Evet 'siyaset'in birçok unsurlarý vardýr ve bunun en baþýnda olmasý 'ahlâk' konusu gelmelidir ama yazýk ki büyük çapta karmaþýk denge oyunlarý kombinasyonu olan siyasette fazla bir mânâ taþýmýyor.
Mahallî seçimlerin yapýlacaðý 31 Mart günü yaklaþtýkça, siyasî mücadele daha bir sertleþiyor, hattâ hýrçýnlaþýyor ve hattâ seviye düþürülerek, argo kelimeler ve hakaret cümleleri kullanýlýyor.
Hz. Peygamber (S)'den gelen rivayetlerde, Müslüman olarak bizlerin insanlarla münasebetlerinin ölçüsü verilmektedir; 'Muhabbet veya düþmanlýk beslemekte aþýrý gitmememiz, ölçülü olmamýz' hatýrlatýlarak. 'Bugün dost olduklarýmýzla yarýnlarda düþman ve bugün düþman olduklarýmýzla yarýn dost olabileceðimiz ve her iki durumda da, 'önceki söz ve tavýrlarýmýzdan dolayý piþman olabileceðimiz'e dair 'nebevî ikaz'lar ne kadar uyarýcýdýr.
Hz. Ali'nin de, kendisine, 'Muhaliflerin senden daha çok siyaset biliyorlar' diye söylenenlere, 'Eðer Allah'dan korkmasaydým, siyasette kimse benimle rekabet edemezdi.' mânâsýnda cevap verdiði 'rivayet' edilir.
*
'Siyaset', 'halkullah'a (Allah'ýn bütün yarattýklarýna) hizmet etmek niyetiyle deðil de; 'makam, menfaat, þöhret kazanmak, hükmetmek ve köþe kapmaca oyununda rakiblerinden geri kalmamak' san'atý olarak görülüyorsa. Orada, biz onlarýn usûl ve uslûbuna ve karþýlýklý atýþmalarla bizleri çekmek istedikleri çirkinliklerine, çukurlarýna düþmemeye dikkat etmeliyiz. Yoksa tahriklerle bizi istemediðimiz yerlere çekebilirler ve mukabelede bulunmak gibi mazeretlere sýðýndýðýmýzda bile utanmaktan kurtulamayýz.
Siyasî rekabeti, sözlü veya fiziki mücadeleye dönüþtürmek isteyenlerin tahrik ve hakaretleriyle karþýlaþýldýðýnda, Ýslâmî hassasiyet sahibi olanlarýn, 'Benim aldýðým terbiye, size ayný þekilde cevap vermeme müsaade etmiyor.' diyerek o gibi þerli kiþileri kendi pespâyelikleriyle baþ baþa býrakmak gerekiyor.
*
Bu arada belirtelim ki, hâlen de, Ýstanbul BÞ Belediye Baþkaný olan zat, 'Dünya bizim zafer kazanmamýzý bekliyor.' demiþ. Bu sözde ilginç bir itiraf da vardýr. Meseleye bir baþka açýdan bakýlsa, doðruluk payýnýn olduðu görülür. Çünkü kendilerini 'bütün dünya' yerine koyan emperial dünyanýn derdi, filân aday veya partinin kazanmasý veya kaybetmesi deðil, 'Tayyib Erdoðan'ýn ve baþýnda bulunduðu hareketin, kamuoyunda, halk kitleleri nezdinde zayýflatýlmasý mânâsýna gelecek bir seçim baþarýsýzlýðý'dýr.
Evet, onlarý böyle bir netice sevindirecek. Çünkü Tayyib Erdoðan, 'Bir kiþi olarak deðil, mensubu olduðu inanç sisteminin, kültür ve medeniyet deðerlerinin içinde yetiþtiði için, Müslümanlarýn gönül coðrafyalarýndaki bütün Müslüman halk kitlelerinin de muhabbet beslediði ve hayýrlý baþarýlarý için dua ettikleri bir þahsiyet.
Tayyib Erdoðan'ýn, 27 Mart 1994'de yapýlan mahallî seçimlerde Ýstanbul BÞ Belediye Baþkanlýðý'na seçildiðini, 28 Mart 1994 sabahýnýn erken saatlerinde, emperial dünyanýn kaptan köþkü durumunda olan Amerikan emperyalizmin resmî duyuru kulesi Amerikan Sesi Radyosu, tam bir dehþete kapýlmýþlýk þaþkýnlýðý içinde, 'Tarihin iki büyük (Doðu Roma /Bizans ve Osmanlý) imparatorluðuna baþkentlik yapmýþ olan Ýstanbul, Ýslamcýlarýn eline düþtü. Tayyib Erdoðan baþkan seçildi.' þeklinde veriyordu. O seçimin üzerinden 30 yýl geçti. Onlar, o zamanki korkularýnýn yersiz olmadýðýný gördüler. Nitekim daha geçenlerde o dünyanýn etkili gazetelerinden birinde, 'Amerika Türkiye ile NATO'da müttefik, ama Erdoðan'a itimad etmiyor' baþlýðýyla bir makale yayýnlandýðýný bilenler bunun ne demek olduðunu da, o þerr güçlerinin, 'kimlerin zafer kazanmasýný niçin beklediklerini de anlýyorlar elbette.
*
Bu vesileyle ekliyeyim ki, þimdiki Ýstanbul BÞ Belediye Baþkaný kazanýnca, Ýstanbul'un önemli ilçelerinden bir belediyenin baþkaný, 'Bu yeni baþkanýn çalýþmasýna gerek yok. Çünkü Tayyib Bey'in 4 ve ondan sonra da rahmetli Kadir Topbaþ'ýn 15 yýla yakýn Baþkanlýðý zamanýnda yapýlan çalýþmalar sâyesinde Ýstanbul'un bütün temel meseleleri, su, çöp, yol, (kokudan yaklaþýlmayan) Haliç'in temizlenmesi, metrolar, tüneller, viadükler, alt ve üst geçitler halledildi. Eðer bu yeni seçilen kiþi, mevcud yapýyý kötüleþtirmeden devam ettirebilirse, 5 yýl ona baþarýlý görünmek fýrsatýný verir.' demiþti.
Ama Ýstanbul'a 5 yýldýr Belediye baþkanlýk yapan kiþinin, mevcud durumu bile baþarýyla yürütemediðini ve pek çok konuda ve Ýstanbul'un temel ihtiyaçlarýna cevap verecek hayýrlý bir iþ görmediðinin de þahsen þahidiyim.
Sadece, geçmiþte nâdiren rastlanan otobüs yangýnlarýnýn bu dönemde, teknik kontrol zaafýndan dolayý 70'i bulduðu söyleniyor. Onun belediye yönetiminin, metrolarýn yürüyen merdivenlerinin ve asansörlerinin tamir edildikten 1-2 gün geçmeden tekrar arýzâlý hale gelmesi bile Ýstanbullularý bezdirdi.
Söz konusu kiþi, 5 sene önce bazý safdil topluluklara gidip, Yâsin sûresinden birkaç âyet okuduðu gibi; geçen hafta da bir sabah namazý vaktinde Eyyûb Sultan Câmiî'ne gitmiþ. Ümid ederiz ki, bunu, kendisi ve 'Bizim uþakdur, daa...' diye destekleyenleri, 'þirinlik muskasý' gibi kullanmaz. Ama 5 ay öncelerde, þeffaf giyimli partneriyle alkýþlar arasýnda '100. yýl' þerefine, birisinin hâtýrasýna ithaf için yaptýðý söylenen dansýn videosunu gösterecek deðildi ya, elbette...