11 Mart tarihli yazýmýzda hatýrlarsanýz, Donald Trump'ýn eski danýþmaný, emekli Albay Douglas McGregor'ýn ABD'nin þu anki halini Sovyetler Birliði'nin çöküþ dönemine benzettiðini yazmýþtým.
O yazýda fazla ayrýntýya girememiþtim.
McGregor'ýn söyledikleri öyle geçiþtirilecek gibi deðil.
Bir önceki yazýmda ben de dile getirdim.
ABD'nin borcu devasa boyutlara ulaþtý.
Üstelik son 15 yýlda oluþan borç, kuruluþundan yani 1776'dan 2007'ye kadarki borcunun üç buçuk katý.
Üstelik borçlanma ivmesi her geçen gün artýyor.
Þöyle ki;
Amerika...
1776'dan 2008'e kadar 10 Trilyon dolar borca ulaþmýþ.
2008-2017 arasýnda bu borç 20 Trilyon Dolara ulaþýyor.
Sonraki beþ yýlda da borca 10 Trilyon Dolar daha ekleniyor.
Son iki yýldaki borçlarla birlikte ABD'nin bugünkü borcu 34.4 Trilyon Dolar.
Trump'ýn eski danýþmaný da buna iþaret ediyor:
"Ulusal devlet borcumuz 34 trilyon dolara fýrladý. Her 3 ayda bir buna 1 trilyon daha ekleniyor. Bu devasa borçla bataklýðý kurutmamýz imkânsýz."
Öte yandan, diyor McGregor...
"Ulusal güvenliðimiz tehlikede. Tedarik zincirlerimiz istikrarsýz, birçok maðazada raflar boþ, enerji santrallerimiz önemli yedek parçalardan yoksun."
Bu gerçekler güncel siyasetin de ana gündem maddesi.
Kimlik siyasetinin þekillendirdiði bir seçim sürecinde konuþulanlara da bakacak olursak, Amerikan rejiminin korkunç bir katýlaþma ile yüz yüze olduðunu söylemek –bizim Amerikancý haymatloslar yine burun kývýracaklar ama- boþ bir iddia deðil.
Ben buradan baþka bir konuya geçmek istiyorum aslýnda.
Artýk sistem analizi yapmadan ve yaptýðýnýz analizin gereðini yerine getirmeden, bu kaos ortamýndan çýkamayýz.
Görece istikrarýn olduðu dönemler geride kaldý.
Adý henüz konulmadý ama, galatý ciddiye alacak olursak, üçüncü dünya savaþý çoktan baþladý.
Savaþýn sýklet merkezi þimdilik bizim tarihi coðrafyamýz olarak görünüyor.
Bir dünyanýn sonuna geldiðimiz kesin.
Bütün bunlar, sömürge döneminde kurulmaya baþlanan, Ýngiliz imparatorluðu döneminde þekillenen, ABD hegemonyasý ile kurumsallaþan liberal evrende yaþanan kýyametin alametleri olabilir mi?
Biz hariç, kimse, serbest piyasa söylevlerine itibar etmiyor bugünlerde.
Hatta...
Bireysel çýkar, rekabet ve özel giriþim gibi kavramlarýn erdemine inanan homo-ekonomicusun öldüðünü söyleyenlerin sayýsý da az deðil.
Neoliberalizmin "serbestleþtirme" söylevleriyle perdelen "kuralsýzlaþtýrmanýn" devleti, küçük bir çýkar grubunun hizmetine soktuðunu herkes görüyor artýk.
Neoliberal sistem nihayetinde oligarþiyi yeniden inþa etmekten baþka bir iþe yaramadý.
Onun için Amerika'da egemen eleþtirisi daha çok duyuluyor artýk.
Daha önce Trump'ýn deþifre ettiði Amerika'nýn son yýllardaki savaþlarýnýn altýnda yatan mantýðý da danýþman McGregor þöyle anlatýyor:
"Egemen sýnýf, askerlerimizi marjinal stratejik çýkarlar için yabancý topraklara gönderirken, kendileri ve dostlarýný zenginleþtiren sonsuz savaþlar döngüsüne yol açýyorlar."
Görüyorsunuz...
Müesses nizamýn tepesindeki Amerika'da bile bu tartýþmalar yüksek sesle dile getiriliyor.
Bizim ezberci tayfa sistem içinde tekellüm ededursunlar... Sistemde su bitti.