Dün, Muhalefet lideri KK beyi dinlerken, dinleyenlerini bir þey yerine koyduðunu düþündüm ve 'Sen dinleyenlerini ne yerine koyuyorsan, o kendinsin.' dedim, içimden.
Son aylarda yaptýðý gibi yine yüreði yanýyormuþ ve kardeþliðe hasretmiþ gibi duygularla baþlamýþtý; 'þirinlik muskasý' taþýyormuþçasýna. Ki, artýk çoðu kimse yemiyor o laf ebeliðini ve o tebessümlerin ardýna gizlenmiþ halleri... Ýnsan, hemen, Ziya Paþa'nýn 'terkib-i bend'indeki,
'Yakdý nice cânlar, o nezaketle tebessüm
Þîr'in dahi kasd etmesi câna, gülerektir.'
beytinin mânâsýný hatýrlýyordu.
*
'Þîr', bilindiði üzere, Farsça'da 'arslan' demek olduðu gibi, 'süt'e de 'þîr' denilir. Ancak, bu iki farklý 'þîr' için denilmiþtir ki, 'Bu iki 'þîr' arasýndaki farký fark et, çünkü birisi insaný yer; diðerini insan yer-içer.'
*
KK Bey, partisinin dünkü grup toplantýsýndaki konuþmasýna da, her zaman olduðu gibi, gülücüklerle, hoþ temennilerle, kardeþlik hasretini, 'helalleþme' arzularýný dile getiren cümlelerle girdi.
Ama henüz 3-5 dakika geçmeden kendisini yalanladý, saldýrganlýðýn en basitini, en sýrýtkanýný sergiliyor, 'Saray' deyip duruyor ve kendilerinin istediði gibi davranmadýðý için, Meclis Baþkaný Mustafa Þentop hocayý, 'Saray'dan ve koltuðunu yitirmekten korkmakla suçluyor ve en saldýrgan cümleleri arka arkaya sýraladýkça, milletvekilleri de kendisini alkýþladýkça daha bir coþuyordu. Nutkun câzibesine kendisini o kadar kaptýrmýþ olmalý ki, Soma'da 8 yýl önce meydana gelen büyük maden ocaðý kazasýnda hayatýnýn kaybedenlerin 103 kiþi olduðunu bile söyledi, 1-2 kez.. (Neyse ki, fýsýldadýlar da, 301 diye düzeltti.)
Sanki Ziyâ Paþa, öte âlemden ve hatîften, 'Pek rengine aldanma, felek eski felektir.' diye fýsýldýyor gibiydi.
'20 senedir iktidardasýnýz, 960 kiþi öldü maden ocaklarýnda.' diyor ve 'bilirkiþi ve Sayýþtay Raporlarýna itibar etmezseniz, böyle olur.' demeye getiriyordu.
KK Bey, 20 sene öncelerde trafikte 14 milyon araba bulunur ve ülkenin nüfusu da 70 milyonlarda iken; bir senede trafik kazalarýnda hayatýný kaybedenlerin 7 binden fazla olduðunu; ama, bugün trafikte 26 milyon araba olduðu halde, trafikteki yýllýk can kayýplarýnýn 4 binlere düþürüldüðünü konuþacak deðildi elbette.
*
Dün, öðleden sonra da, Meclis'de, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakaný Fatih Dönmez'in son maden ocaðý kazâsýyla ilgili bilgilendirme konuþmasý vardý.
Fatih Dönmez, muhalefet sýralarýndan yükselen sonu gelmez baðýrmalara, gürültülere raðmen gayet sâkin ve kýzmadan, uslûbunu bozmadan aðýrbaþlýlýkla karþýlýk veriyordu. Üstelik de, daha 3 hafta kadar önce, o ocaðý ziyaret ettiðini evvelki gün açýklamýþtý. Yani, 14 Ekim akþamý meydana gelen o kazâ o zaman da olabilirdi.
