Bir oturma odasýnda; siyasetçisi gazetecisi, sporcusu sanatçýsý bulunan, en muhafazakarýndan en ilericisine kadar her yaþtan ve huydan bireyiyle kalabalýk bir aile karþýsýndaki televizyon ekranýna kilitlenmiþ. Arada da ellerindeki telefonla sosyal medyaya yorum yazýyor, laf yetiþtiriyorlar... Hepsi de gayet ciddi ve çokbilmiþ, bazýlarý çok öfkeli, bazýlarý da pek muzip... Her konuda uzman, her meselede haklý, her alanda iddialýlar... Ve durumlarýnýn, sözlerinin, edimlerinin efekte gerek býrakmayacak kadar kahkaha kopardýðýnýn farkýnda bile deðiller!
Bu sitcom’un adý Türkiye!
Her geçen bunu biraz daha idrak ediyorum... Bu ülke, sadece ve sadece sitcom haberciliðiyle ilgileniyor. En vahim olayý bile sitcom’a dönüþtürüyor. Kendisi de yavaþ yavaþ duruma uyum saðladý, bir sitcom haline geldi.
Ýngilizce durum komedisi anlamýna gelen situation comedy’nin kýsaltmasý olarak kullanýlan sitcom, özellikle Amerikan televizyonlarýndan yaygýn olan, bizde de örnekleri yapýlan bir dizi türü. Kökeni radyo olduðu için sözel esprileri çok önemli. Belli bir mekaný paylaþan bir grup insanýn durumlarýndan ve mizah içeren diyaloglarýndan oluþuyor.
Ancak bir komedi türünü habere uyarlamak, tam da medya etiðini ayaklar altýna almak demek. Haberciliðin ve yorumculuðun gereklerini bir yana býrakýp olaylarý hafifletmek, sorunlarý yüzeyselleþtirmek, birkaç kaba ve anlam sapmasýna uygun baþlýða indirgemek, böylece etik yönden haberin karþýtýný üretmek demek. Ýnsanlarý maskaraya çevirmesi de cabasý...
***
Yaklaþýk üç hafta memleketten uzak kaldým... Haberleri hep internetten okudum. Bugünün en yaygýn haber kaynaðý ve geleceðin hemen hemen tek haber formatý olmasýna raðmen internet siteleri hala evlere þenlik! Günlük gazetelerin websiteleri dahil, gerçekten daha önemli bir haber olmamasýna raðmen sýk sýk deðiþtirilen manþetleriyle doðru dürüstü haber almak mümkün deðil.
Hani çalýþýrken bir yandan da gönül eðlendirme fýrsatý kollayanlar için “Eli iþte gözü oynaþta” derler ya... Türkiye ve medyasý da aynen böyle! Buyrun bir sitcom olma belirtisi daha...
Zaten herkesin gözü bazý sansasyonel ve gülünç olaylarda... Bari esas manþetler sorumlu habercilikle yansýtýlsa: Ama hayýr orada da amigoluk yapmak lazým, nesnellik kimsenin aldýrmadýðý bir ölçüt. En kritik durumlarýn bile gerek resmi makamlarca gerek gayrýresmi kaynaklarca deðerlendirilme þekilleri yine sitcom’luk.
Hele sitcom ailesinin bir vakasý var ki beni en çok umutsuzluða sürükleyen o... Bir ülke bir televizyon dizisinin bir bölümünü kaç gün konuþabilir? Tarihi bir olaya dayanýyor olsa bile bir senaryoyu ne kadar ciddiye alabilir? Türkiye’den birkaç önemli mesele vardý haber sitelerinde ve sosyal medyada ele alýnan ama yine de memleket Þehzade Mustafa ile yattý, Þehzade Mustafa ile kalktý! Neymiþ “Muhteþem Yüzyýl”da Kanuni Sultan Süleyman, oðlu Þehzade Mustafa’yý boðdurmuþ!
500 yýl önceki olayý ancak þimdi televizyondan duyan sitcom ahalisi bir etkilensin, bir duygulansýn, bir gözyaþý döksün, bir isyan etsin ancak bu kadar olur... Restore edilmekte olan türbeye akýn eden mi istersin, savcýlýða dilekçe veren mi! Bir baþka dizi kahramaný olan Polat Alemdar için gazetelere ilan verip, mevlit okutanlar yine çýkmýþ piyasaya! Saçmalamanýn dibi yok! Bundan haber üstüne haber çýkaran ve olayý büyüttükçe büyütenler, sosyal medyada yaydýkça yayanlar, aslý nasýldýr diye tarih dersi verenler beni þoke etti. Sadece baþlýklara baktým þaþkýn þaþkýn ama iki hafta da ayný mevzuya takýlýnmaz ki! Sitcom’un bile sýkýcýsý olduk!
Yazýyý yazmadan önce Þehzade Mustafa yazýp arama yaptým Google’da yaklaþýk yedi milyon madde çýktý! Velev ki yarýsý tamamen ilgisiz olsun!
Memlekete bir süre uzaktan bakýnca, sitcom izler gibi oluyorum ve hiç eðlenmiyorum.