Selahaddin E. ÇAKIRGİL
Selahaddin E. ÇAKIRGİL
Tüm Yazıları

Siyaset, entrika ve cinayetler yumağı ise; ‘biz yokuz!’ diyebilmek..

‘Hz. Ali- Muaviye İhtilafı’nın tarih içindeki etkileri maalesef 13 asırdır sürüyor. Bazı taraftarları, Emir-ul’Muminîn Ali’ye, ‘rakibi kadar siyaset bilmediğinden dolayı eleştirildiği’ni söylediklerinde, ol hazretin de cevaben, ‘Siyasetten murad, entrika çevirmek ise eğer Allah’tan korkum olmasaydı, vallahi arabın içinde benim kadar entrika çeviren olmazdı.. Ama, ne yapayım..’ diye karşılık verdiği rivayet olunur, bazı eski kaynaklarda.. 

 *** 

‘At’ bakımı ve koşturulmasında ‘binici’ olanlar için kullanılan ‘seyis’ kelimesi de siyasetle, aynı kökten gelir. Amma, siyaset geniş mânâsıyla ‘insan cemiyetini idare etme’ sanatıdır. Bizde biraz aşağılanmak için kullanılsa da, ‘politika’ kelimesi de yunancada, devlet idare etme sanatı mânâsına gelir. Ancak, Osmanlı’nın savaş meydanlarından haber veren yazılarda, ‘Bugün yaman siyaset oldu’ diye bir cümle görülürse, orada binlerce insan kellesi uçurulmuş demektir; bu da konunun bir ayrı tarafıdır. Ve bizim tarihimizde de bile maalesef, sırf ‘nizâm-ı âlem’ /dünyanın karışıklıklara giriftar olmaması‘ için denilerek, yanî hayalî suçları veya tehlikeleri önlemek ve hattâ bir takım korku ve vehimleri gidermek adına, nice suçsuz insanların, sadece vezirlerin, sadrâzamların ve hattâ sultanların değil; beşikteki günahsız bebeklerin bile, bir başka siyasî güce veya iktidar hamlesine kanûnî dayanak olması ihtimalini bertaraf etmek için boğdurulduğu, bir acı ve utanç verici gerçektir. 

*** 

Nice şehzâdelerin iktidarı ele geçirmek için kendi kardeşlerini nasıl, korkunç şekilde öldürdüklerini, hattâ güçlü sultanların bile, kendilerine karşı tuzak hazırladıklarını zannettikleri oğullarını bile, nice yalvarmalarına rağmen acımasızca öldürttüklerinin hikayesini, burada tekrarlamak bile acı veriyor insana.. ‘Siyaset ana-ata tanımaz..’ diye boşuna söylenmemiştir. 

İktidar mücadelesinde yenik düşüp Rodos’taki frenk şövalyelerine sığınan ve oradan da İtalya’ya götürülen ve kardinallerin elinde eğlence konusu olan ve hattâ canını korumak için ‘hristiyan’ bile olduğu söylenen ve Papalık tarafından Osmanlı’ya karşı bir koz olarak kullanılan Cem Sultan’ın trajik âkıbetini… Ya da, 2. Osman ya da Genç Osman diye anılan Padişah’ın, bir yeniçeri ayaklanması sonunda, tahtından indirilip, üryan vaziyette bir uyuz at’a bindirilerek, çılgın yeniçeri sürülerinin sevinç çığlıkları arasında, Yedikule Zindanları’na götürülünceye kadar yol boyunda, onun, ‘Yapmayın- etmeyin, dün Padişah idim, bugün üryan kaldım; bu dünya size de kalmaz’ diye yalvarmalarına kulak asmaksızın sergilenen ve tekrarı utanç verici sahneler ve sonra orada boğdurulması.. 

*** 

Bu gibi sahneler o kadar çok ki.. 1923 rejimi kurulurken, karşılaşılan her zorluğu, ‘Bu iş behemehal yapılacaktır, amma, ihtimal ki bazı kelleler koparılacaktır’ diyerek aşanların, ne kadar kelle kopardığını da geçelim. 

Daha yakın dönemde, 10 yıl başbakanlık yaptıktan sonra, bir askerî darbe ile devrilip uyduruk bir mahkemedeki yargılama sonunda, zamâne yeniçerileri olan darbeci askerler tarafından asılarak öldürülen Adnan Menderes ve iki ‘Bakan’ının trajedileri ve sözüm ona kendilerini ‘aydın’ diye niteleyen çevrelerin o cinayetlerden nasıl bir zevk aldıklarının hikâyesi, o günleri yaşamış olanlarca unutulacak gibi değildir... 

Sadece kendi toplumumuz açısından değil, başka toplumlarda da böyledir, ‘siyaset’; hele de gerilimli toplumlarda.. En yakın dostların bile birbirlerini kenara itmek için ne entrikalar çevirdikleri hep yaşanır. 

 *** 

Şimdi seçilmek için yarışa girenler, bu oyunun bu korkunç taraflarının olduğunu ve ilerde de olabileceğini taa baştan göze almazlarsa, büyük hüsranlar yaşarlar. 

Kimileri, inandığı değerlerin gereğince topluma hizmet etmek için girer bu sahneye; kimileri, güç kullanmanın dayanılmaz şehvetini yaşamak için; kimileri nefsinin ya da belli bir sosyal kesimin geniş kitlelere zorla tahakküm etmek arzularını tatmin için.. 

Ama kendi doğrularını hâkim kılmak isterken adâleti unutarak, başkalarına zulmetmek hakkını kendinde görenlerin yolu bir Müslümanın yolu olamaz.