Benim de siyasete hevesli, belli yerlere gelme derdinde dostlarým var... Seçimler yaklaþýnca, ‘’Ben de baþkan olayým, ben de belediye meclisine gireyim’’ derdine düþen dostlar... Ya da bulunduðu koltuðu korumak isteyenler...
Neden adaylardan söz etmediðimi soranlar, bazý yazarlarýn isimlerini verip ‘’Bak onlar tercihlerini açýkça ve isim vererek köþelerinde anýyorlar’’ gayret cümlesiyle beni de kendileri için benzer bir giriþimde bulunmaya teþvik edenler çýkýyor... Suskunluðumu maðrur oluþuma yoranlar bile çýkýyordur...
Halbuki tam tersi hislerle konuya müdahil olmaktan uzak duruyorum.
Bir önceki yerel seçime gidilirken yakýn bulduðum iki belediye baþkanýnýn baþarýlarýný sýralayýp yeniden seçilmeyi hak ettiklerini yazmýþtým; partileri ikisinin de üzerini çizdi... Tamamen baþarý üzerinden medih odaklý siyasete müdahalem böylece akim kaldý...
Þimdilerde, “Bir yazsanýz’’ diye yaklaþanlara bu yakýn olayý hatýrlatýp benden uzak durmalarýnýn kendi menfaatlerine olduðunu söylüyorum...
Oysa yazarlarýn yakýndan tanýyýp þahýslarýný ve hizmetlerini beðendikleri siyasileri gözeten deðerlendirmeler yapmalarýný doðru buluyorum. Siyasi gözlemci de olan yazar kamuoyu adýna böyle bir riski pekâlâ göze alabilir. Almalýdýr da. Sonuçta bir menfaat iliþkisi yoksa nerden olmasýn?
Yukarýda arzettiðim örnek olayda hakkýnda olumlu görüþ bildirdiðim baþkanlardan birini kiþisel kaygýlarla parlatmaya çalýþtýðýmý iddia eden de çýkmýþtý. Kiþisel kaygý denilen his benim yanýmdan geçemez oysa...
Ne yapayým, bu konular açýldýðýnda ‘’Ýyi olan kazansýn’’ deyip geçiþtiriyorum...
Geçiþtiriyorum, ama belediye hizmetlerinden yararlanma durumunda bir vatandaþ olarak da endiþeler taþýyorum...
Sebebi þu: Geçenlerde iktidar partisinin aday adaylarýný eleme süreci içerisinde yer alan uzmanlardan biri, önceki seçimlerde yaþadýklarýndan farklý gördüðü bir yeni durumu paylaþtý. Adaylýkta gözü olanlar bu defa çok yýrtýcýymýþlar... ‘’Çok agresif davranýyorlar’’ dedi uzman...
Öyle olunca da, bazý yerlerde ‘en iyi’ yerine ‘en cerbezeli’ öne çýkabiliyor, ya da güçlüler arasý çekiþme yüzünden hiç þansý olmamasý gereken biri ipi göðüsleyebiliyor...
Çok yaþandý geçmiþte bu tür olaylar...
Baþarýlarýna hiç çekinmeden tanýklýk edebileceðim bazý siyasiler bu defa da konumlarýný çekiþmeler yüzünden kaybedeceðe benziyor...
Realiteler bunlar...
Ýktidar partisi, pek çok önemli ilde hayli zamandýr belediye baþkanlýklarýný elinde tuttuðu ve o kadar süre boyunca kendi deyimleriyle ‘akýl almaz atýlýmlar gerçekleþtirdikleri’ için, yerel seçimi çantada keklik görüyor. Hiç deðilse bana öyle geliyor... Seçmenler kuþkusuz rasyonel varlýklardýr, ama seçimlerde seçmen davranýþlarýný etkileyen yalnýzca ‘yararlanýlan hizmetler’ deðildir. Çok farklý dürtülerle de sandýða gider seçmen...
En çarpýcý örneklerden biri, Bedrettin Dalan’ýn ikinci kez seçime girdiðinde Ýstanbul seçmeninin sürpriziyle karþýlaþmasýdýr. Dalan‘baþarýlý’ sayýlabilecek hizmetler sunmuþtu ilk döneminde. Partisi ANAP’ýn yaldýzý dökülürken onunki pýrýl pýrýl parlýyordu. Herbirine Ýkitelli bölgesinde sonradan ‘Basýn Ekspres Yolu’ adýný alacak geniþ yerler tahsis ettiði medya gruplarý da arkasýndaydý... Seçim gününe kadar anketlerde açýk ara önde gidiyordu Dalan.
Daha önemlisi, SHP’nin karþýsýna çýkardýðý aday, Nurettin Sözen, çok cazip görünmüyordu...
Hürriyet, yasak olmasýna raðmen, Dalan’ýn alacaðý muhtemel oyu seçimden bir gün önce yüzde 60’ýn üzerinde olarak ilân etmiþti...
Ertesi gün sandýk farklý bir sonuç verdi: Nurettin Sözen önde çýktý...
Þu son günlerde yaþanan çatýþmacý ortam iktidar açýsýndan tercihlerini yeniden gözden geçirmeyi, baþarýyý iç çekiþmede yüksek perdeli kavgalarýn önüne koymayý, halka daha cazip gelecek adaylarý tercih etmeyi getirecek mi?
Kimbilir... Hiç deðilse ben bilmediðimi itiraf ediyorum...
Adaylar birbiri peþi sýra belli oluyor; içlerinde ‘dostum’ saydýklarým da var. Her partide var. Kimler olduðunu sormayýn, aleyhlerine olur diye söylemem...