SÝYASETTE baþ döndürücü bir yýl yaþýyoruz. Yerel seçimler, Cumhurbaþkanlýðý seçimleri bu yýl içinde gerçekleþtirildi. Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan birinci turda Cumhurbaþkaný seçildi. AK Parti Genel Baþkan ve baþbakaný belirlerdi. Yeni kabine oluþturuldu. CHP ve MHP yerel seçimlerden sonra Cumhurbaþkanlýðý seçimlerinden de yenilgi ile çýktý. CHP baþarýsýzlýktan dolayý kurultaya gitmek zorunda kaldý. Cumhuriyet tarihinde kýsa zamanda böylesine siyasi trafiðin yaþandýðý çok az dönemler olmuþtur.
Halk irfaný birçok olayý ukdesinde tutarken, siyasetinde bize salt bir matematik olmadýðýný göstermiþtir. Nitekim böyle görenlerde yapýlan siyaset matematiði baþarýsýzlýkla sonuçlanmýþ, sýnýfta kalmýþlardýr. Bunun saðlamasýný da halk yaptý. Bir parti yüzde 52 ederken, 14 parti yüzde 38 sonucu halkýn ortaya koyduðu bir saðlamadýr. Halk seçimin saðlamasýný yaptý ve 14 partinin toplamý eþittir 50 ve üzeri yapmadý. Ama bir parti bütün matematik hesaplarýný alt üst etti. Demek ki siyasete, halka salt bir matematik olarak bakýlamaz. Siyasette matematik varsa bu ancak, halkýn duygularý ile þekillenen bir olgudur.
Esasen siyaset biraz sosyal bilimler, biraz felsefe, biraz mantýk, matematik ve diðerleridir. Neden en baþta sosyal bilimler derseniz halký en iyi okuyan dal sosyal bilimlerdir. Matematiðin hakim olduðu en önemli alanlardan birisi siyaset mevzusudur. Ama siyasette matematik bir sonuçtur. Benim ise bahsettiðim olgu bu sonuca ulaþmanýn formülleridir. Bu formüller ise bir matematik formülü deðildir. Ýþte burada sosyal bilimler öne çýkmaktadýr. Yani toplumu, bireyi anlama ve onun duygularýna giden yolu bulmak. Sosyal olgularý iyi analiz edemeyen bir siyasetçi ne kadar iyi bir matematikçi olursa olsun ne problem çözebilir, ne de hedeflerine ulaþabilir. Çünkü siyasette her zaman iki ile ikinin toplamý, çarpýmý dört etmiyor.
Toplumu iyi okuyamayan siyasi bireyler ve birimler ne kadar matematik hesabý yaparsa yapsýn tutmayacaktýr. Siyaseti deðiþmez gerçekler üzerine yapmazsan sadece kendini kandýrýrsýn. Muhalefet bugün deðiþmez gerçekler üzerine siyaset yürütemiyor. CHP ve MHP millet bizi anlamýyor diye bildiðimiz kliþelere devam ederse iktidar olma hayalleri de kuramayacaklardýr. Yenilmiþlik psikolojisini aþma ve yeni bir dünya kurma noktasýnda bir umut vaat etmeyeceklerdir.
Son yýllarda gerçekleþen referandum, yerel, genel olmak üzere her seçimin sonucunda ortaya çýkan rakamlar toplumun sosyolojik duruþunun bir sonucudur.
Toplumun deðerlerine yabancýlaþan, sosyal politikalar geliþtiremeyen, çözüm üretemeyen ana muhalefet'in, bütün bunlarýn bileþkesi olarak ortaya çýkan sayýsal aritmetiði deðiþtirmesi henüz ufukta görülmüyor. Bu sayýsal aritmetiði deðiþtirmenin yegane yolu ise yeni paradigmalara geçiþlerine baðlýdýr. Muhalefet parametrelerde politika deðiþikliðine gitmediði sürece, toplumsal temayüllerin sayýsal karþýlýðýna ulaþamayacaktýr. AK Parti ise iyi okuduðu toplumsal temayüllerin sayýsal karþýlýðýný almaya devam edecektir.