Sisi’nin sarayının önünde oturmuşum...

Bu “Sisi” başka Sisi. Mısır’ın çiçeği burnunda darbeci diktatöründen değil Avusturya Macaristan İmparatoru Franz Joseph’in eşi İmparatoriçe Elizabeth “Sisi” den söz ediyorum.

Etrafımda bir sürü güvercin, yem atıyorum onlara, bir yandan da görkemli, sarıya boyanmış, dev saraya bakıyorum. Güvercinleri de kolluyorum ha!  Bu güvercin milletine pek güven olmaz; gözün gibi bakarsın, gelir kafana ş’aparlar teşekkür niyetine! Nankör olurlar az-biraz. Yedirirsin, giydirirsin, eprimişlikten, tel tel dökülmüşlükten kurtarırsın geceni gündüzüne katarak. Sağlığından da olursun, aileni bile ihmal edersin gün gelir. Amma güvercinlerin bazılarına yaranamazsın işte. Her ne kadar barışın simgesi olmuşlarsa da, bir yolunu bulur kafana ediverirler gün gelir!

Yanımda uzun yıllar Türkiye’de gazetecilik yapmış Ruud Hoffmeir oturuyor; ahbaplığımız ta 12 Eylül’ün o kasvetli günlerine uzanır. Arada bir de olsa telefonlaşırız bunca yıldır.

Viyana’ya gelince aradım; rastlantı bu ya o da buradaymış.

“Ergenekon davasında kararlar açıklanmış,” dedi damdan düşer gibi.

“Evet.”

“İslamcılar laikleri dize getirdi demiş CNN International.”

“Halt etmiş! Yahu Ruud, sen 1972’de Savcı Casson’un üç

jandarmanın vurulması ve Pateano suikastının ardından tam 12 yıl uğraşarak açtığı Gladyo davasını hatırlıyor musun?”

“Canım ne ilgisi var? Sizde Genelkurmay Başkanı, generaller yargılandı, mahkum oldu.”

“Darbeyi kim yapacaktı? Çöpcülerle temizlik işçileri mi!”

“Ama sizde çok uzun sürdü dava...”

“İtalya’da altı yıl sürdü: şimdi Türkiye’ye çamur atanlar Casson’u demokrasi kahramanı ilan etti ya!  Francesco Cossigna’yı hatırlarsın. İtalya Cumhurbaşkanıydı. Andreotti, başbakanlık yapmıştı. Savcı ikisinin de Gladyo’yla ilişkilerini ortaya çıkarmadı mı? Ya Mason P-2 locasını ne yapacaksın. Yahu tam 7 bin kişiyi gözaltına aldı savcı. Generaller, yüksek yargı üyeleri, onlarca gazeteci, iş adamları, akademisyenlerden oluşan 622 kişi tutuklandı. Tekrar edeyim sana, dava altı yıl sürdü, altı! Başbakan Andreotti 20 yıla mahkum oldu ama Yargıtay’dan döndü. Bologna Tren Garına bomba koyarak 35 kişinin öldürülmesi Gladyo’nun işi değil miydi? Gerçek soruşturma 1984’te başladı ve 2000 yılında Senato Araştırma Komisyonunun raporuyla noktalandı. “Devletin tarihine damga vuran suikastler, katliamlar, devletin içindeki gerek sivil gerek asker kişiler tarafından ve kimi zaman Amerikan İstihbarat Birimlerinin desteği ya da bilgisiyle gerçekleştirilmiştir.... amaç demokratik düzeni yıkmak, seçimle gelen iktidarı silah gücüyle alaşağı etmekti.”  demiyor mu Senato raporu.”

“Ee..evet diyor... hatırlıyorum...raporun bir kopyasını yayınlamıştık.”

“Ee? Türkiye böylesine bir davayı yürütünce “İslamcılar Laiklere Karşı” gibi ucuz kovboy filmlerinin afişlerinden apartma bir başlık niye atarsınız? İtalya’da “Demokrasinin Zaferi” dediniz!”

“Yahu biz başlık maşlık atmadık ki! CNN International’ın lafı bu! Konuda yorum bile yapmayacaktır Alman basını; ilişkiler limoni ya şu sıralar ondan. Fransızlar zaten ipine sallamaz. İngilizler sizin hükümeti destekler. Amerikalılar kem küm eder. Yargıtay sonucunu bekler. Ruslarla Çinliler sonuna kadar hükümetin arkasında durur. Ama sizin komşular var ya komşular. Onlar alttan alta sizin insanınızı kışkırtır, destekler çaktırmadan, sokağa çıkmalarını sağlar.”

“Neden sence?”

“Demokrasiyle İslam’ın bir arada yürütebileceğini kanıtladı sizin hükümet de ondan. Bu da başta İran birçok Arap diktatörünü rahatsız ediyor...”

Dedi Ruud ve güvercin benim değil onun omzuna “bombasını” bırakıverdi. “Güvercin milleti arkadaş. Ne zaman ne halt edeceği belli olmaz. Beslersin, kafana ş’apar!” dedim sırıtarak...