Sýrbistan’da Erdoðan rüzgârý

Türkiye’nin Balkanlara olan tarihi baðlarýný, Balkanlarda olan akraba dindaþlarýn kaderine bakýþ açýsýný, Osmanlý’ya dayanan derin tarihi geçmiþi olduðunu, denge kurgulayan ve düzen kuran tüm güç merkezlerinin bildiði bir gerçekliktir. Zaten tam da bu nedenledir ki; Türkiye’nin bu coðrafyadaki siyasi, ekonomik, kültürel varlýðýný engelleme üzerine, yýllardýr kurgular devrededir. Almanya, Rusya, Yunanistan ve Amerika, Balkan faktörü üzerine dayatma giriþimlerini, Yugoslavya’nýn çöküþünden itibaren devrede tutmakta.

Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn Sýrbistan ziyareti, tam da bu nedenle çok anlam taþýdý.

Sýrbistan; Yugoslavya’nýn çöküþünden sonra, Rusya ve Almanya arasýnda, adeta etki alaný kavgasýna þahitlik ediyor.

Aþýrý milliyetçi söylemlerin, uzun yýllar bu coðrafyada neden tetiklendiðini ve bu uç söylemlerin, nasýl bu koca coðrafyada yaþayan halklarýn birbirine düþman olmasýný saðladýðýný anlamak için, bir kaç detaya bakmamýz yeterli oldu.

Balkanlarda, Boþnak Müslümanlara yapýlan vahþeti ve soykýrým politikalarýný tarihten silip atmak mümkün deðil! Balkan savaþlarýnýn açtýðý yaranýn, ne kadar sinsice ve özellikle Boþnaklarý dýþarýda býrakma gayretine yol açtýðýný, yeni strateji dayatmalarýn rüzgârýnda görmek, farklý bir analiz içeriði ortaya çýkarabilmektedir.

Sýrbistan’ýn yeni yönetiminin ve özellikle yeni Cumhurbaþkaný Aleksandar Vucic’in, kendi ülkesini kýsýr döngüden çýkarma gayretini, yeni politikalarý ile nasýl akýllýca yola soktuðunu görmemiz için, Türkiye’ye bakýþ açýsýndaki temel hatlara göz atmak yeterli oldu.

Sýrbistan’ýn baþkenti Belgrad’ýn, Balkanlarýn önemli baþkenti olduðunu bilmeyen yoktur. Balkan politikalarýnda Belgrad’ýn nerede durduðu çok önemlidir. Türkiye Cumhurbaþkaný Erdoðan’ý karþýlama töreninden itibaren, Sýrbistan Cumhurbaþkanýnýn her haliyle Erdoðan’a verdiði deðeri, Türkiye’ye bakýþ açýsýný, Sýrp milli çýkarlarýný nasýl etkilediðini gördük.

Karþýlama törenine tüm kabinesi ile gelen Vucic, Belgrad sokaklarýnda Erdoðan’ýn geliþine duyulan sevinci temsil ettiðini de dile getirebiliriz. Belgrad’da taksi þoförleri ile konuþtum. Esnaf ve dükkân sahibi insanlara yakýnlaþýp ve sordum. Bu ziyaretin, halk nezdindeki karþýlýðýný anlamak için, sokaðýn nabzý önemliydi. Sokaktan aldýðým cevap ile Vucic’in Erdoðan’a duyduðu sempati arasýnda ne kadar ortak noktalar olduðunu anladýk. Sýrp þoför, esnaf ve ressam diyor ki; “biz uzun yýllar Osmanlý’nýn þemsiyesinde yaþadýk ama kültürümüze, kimliðimize müdahale eden olmadý. Yugoslavya daðýldý ve buraya gelen Türkiye dýþý herkes, bizden bir þeyler aldý ve yerine hiçbir þey vermedi.” Hatta Almanlara yönelik çok aðýr ithamlar duymadým desem yalan olur. “Türkler yönetti bizi, Almanlar ise öldürdü bizi” cümlesi de, Kale meydanda bir ressamýn cümlesi olarak aklýmda kalanlardan oldu.

