þino’nun yiðit babasý Cafer Abi’yi kaybettik. Þino o zamanlar lise birde öðrenciydi. Cenazede daðýtýlan kasa lokumlarýndan epeyce bir yuttu. Herkesin fikri; “Þino okumaz bu kesin ama yakýn bir vakitte çok yemekten çatlar ortadan ikiye ayrýlýr kesin” diyorlardý.
Ama biliyor musunuz Þino’ya sanki sihirli bir el deðdi. O çocuk sanki okumak için bir felaketi bekliyormuþ gibi. Füze hýzýnda okumaya, ders çalýþmaya baþladý. Gece yarýsý uyanýp aðýtlar eþliðinde fýndýk fýstýk istemesi kesildi. Hatta kilo bile verdi.
Herkes; “...bu çocuk isterse yapabiliyormuþ her þeyi.” dediler.
Þino askerî okula girip rütbeli mezun olduðunda herkes artýk tastamam bir aferin çekti Þino’ya.
Derler ki Þino mezuniyet törenine gelen annesinin kulaðýna eðilmiþ ve “...anne þimdi parlak kaðýtlý çokomel olsa da beþ tane birden yutsam kötü mü olur?” demiþ de annesiyle beraber gülüþmüþler bir zaman...