Siyaset elbette bir rekabettir, bir yarýþtýr ama daha çok bir mücadeledir. Belki bir kavga, çatýþma, savaþ deðildir ama ciddi, zor, çetin bir mücadeledir…
Siyasi düþüncenizi, ideolojinizi, tasavvurunuzu, deðerlerinizi, projelerinizi hayata geçirmek için demokratik yollarla bir mücadele ortaya koyarsýnýz. Bu, ayný zamanda ayný ideallere ve hedeflere inanan bir kesimin, topluluðun, kitlenin adýna verilen bir mücadeledir.
Demokratik siyasette toplumun yararýna olan ve toplumun istediði iþleri yapmak esas olduðu gibi, bunlarý halkla birlikte, onlarýn desteðini alarak yapmak esastýr. Bu yüzden de halka mal olmayan, halkýn duygu ve düþüncelerine tercüman olmayan, halký siyasi hareketine kanalize edemeyen bir anlayýþýn siyasette baþarýlý olmasý zordur.
Siyasetin duygu ve motivasyonunu, halkýn duygu ve motivasyonu belirler.
Siyasi parti demek ayný zamanda bir siyasi hareket demektir. Siyasi hareketler ise bir yönüyle ciddi bir teþkilatçýlýk gerektirir, birbirine baðlý ve ayný ülkü etrafýnda kenetlenmiþ bir ekip ruhuyla þekillenir; diðer yönüyle güçlü bir sosyal/siyasal cazibe gerektirir, kitleleri bu dava/iddia ve idealler etrafýnda yönlendirecek bir liderlikle þekillenir.
Bu açýdan siyasi parti/hareket düþünce kulüplerinden veya proje ofislerinden çok farklý bir anlam taþýr. Güzel fikirler, projeler veya uzman isimler baþarýlý bir siyasi hareket anlamýný taþýmaz.
Çok güzel projelere, düþüncelere, programlara sahip olmakla, bunlarý siyasetin konusu yapmak, halka mal etmek, halkýn desteðini alarak iktidara taþýmak farklý þeylerdir.
Türkiye’de seçmen kanaatlerini etkileyen faktörler çok karmaþýk ve çok boyutlu bir tablo önümüze koyar.
Oy verme davranýþýný etkileyen faktörlere baktýðýmýzda etnik kökenden mezhebe, ideolojik zeminden psikolojik sebeplere, vizyondan liderlik özelliklerine kadar birçok deðiþken olduðunu görüyoruz.
Siyaset ayný zamanda bir deðiþim mücadelesidir. Bu mücadele bazen diðer siyasi partilere karþý verilir, bazen statükoya veya bürokratik oligarþiye karþý verilir. Ama her halükarda çok güçlü bir iradeyi, çelik gibi sinirleri, hedefe kilitlenen bir azmi gerektirir.
Siyaset bir yönüyle de demokratikleþme mücadelesidir. Bu mücadele bazen diðer partilerin siyasi projelerine karþý, bazen de güç odaklarýna, darbeci-vesayetçi çevrelere karþý verilir. Ama her halükarda büyük bir cesareti, sarsýlmayan bir iradeyi, geri durmayan bir mücadeleciliði gerektirir.
Bu yüzden, siyasetçi mücadele adamýdýr. Korkan, ürken, geri duran, eyyamcýlýk yapan, risk almayan kiþi iyi bir mücadele ortaya koyamaz.
Halk, sadece kendi için hizmet eden siyasetçi aramaz ayný zamanda kendi adýna mücadele eden, hakkýný savunan, deðerleri için kavga etmekten çekinmeyen siyasetçi arar.
17-25 Aralýk kumpasýna karþý Erdoðan’ýn sergilediði tavrý çok az siyasetçi sergileyebilir. Erdoðan karar haksýz da olsa bir mahkeme celbine uyup hapis yatmýþ, kumpaslarla çýkarýlmaya çalýþýlan baþka bir mahkeme celbini ise yýrtýp atmýþtýr.
15 Temmuz kalkýþmasýna karþý halka sokaða dökerek karþý direniþ baþlatmak baþka hiçbir siyasetçinin yapamadýðý iþtir. Erdoðan 27 Nisan bildirisine uygun þekilde sözle, 15 Temmuz darbesine karþý ise eylemle gereken karþýlýðý vermiþtir.
Siyasete soyunmak her þeyden önce siyaset yapmayý gerektirir, yani konuþmadan, duruþ belirlemeden, taraf olmadan, atak yapmadan, bir kazanma-kaybetme mücadelesine girmeden siyaset yapýlmaz.
Siyaset siyasi alanda rakiplerinize karþý, onlarla yarýþarak, onlarla mücadele ederek yapýlýr. Kendi evrenine kapanarak, tek taraflý konuþarak, siyasi mücadele alanýndan soyutlanarak yapýlan siyasetin etkisi ve sonucu olmaz.