Çok güzel olacak çok. Erdoðan geldi. O mert erkek. Türkiye’yi nerden nereye getirdi. Þimdi bu dostluk bize de refah saðlayacak” cümleleri, bir taksi þoförünün cümleleridir.

Rusya, Sýrbistan’da sokaða hâkim. Bunu her haliyle görebiliyoruz. Türkiye bu coðrafyada, çok etkili, çok aðýr ve mihenk taþý. Türkiye finans sektörünün, Halkbank üzerinden bu ülkeye girmesi, Sýrbistan’da olumlu hava yaratabilmiþ. Türkiye yeni dönemde, Belgrad’ý Saray Bosna’ya baðlayan yollara talip. Bu yolu Sýrbistan’ýn içerisinde tüm dokusuyla Osmanlý bölgesi gibi olarak muhafaza eden, Sancak’ý da kapsamasýný telkin ediyor Türkiye. Hatta yeni dönemde Türkiye, Sýrbistan’dan et ithalini öngördü. Buna baðlý anlaþmalar imzalandý. Ve isteði Sýrbistan’dan alýnacak etin önemli bir kýsmý Sancak bölgesindeki yayla hayvanlarýnýn eti olsun.

Erdoðan’ýn, Sýrbistan’da nasýl karþýlandýðýndan bahsettim. Belgrad ile Sancak bölgesinin önemli kenti olan Novi Pazar karþýlamasý arasýnda çok önemli bir fark var idi. Belgrad, Türkiye Cumhurbaþkanýný karþýladý. Novi Pazar ise Osmanlý Evladý Erdoðan’ý

Bu görüntüler televizyondan nasýl yansýdý bilmiyorum. Ama ben, “vefalý Türk geldi yine, yol ver Türk’ün bayraðýna” cümlesini içimden söyleye söyleye aðlamaktan bitmiþ oldum. Novi Pazar yani Yeni Pazar; Erdoðan’ý, buralarý bir zamanlar terk etmek zorunda kalmýþ o büyük medeniyetin tekrar geri dönüþü olarak kabul etti ve öyle karþýladý. Sýrp Cumhurbaþkanýnýn Novi Pazar’daki konuþmasý, çok etkileyici ve cesurca oldu. “Beni, hiç bir zaman Erdoðan kadar sevmeyeceðinizi biliyorum. Bu kadar cesur deðilim ve onun için aranýzdan çekiliyorum” diyerek, Erdoðan’la halký baþ baþa býrakan bir edayla geri çekilmesi, belki de siyaset aklýnýn bundan sonraki Sýrp siyasetinde önemli bir yerde ve seviyede olacaðýna iþaret etti.

Sancak Erdoðan’a, Erdoðan Sancak’a âþýk” görüntüsü, beraberinde gelen tüm heyete yansýdý. Herkes, Türkiye’den gelen her nefere baðrýný açtý. Emine Erdoðan’a gösterilen özellikle hanýmlarýn teveccühü; “gözle görülür, elle tutulur” kadar canlý, samimi ve sevgi dolu idi. Emine Haným’ýn halkla temasý ve çocuklara karþý anne þefkati, o kadar etkileyiciydi ki… Bu sevgi görüntüsü; gösteri ya da gösteriþ deðildi, hissiyat vardý, duygu seli akýyordu. Sadece tek kelime þunu söyleyebilirim; Erdoðan Sancak’a, Sancak Erdoðan’a doyamadan o güzel þehirden þimdilik ayrýldýk.

Türkiye Sancak, Erdoðan Sancaktar’dýr.Hem Sancak’a, hem de Sancaktara sahip çýkmak, bizi bekleyen herkese sahip çýkmak olacaktýr...