Özellikle ergenlik döneminde sýk görülen cilt sorunu akne ile besin iliþkisi kanýtlandý. Son yapýlan araþtýrmalarda yüksek glisemik indekse sahip gýdalar ve aþýrý süt tüketenlerde sivilce probleminin sýk görüldüðü ortaya çýktý.
Her yaþta görülebilen bir deri hastalýðý olan akneler, yüzde 90 oranla en sýk adölesan çaðda çýkýyor. Araþtýrmalar, adölesanlardaki akne rahatsýzlýðýnýn, yüzde 62-72 oranýnda besinlerden kaynaklandýðýný gösteriyor. Aslýnda 1970 - 1995 yýllarý arasýnda yapýlan birçok araþtýrma aknenin daha çok genetik ya da hormonsal problemlerden kaynaklandýðý yönünde sonuçlar vermiþtir. 2000’li yýllar aknenin endokrin faktörlere baðlý geliþtiði ve diyetin hastalýk yapma üzerindeki mekanizmalarýnýn iliþkilendirdiði bir süreç oldu.
Akne cilt altý yað bezlerinden salgýlanan sebum adlý maddenin üretimi sonucu deri altýna hapsolup orada kýzarýk bir yara çýkýntýsý yapan hastalýk olarak tanýmlandý.
Hormonlarý tetikliyor
Akneye seks hormonu baðlayýcý globulin ve insülin, büyüme faktörü 1 adlý hormonlarýn etkilerinin neden olduðu da tespit edilmiþtir. Bunun üzerine bu hormonlarýn üretiminin artmasýný saðlayan besinsel faktörler de birer birer açýða çýkmýþtýr. Özellikle yüksek glisemik indekse sahip yiyeceklerin tüketilmesi akneyi tetiklerken, fazla yaðlý yiyeceklerin yenmesi akne oluþumunu artýrýr.
2009 yýllýnda yapýlan bir araþtýrmada aþýrý süt içenlerde de aknenin sýk oluþtuðu bildirildi.
Az yaðlý beslenmek koruyucu faktör
Araþtýrmalar sütün, içeriðindeki; hormonlar, biyoaktif moleküller, androjen, progesteron ve insülin büyüme faktörü 1 gibi akneyi tetikleyen besin bileþenlerinden dolayý hastalýðý tetiklediðini öne sürüyor. 2012’de yayýnlanan makalelerde ise aknenin; kýzlarda adet görme yaþý, kýz erkeklerde ergenliðe girme yaþý, çevresel ve diyet etmenlerinin birbiri ile baðlantýlý hastalýk etmeni oluþturduðu belirtiliyor. Yine de akneyi önlemek için glisemik indeksi düþük, az yaðlý ve yeterli derecede süt tüketiminin diyetsel faktörleri kontrol altýna alýnarak týbbý tedavilerin yapýlmasýnýn altý çiziliyor.