1980 sonrasý Türkiye, Özal'la birlikte dýþa açýldýktan sonra vatandaþýn alým gücü düþük olsa bile ürün çeþitliliði arttý. Ýthal ürünleri içerideki üreticinin cesaretini toplamasýný saðladý. Ýhracat teþvikleri bir miktar hayali ihracatçý doðursa da giriþimci Türkler dünyanýn her yerine mal satar hale geldi.
1990'lar koalisyonlar dönemiydi. Her partinin önceliði ve vaatleri farklýydý. ANAP, DYP, SHP, MHP, DSP merkez siyasetin baþat aktörleriydi. Ancak koalisyonlar kurulduktan sonra anlaþmazlýklar baþlýyordu. Refah Partisi ise sistem dýþý bir hareket olarak tanýmlanmýþtý. Ekonomik programý takdir toplamasýna raðmen 28 Þubat'ýn gölgesinde kapatýlarak siyaset meydanýndan uzaklaþmak zorunda kalmýþtý.
O yýllarda bankacýlýk sisteminin denetimden yoksun olmasýnýn faturasýný hep birlikte ödedik. Batýk bankalarýn maliyeti cebimize yansýdý, on binlerce esnaf kepenk indirdi. 1990 ilâ 2000 arasýnda ortalama enflasyon %70'lerdeydi. Cumhurbaþkaný Ahmet Necdet Sezer'in anayasa kitapçýðýný Baþbakaný Bülent Ecevit'e fýrlatmasýyla siyasal kriz, ekonomik krizi tetikledi. Borsa çöktü, gecelik faizler uçtu...
Bu yazý bir ekonomi yazýsý deðil.
Ancak siyasi krizlerin öncesini ve sonrasýný iyi okumak gerekir. Darbe ve vesayet dönemleri sermaye hareketliliðini tetiklemiþ ve paranýn adresini deðiþtirmiþti. Bugünün gazete manþetlerinde ise Devalüasyon öncesi döviz alan ekonomi bürokratlarý kalmadý.
1990'lar unutulmak için yaþanmadý.
Bugün siyaset yapýcýlar ister iktidar ister muhalefet kanadý olsun fýrlattýklarýna dikkat etmeli. Geçmiþe göre bugün sözün tesiri daha çok. Siyaset mesuliyet ister ve toplum mesuliyet sahibi politikacýyý devlet adamý olarak hafýzasýna kodlar. Evet belki hemen oy vermez ama günü geldiðinde politikacýlýktan siyaset ve devlet adamlýðýna terfi ettirir. Hatta ideolojisine karþý bile olsa o istikrarlý duruþundan dolayý oy verebilir.
Bu sebeple istikrarlý ve tutarlý karakterler siyasette uzun solukludur ve onlar uzun vadede lider olabilir. Siyasi tarihimiz günübirlik çýkýþlar ve ayaküstü beyanlarla yapýlan mugalatanýn milletin nezdinde karþýlýðý olmadýðý örneklerle dolu.
Bugünlerde tartýþýlan siyasi cinayetler tartýþmasý Türk demokrasisini ve daha çok ekonomisini hedef alan odaklar tarafýndan planlanmýþ bir gündem gibi duruyor. Asla hafife alýnamayacak bu iddialarýn üzerine gidilmeli ve önlemler alýnmalý. Ancak bir siyasetçiyle görüþmek ve bu tür ihbarlarda bulunmak sýradan bir dedikodu aktarmaktan ibaret deðildir. Planlý bir organizasyon birçok siyasetçiye bu haberleri yollamanýn usul ve yöntemini bilir. Nitekim yakýn dönemde birçok liderin özel hayatýna, saðlýðýna dair dedikodular yayan örgüt bunu farklý kýyafetlere ve kisvelere bürünmüþ mensuplarý üzerinden farklý toplum katmanlarýna ulaþtýrýyordu.
Türkiye bölgesinde kritik bir dönem yaþarken ve salgýnýn etkisinden kurtulmaya çalýþýrken kýsýr gündemler ve faydasýz tartýþmalardan uzaklaþmalýdýr. Siyaset yapýcýlarýn demokrasimize topyekun sahip çýkmasý ekonomik istikrarýmýz ve itibarýmýz için büyük önem arz ediyor. Hiç hafife almayalým, demokrasimizin atlattýðý badireler siyasal bilinci yüksek bir toplum meydana getirdi. Sandýða giden yol uzun vadeli bir maratona benzer. Bu koþuda kýsa vadeli ataklar yapan politikacýdan çok mesuliyet sahibi, ferasetli siyaset adamýnýn kazanacaðýný asla unutmayalým.
Siyasetten sýkýlanlar buyurun sahnedeki düelloya!
Geçtiðimiz hafta Mustafa Keser - Bülent Ersoy tartýþmasý müzik çevrelerinde gündeme oturdu. Uzun yýllardýr magazin programcýlarý ve gazetecileri tarafýndan Diva ilan edilip Türk müziðinde bir otorite olduðu iddia edilen Bülent Ersoy'u Mustafa Keser üstad masaya yatýrdý.
Bülent Ersoy'un eser okurken prozodi ve usul hatalarý yaptýðýný bilenler konuþmaya cesaret edemiyordu. Radyo sanatçýlarýmýzýn maalesef bu konularda beyanat vermesi prosedürlere aykýrýydý. Mustafa Keser üstadýn canýna tak etmiþ ki -Kral Çýplak! Diye ortaya çýktý.
Geçtiðimiz ay kaybettiðimiz Ýnci Çayýrlý'yý vefat haberlerinden sonra öðrenen bir cemiyete Bülent Ersoy'u Diva diye yutturabilirsiniz elbette.
Mustafa Keser bütün makamlarýmýzý bilen ve her makamda birçok enstrümanla taksim yapabilen bir ses ve saz sanatçýsý. Itrî'den Zekâizâde'ye, Dede Efendi'den Sadettin Kaynak'a yüzlerce bestekârýmýzý meþketmiþ, halk türkülerini de gayet iyi bilen bir TRT emektârý. Mustafa Keser, Bülent Ersoy'u canlý yayýnda bir imtihana davet etti. Jüri heyetinin sorduðu sorulara göre kim ustaysa ortaya çýksýn dedi. Siyasetten sýkýlanlar buyurun þimdi sahnedeki düelloya.