Bakan Dönmez, ortaya atýlan 'Sayýþtay raporlarýnda yer alan solunabilir ve patlayabilir toz ile mücadele' baþlýðý altýndaki hususlarýn dikkate alýnmadýðý iddiasýna cevap verirken de, tatmin ediciydi.
Bakan Dönmez, "TTK Amasra Müessesesinin de bu yýl yapýlan dördüncü ve son denetiminin, 21-27 Aðustos tarihleri arasýnda yer altý uzmanlarý tarafýndan yerinde gerçekleþtirildiðini, Bu denetimlerde teknik ve idari düzenlemelere aykýrý bir husus tesbit edilmediðini' belirterek özetle þöyle diyordu:
"Kazânýn olduðu gün Sayýþtay raporlarýndaki ifadeler çarpýtýlarak, kömürün içerisinde yer alan metan gazý miktarý, çalýþýlan ortamdaki havada yüksek metan gazý tesbit edildi þeklinde de lanse edildi. Kömürün içindeki metan miktarý ile ocaktaki havalandýrma içerisindeki metan oraný birbirinden farklý konulardýr. Grizu patlamalarý, kömürdeki metan miktarý deðil, ortamdaki hava içerisindeki metan yüzdesi ile ilgilidir. Adý geçen raporlar, TBMM KÝT Komisyonu'nda da görüþülmüþ ve ibra edilmiþtir."
"Maden ocaðýnýn patlayacaðý iddialarýna da açýklýk getirmek istiyorum. Yer altý bütün çalýþma alanlarý ve giriþ-çýkýþ havalarýnda metan, oksijen, karbondioksit, karbonmonoksit, hidrojen sülfür, sýcaklýk ve hava hýzý ölçümleri ile 24 saat boyunca sürekli izlenmekte, bilgiler de kayýt altýna alýnmaktadýr. Yani, o iþletmemizde aynen uçaklarda olduðu gibi kara kutumuz var. O ana kadar gerçekleþen tüm ölçümler, aþaðý ve yukarýdaki görevlilerin arasýndaki her türlü telsiz ve telefon konuþmasý kayýt altýnda. Bunlarýn hepsi de incelemeye ve denetime tabi olacak. Hiçbir endiþeniz olmasýn, en ufak bir ihmal varsa, gereði yapýlacak."
Bakan Dönmez, Grizu Patlamasýný anlatýrken de þöyle diyordu: " Üç þey bir arada olursa patlama oluyor. Klasik olarak yanýcý madde yani metan, diðeri hava, diðeri ise, yakýcý madde yani ýsý kaynaðý.
Ayrýca, yüzde 1 nisbetinde metan bulunmasý durumunda patlatma yapýlmaz. Yüzde 1,5 metan varsa emniyet amaçlý elektrik kesilir, yüzde 2 metan bulunmasý durumunda ise madenciler çalýþma ortamýndan tahliye edilir. Gaz izleme sensörleri ile de ortamdaki gaz belirli deðerlerin üzerine çýktýðýnda sesli ve ýþýklý alarm verilecek çalýþanlar uyarýlmaktadýr.
Kazâdan önceki son kayýtlarýn incelenmesi ile ortamdaki metan gazý oranýnýn önce yüzde 1,5 seviyesine ulaþtýðýný, saat 18.05'te emniyet amaçlý elektrik kesildiði' bilgisini veren Dönmez, "Saat 18.09'da ise son kayýt havadaki metan oranýnýn yüzde 1,69 olarak ölçüldüðünü göstermektedir. 18.09'dan sonra kayýt alýnamadý. Tüm deðerlendirmelerimiz bu patlamanýn 18.10 sýralarýnda olduðu. Patlama anýndaki metan seviyeleri merkezî gaz izleme sisteminde ölçülen bu. Merkezi gaz izleme istasyonunda ölçüm bu...' ifadelerini kullanýyordu.
Bu izahlar yapýlýrken, Muhalefet sýralarýnýn çýlgýnca protestolarý herhalde, bu net bilgilerin anlaþýlmamasýna yönelikti. Sanýyorum, Muhalefet, seviye imtihanýný bir kez daha kaybetmiþtir.
*