Sıra Ayasofya’da

Fatih Sultan Mehmed Han’ın İstanbul’u fethi için yaptırdığı Rumeli Hisarı’nın içinde yer alan Boğazkesen mescidi, yıllar sonra nihayet aslî hüviyetine kavuştu.

Batıcılar “Yaptırmayacağız” diyorlardı. Geçen sene Sadri Alışık ödül töreninde ‘en iyi kadın sanatçı’ ödülünü alan Defne Halman, camiasına yakışır bir tavır sergilemiş ve Müslüman Anadolu halkının değerlerine ne kadar düşman olduğunu göstermek için höykürmüştü: “Rumeli Hisar’ı sahnesine mescid yapmak isteyenlere izin vermeyeceğiz. Hep beraber sesimiz çok yüksek çıkıyor. Beraber direnelim.” Salonda bulunanlar Halman’ı çılgınca alkışladılar. Sanatçı adı altında aramızda dolaşan insan müsveddeleri sözkonusu İslâm düşmanlığı olunca kendilerinden geçiyorlar yahu. Birileri “Ben sanatçının İslâm düşmanı olanını severim” demiş midir, bilmiyorum!..

Halmangiller tarihi bir gerçeği çarpıtıyor ve sanki şarkı söylenen, tiyatro oynan bir yer mescide dönüştürülüyordu. Oysaki, son yıllarda Rumeli Hisarı’nda sanat adı altında tüm şenîlikler yıkılmış tarihî mescidin zemininin üzerinde yapılıyordu. 1452’den beri mescid olan bir yer, yazımım başında da belirtiğim üzere aslî hüviyetine kavuşturulmasından neden rahatsız olunuyordu? Başka yer yok muydu çığırmak ve zıplamak için? Mekândan çok ne var ama orası namaz kılınan bir yerdi... Batıcılar için bulunmaz fırsattı!..

Onların değil halkın isteği oldu ve Cumartesi günü Boğazkesen mescidi açıldı. İnşaallah en kısa zamanda tarihî mescidde namaz kılmak nasib olur.

Mescidin açıldığı gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’da yeni müjdeler verdi: Taksim’e cami, Batı’nın tarih boyunca yaptığı katliamların da sergileneceği Topçu Kışlası’nın aslına uygun inşası...

Cumhurbaşkanı mezkûr konuşmasında, “Ben sayın başkanıma söylüyorum ‘Cesur olacaksın’ diyorum. Eğer cesur olmazsan biz bu işi başaramayız.” demesi ve yine aynı konuşmanın sonunda da “Adımı atacağız biran önce yürüyeceğiz. Şunlar şöyle demiş bunlar böyle. Bırakın millet ne diyor biz ona bakalım.” diyerek Batıcılar’a rest çekmesi aklıma Ayasofya’yı getirdi!

Bu Ramazan Ayasofya’da sahur programı yapılıyor. Televizyondan canlı verilen sahur programı Batı’da pürdikat izleniyor! Yunanistan, gece 3’de konsolosunu Ayasofya’ya göndererek etrafı kolaçan ettirdiğini resmen açıkladı. Bir panik ki sormayın. Hayırdır, bu telaş da neyin nesi? Yoksa, Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in Ayasofya Hitabesi’nde, “Ayasofya açılacak... Öylesine açılacak ki, bu millete iyilik ve kötülük etmişlerin dosyaları da onun mahzenlerinde ele geçecek...” dediği dosyaların bu ülkenin evlatlarının eline geçmesinden mi korkuyorlar? Sahte kahramanların açığa çıkmasından mı çekiniyorlar?

Sayın Cumhurbaşkanı, kimsenin ne dediğine bakmadan, sadece Müslüman Anadolu halkının isteği doğrultusunda, üzerindeki tarihî borcu cesurca ödeyeceğinden eminim! İstanbul’un fethinin sembol mescidinin tekrar açılması ilk adımsa, fethin tüm mânâsının toplandığı Ayasofya’nın aslî hüviyetine kavuşturulması da nihai adım olacaktır.

Vur mehteran vur, duysun...