Sistem 2007’de değişti, hem de referandum ile...

Kabaca özetleyelim. Eğer yürütmenin başı doğrudan halk tarafından seçiliyor ve parlamentonun güvenoyuna ihtiyaç duymadan hesabı yine bir sonraki seçimde halka veriyorsa bu sistemin adı başkanlık sistemidir. ABD’de olduğu gibi. 

Eğer yürütmenin başı halk tarafından doğrudan seçilen cumhurbaşkanı ise aynı zamanda parlamentodan da bir hükümet çıkıyor ve güvenoyuna ihtiyaç duyuyorsa bu sistemin adı yarı başkanlık sistemidir, Fransa’da olduğu gibi.

Eğer yürütmenin başı başbakansa ve hükümeti parlamentonun güven oyuna muhtaçsa, cumhurbaşkanı da meclis tarafından seçiliyorsa, bunun adı daparlamenter sistemdir, 10 Ağustos 2014 öncesi Türkiye’deki gibi.

Bu her üç sistem de demokrasi ve cumhuriyet ile çelişkilisi olmayan sistemlerdir!

***

Niye mi yazdım bunları. Yazdım çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta sonu “Sistem fiilen değişmiştir” dediğinde muhalefet partilerinin gösterdiği anlamsız ve çelişkili tepkilerine temas etmek istedim.

Cumhurbaşkanı sistem değişti derken demokrasiden veya cumhuriyetten vazgeçildiğini değil cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesiyle sistemin yukarıdaki üç tanım içinde değiştiğini kastetti. 

Bu ifadeden cumhuriyetten vazgeçildiğini anlamak için siyasetin alfabesini bile okumamış olmak gerekiyor.

Dolayısıyla MHP’nin cumhuriyet rejiminin değiştiğini anlaması manidardır. Sayın Bahçeli’ye bu açıklamayı yazan danışman ya kasten bu yolu seçmiş ve cumhurbaşkanını eleştirmek için açıklamayı bir bahane olarak değerlendirmiş olmalı ya da yukarıda özetlediğim sistemlerle cumhuriyetin çelişmeyeceğini bilmeyecek kadar kör kütük cahil olmalıdır.

***

CHP’nin açıklaması ise evlere şenlik bir açıklamadır.

Cumhurbaşkanının fiili duruma işaret eden ifadesini darbe olarak değerlendirmiş, anayasanın ortada olduğunu söyleyerek trajikomik bir duruma düşmüştür.

Trajikomiktir yani hem üzücüdür hem de güldürücü.

Üzücüdür çünkü 2007 yılında cumhurbaşkanını halkın doğrudan seçmesi yönündeki anayasa değişikliği görüşmelerinde CHP bu değişikliğe parlamenter sistemi değiştireceği gerekçesiyle karşı çıkmıştır!

O günkü meclis tutanaklarına bakıldığında görülecektir ki CHP o gün aynen cumhurbaşkanının söylediklerini savunmuştur.

Cumhurbaşkanı şimdi aynı şeyleri söylüyor diyor ki “Halk beni doğrudan seçtiği için ben artık halka hesap veren bir konumdayım ve sistem fiilen değişmiştir gelin anayasada bunun adını koyalım.”

Gülünçtür, çünkü bu değişime darbe yorumu yapmaktadır CHP. Oysa bu değişim CHP’nin de mecliste bulunduğu 2007 yılında gerçekleşmiştir.

Cumhurbaşkanını halkın doğrudan seçmesini öngören o anayasa değişikliği aynı zamanda referanduma götürülmüş ve yüzde 69 gibi yüksek bir oranda kabul edilmiştir.

***

2007 yılında mecliste yapılan anayasa değişikliği ile milletvekili süresi 4 yıla indirilmiş, 367 ucubesini izale için toplantı yeter sayısına açıklık getirilmiş (96. Madde) ve cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi (101 ve 102. Maddeler) kararlaştırılmıştır.

Bu değişiklik 21 Ekim 2007 tarihinde halkoyuna sunulmuş ve yüzde 68.95 gibi yüksek bir “evet” oyuyla kabul edilmiştir.

Demem o ki CHP ve MHP’nin bugün itiraz ettiği gibi değişikliği geçen hafta sonu cumhurbaşkanı değil 8 yıl önce meclis yapmış peşinden de halk bu değişikliği onaylamıştır.

Yani ortada bir darbe ve cumhuriyetten vazgeçmek yok aksine halk oylamasıyla da teyit edilmiş hukuka yüzde yüz uygun yasal bir düzenleme vardır.

Değişiklik 2007’de yapılmış, 10 Ağustos 2014’te de uygulanmıştır.

Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle birlikte bizim sistemimizin adı parlamenterdir ama yapısı yarı başkanlığa daha yakın bir hale gelmiştir.

Yapılması gereken ya eski sisteme dönmektir -ki referandum eski sistemi reddetmiştir- ya da sistemin adını değiştirmek ve hükümet ile cumhurbaşkanı arasındaki ilişkiyi yeniden düzenlemektir.

Cumhurbaşkanı işte bunu söylüyor. Beyler günaydın!

Sistem değişikliği 8 sene önce gerçekleşti hem de referandum ile.