Galatasaray uzun süredir ilk defa kalesinde gol görmeden bir maç bitirdi. Bundaki en büyük neden, sakatlýk dönemi sonrasý Muslera’nýn kaleye yeniden dönmesiydi. Eray ile son derece tedirgin oynayan savunma, daha rahat, daha az pozisyon veren bir görüntü çizdi.
Ayrýca bu sezon Galatasaray belki de ilk kez bu kadar çok gol pozisyonu da buldu; en azýndan Mancini’nin gelmesinden bu yana ilk defa ciddi gol pozisyonlarý yakalayabildi. Bunun nedenlerinden bir tanesi, takýmýn 1 haftadýr dinleniyor olmasý. Bir diðer nedense rakibin zayýflýðýydý.
Galatasaray maçýn hemen baþýnda 2 gol buldu. Eðer diðer fýrsatlardan birkaçýný deðerlendirebilseydi, maç çok rahat 5’e 6’ya da gidebilirdi. Galatasaray’da göze çarpan bir özellik; yavaþ yavaþ kondisyon kazanmýþ olmasý. Maçýn 70. dakikasýnda bile Sarý-Kýrmýzýlýlar pres uyguluyordu.
Elazýð’a gelince... Bu takýmýn ligde barýnmasý çok zor. Elazýðlý futbolcular zaten bunun farkýnda olmalýlar ki; ne maça asýlýyorlar, ne de olaðandýþý bir çaba sergiliyorlar. Bireysel yetenekleri üst düzeyde futbolcularý da yok.
Mancini’nin Drogba’yý maçýn 70. dakikasýnda çýkarmasý, herhalde Juventus maçý nedeniyle olsa gerek. Umut ile yer deðiþtirmeden önce Drogba, çok güzel bir verkaçla gol pozisyonuna girdi fakat kendisine hiç yakýþmayan bir þekilde topu tribünlere yolladý. Ya çok yorulmuþtu, ya da sahadaki tümseklerden birine çarptý.
Galatasaray, büyük sürprizlerin yaþandýðý Türkiye Kupasý’nda, Gaziantep BÞ Belediyesi’ne neredeyse eleniyordu. O maçtaki futbol, özellikle de yedekler, hayal kýrýklýðý yaratmýþtý. Bu isimlerden dün forma giyen Yekta ve Ceyhun, yanlarýnda as futbolcular oynayýnca, takýma yararlý olabileceklerini kanýtladýlar.
Bir parantez açýp, Mancini’nin 3 stoperli 5-3-2 sistemini deneyip baþarýlý olduðunu söyleyelim. Bu sistem sürekli olur mu, bekleyip görmek gerekiyor.
Galatasaray’ýn önünde þimdi çok önemli bir varoluþ maçý var. Bir Juventus galibiyeti, sarý-kýrmýzýlý futbolculara, Roberto Mancini’ye ve tüm camiaya özgüven kazandýracaktýr.