Coðrafyamýzýn þartlarýný yaþýyoruz. Önceleri de yaþýyorduk, ama olan bitenin pek farkýnda deðildik.
Þahsiyeti kiralanmýþ yönetimler sayesinde, milletimiz fukaralýða mahkûm edilmiþ, boðaz tokluðuna çalýþýp vesayetçilerin talimatlarýyla düzenlenen günlük hayat hayat zannediyordu...
Ne zaman, kiþi baþý gelir on bin dolarlarý geçmeye baþladý. Ne zaman, müktesebatýmýza yakýþýr onurlu siyasetle istikamet müstakil olarak belirlenmeye baþlandý iþ deðiþti...
Ne zaman köprüler, duble yollar yapýldý, ne zaman Anadolu’nun neredeyse hemen her þehrine havaalanlarý konduruldu, memleket insanlarý havalý yolculuklara imkan buldu durum farklýlaþtý...
Ne zaman, millet çocuklarý yasaklanmýþ ana lisanlarýyla özgürce konuþmalara, televizyonlarda isteyen istediði lisanýnda serbestçe programlar yapabilmesine imkân saðlandý, durum baþkalaþtý...
Ne zaman, inancýndan dolayý insanlarýn hor görülmesi bi yana, inandýðý gibi yaþamasý ve inancýný hiçbir baský altýnda kalmaksýzýn hür bir þekilde öðrenip özgürce ibadet ortamlarý saðlandý, baskýcýlarýn zulüm yapma özgürlükleri elinden alýndý, o zaman tantanalar baþladý...
Ne zaman Ýngiliz’in Heathrow havalimanýný, Alman’ýn Frankfurt havalimanýný geride býrakacak ve onlarýn havadaki krallýðýna son verecek Avrupa’nýn en büyük hava limaný Ýstanbul’da bir kuruþ harcamadan hatta üzerine para bile almak süratiyle ihale edildi, çýngar çýktý...
Ne zaman, dünyanýn köleleþtirilmiþ bütün devletçiklerini de yýktýracak bir þekilde, gözleri önünde ve büyüklüðü kendinden menkul, insanlýðýn haracýný yiyen 5 sömürgen devletine dünya beþten büyüktür denildi, iklim deðiþip sert rüzgârlar esmeye baþladý...
Ne zaman, beyaz adamý sadece kaynaklarýný çalarken tanýmýþ Afrika’nýn kara çocuklarýna, biz sizi Allah için seviyoruz, Allah’ýn kullarý olarakaramýzda hiç bir fark yok, biz kardeþiz ve karþýlýksýz olarak sizlerle el sýkýþmaya geldik, gelin hep bir olalým adaleti dünyaya hâkim kýlalýmdenildi, fincancý katýrlarý ürktü ve sömürgen eþkýyalarýn kervanlarýnda huzursuzluk baþladý...
Ne zaman, dünyanýn baþýna bela olmuþ, insanlýðýn felaketi, huzursuzluk kaynaðý Ziyonist teröristlere, eller makas gibi açarak “durun kalabalýklar bu cadde çýkmaz sokak” gibi “one minute” denildi, iþte o zaman alt üst oluþ tamamlandý...
Uzun yýllardan beri dertli olanlarýn, zaten farkýnda olduðu, fakat boðaz tokluðuna hayatýný sürdürebilmek için çalýþmaya mahkûm edilmiþ insanlarýmýzýn ancak farkýna varabildiði asýrlýk iþgal gerçekleriyle karþý karþýya kalýndý...
Ýþgale direnen millet adamý siyasetçiler düþmanýn hedefi haline geldi. Ve o milli mücadeleye ve milli siyasetçilere destek veren Medya kuruluþlarý, Ýþ adamlarý, münevverler de hedef haline getirildi...
Star Medya Gurubuna yapýlan bombalý saldýrýyý da ayný çerçevede deðerlendiriyor, lanetliyoruz..!
Þimdi önümüzde iki yol var.
Ya, ortalýk sýrtlanlara terk edilecek, analarý babalarý katledilen sahipsiz öksüzler ve millet kaynaklarýnýn sömürülmesine göz yumulacak. Ya da, bizi bizle bitirmeye çalýþan, ýrzýmýza, namusumuza, deðerlerimize, kaynaklarýmýza musallat olan bu iç dýþ sýrtlan sürüsüne karþý yekvücut olarak duruþumuzu sabit kýlacaðýz ve son raddesine gelmiþ, kirli insanlýk soykýrýmýna engel olacaðýz...
Evet, fýtratýnda meydaný eþkýyaya býrakmak olmayan, kefenini kafasýna sarmalayarak at sýrtýndan inmeden dünyaya adaleti taþýyan büyük merhamet medeniyeti çocuklarý olarak gereðini yerine getireceðiz...
Tek korkularý ve en büyük gücümüz olan tevhidi, yani birliði, her türlü farklýlýklarý bir kenara fýrlatarak diri tutacak verilen mücadeleyi zaferle taçlandýracaðýz..!