Þirretin edepsizliði

"Þirret” diyordu sözüne, gönlüne, fikrine güvendiðim adam. “O bir þirret! Çünkü yaygaracýdýr... 

Çünkü çýkarcýdýr...

Çünkü edepsizdir...

Çünkü çýkarý zedelenirse eðer yýkmayacaðý kural yoktur” diyordu.

“Çemkirir, edepsizleþir, sonra da hiçbir þey olmamýþ gibi yine saðýnda solunda dolaþýr” diyordu.

Dedim ki, “Þirretin de Rabbi olan Allah elbet hesabý kolay görendir. Nasibimize sabýr düþmüþtür. Ya Allah!”

28 Þubat; bir parantezdi kapandý

Biri çýkýp “Biz bu ülkeyi 14 milyon teslim aldýk” diye milleti tehdit ediyordu... Diðeri caddede yürüttüðü tank üzerinden “balans ayarý” yapýyordu... Bir baþkasý, “Baþbakanlýk merdivenlerinde kazýða oturtmaktan” söz ediyordu.

Paralel bir evrende, bir tiyatro oyuncusu kývamýndaki kadýn, zýrlýyordu. Her gün baþka bir “sapýk” ile iliþkisini gözyaþlarýyla anlatýyordu. Araþtýrmacý gazeteci, “þaþýrmýþ” gibi yapýyordu... “Dindar kadýnlarý” tiyatro oyuncusu kadýn ile özdeþleþtiriyordu. Sokaklarda baþörtülü kadýnlarýn her bir teki tiyatro oyuncu kývamýndaki kadýn Fadime Þahin muamelesi görüyordu!

Memurlar fiþleniyor, siciller bozuluyordu...

Kýz öðrenciler baþlarýndaki örtüyü çekiþtirenlere karþý, direniyordu!

Baþka bir paralel evrende, bankalarýn içi boþaltýlýyordu. Ýç boþalmýþ bankalar devlete devrediliyordu. Milletin cebindeki para soyuluyordu. Kimine göre 50 milyar dolar, kimine göre daha da fazlasý devletin kasasýndan aþýrýlýyordu.

Parti kapatýlýyordu... Üniversite kapýlarý baþörtülülere kapatýlýyordu... Ordu evleri, anne babalara kapatýlýyordu.

Seçilmiþ baþörtülü vekile bir Karaoðlan diliyle Meclis’te “Haddi bildiriliyordu.”

Türkiye içine kapatýlýyordu... “Gerekirse silah bile kullanýrýz” sözü manþetlere taþýnýyordu.

“Beceremediniz artýk gidin” deyip gazetelere manþet olan FETÖ, Milli Güvenlik Kurulu içtihatlarýna sevap yazýldýðýný müjdeliyordu(!)

“1000 yýl sürecek” denen süreç “Çevik” birinin önünü açýyordu.

***

Bunlarýn tümüne bir gün 28 Þubat Post Modern Darbesi dendi.

O darbenin maðdurlarý, “Savunan Adam” olarak tarihe geçti.

“Muhtar bile olamaz” denen Uzun Adam, her hafta muhtarlara ev sahipliði yapan Külliye’de Cumhurbaþkaný olarak oturdu.

“Haddi bildirilen” kadýnlar baþörtüleriyle Meclis’te hükümet sýralarýnda oturdu.

Baþýndaki örtü bir hýnçla çekiþtirilen kýzlar, kapý önüne konulduklarý üniversitelere hoca oldu.

Ýsmi mutlaka “Hoca Efendi” sýfatýyla anýlanýn, derviþ hýrkasý üzerinden çýkarýldý...

Takke düþtü, FETÖ göründü!

Yakýn tarihin 1000 yýl sürecek denilen parantezi kapatýldý.

***

Not: Merhum Necmettin Erbakan, 5 yýl önce vefat ettiðinde Fatih Camii’ndeki cenaze merasiminde yüz binler tarafýndan ahirete uðurlanmýþtý. O gün cenaze namazýna katýlan yüz binlerin hal dili de 28 Þubat’ý tarihe gömmüþtür. Bu vesile ile tekraren Allah rahmet etsin.

Hainlere duyurulur: Casusluk yapabilirsiniz!

“Etki ajanlýðý”ndan tutuklu yargýlanan Can Dündar ve Erdem GülAnayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” kararýndan sonra serbest býrakýldý, tutuksuz yargýlanacaklar. Bu duruma “tutuksuz yargýlama esastýr” diyen herkes sevindirir.

Lakin, Anayasa Mahkemesi’nin baþta Cumhurbaþkaný Erdoðan olmak üzere onlarca baþvurusunu yýllardýr bekletip, Dündar ve Gül’ün dosyasýný öne çekip karara baðlamasý sorgulanmalýdýr. Eleþtirilmelidir. Yapýlan haksýzlýktýr.

Adalet beklediðimiz kurumun sabýkasý kabarýktý, þimdi daha da kabardý!

Öte yandan, “Ceza almaktan korktuðu için eyleme geçemeyen hainlere duyurulur.

Ýçiniz dýþýnýz rahat olsun. Kafanýza göre takýlýn.

Ülkeye zarar vermekten çekinmeyin. Elinizi korkak alýþtýrmayýn.

Yapacaðýnýz iþlerde millî menfaatleri gözetmenize hiç gerek yok artýk.

Baþýnýz derde girecek diye endiþe etmeyin.

Ýstediðiniz gibi manþet atabilirsiniz. Ýftira atabilirsiniz.

Çok arzu ederseniz, kurþun da atabilirsiniz.

Atýn.”

(Mehmet Þeker 27 Þubat 2016 Yeni Þafak)