Siyaset ve siyasal iletiþim

Siyasetsizliðin ve anti-siyasalýn yükseldiði dönemlerde imdada yetiþen, kurucu bir siyaset yapma açýðýný tazmin eden dinamiklerin baþýnda ‘siyasal iletiþim’ gelmektedir. Siyaset yapýmýnýn yaklaþým tarzýndan ibaret olan siyasal iletiþimin, kurtarýcý bir unsur olarak siyasetin yerini doldurmasý ümit edilmektedir. Siyasi aktörler iletiþimin renkli, çarpýcý ve tahrik edici tabiatý karþýsýnda bu maliyeti pek fazla görmeyerek, büyük ölçüde kendilerini rahatlatmaktadýrlar.

Bu baðlamda, CHP siyasal iletiþimden siyaset çýkarmaya çalýþan aktörlerin baþýnda gelmektedir. 2010’a kadar, tek parti dönemi yükleri dâhil eski Türkiye’nin bütün unsurlarýyla siyaset azýðýný tedarik eden CHP, Kýlýçdaroðlu dönemiyle yeni bir CHP vurgusuna baþladý. Ortaya çýkan ‘yeni’nin içini ismi konulmuþ bir siyasal deðiþimle doldurmanýn yolu, 1999-2002 arasýnda vuku bulan ve en az Erdoðan’ýn yaptýðý kadar cesur bir ‘siyasal yüzleþmeyi’ gerektiriyordu. Zira son tahlilde Erdoðan, kendi hareketi içerisinde büyük ölçüde ‘tarz farklarýndan’ kaynaklanan sýkýntýlardan ibaret olan bir yüzleþme yaþamýþtý. Reddetmesi, utanmasý ya da vazgeçmesi gereken temel baþlýklar yüzleþmenin zeminini oluþ-
turmuyordu. CHP açýsýndan durum oldukça derinlerde, tarihsel olarak Cumhuriyet’in kuruluþuna gidecek kadar eskilerde bulunuyordu.

Böylesi bir yüzleþme için açýkça Kemalizm’le yüzleþmek, statüko ile yýllardýr devam eden nikâhýn bozulmasý, bürokratik vesayetle ise yollarýn ayrýlmasý gerekiyordu. Aksine Kýlýçdaroðlu, altý okla özetlenebilecek bu baþlýklara da ‘yeni’ sýfatý ekleyerek, yüzleþmenin risklerinden kurtulmaya çalýþtý. Ayný anda CHP’nin radikal ulusalcý ve seküler tabanýný tatmin edecek ama ayný zamanda ‘yeni’ olduðuna farklý kesimleri ikna edecek formülün ‘siyasal iletiþimle’ hal yoluna konulabileceðini düþündüler. 

Özellikle Amerika ve Avrupa’dan mütevellit, fazlasýyla abartýlmýþ siyasal söylem ve halkla iliþkiler hikâyelerinin eþliðinde, kes-yapýþtýr teknikleriyle ‘yeni’nin altý doldurulmaya gayret edildi. Çoðu kez bir tüketim malýnýn pazarlama teknikleri ve söylemini aþamayan manzaralarýn ortaya çýkmasýna sebep olan bu durum, seçim sonuçlarýyla teyit edildiði üzere CHP’ye bir kazaným da saðlamadý. 2015 için CHP’nin baþlattýðý seçim kampanyasý ise ‘siyasal iletiþim’ tuzaðýnýn zirvesi oldu. Yeraltý bir tonu benimseyen, ‘retro’ kampanya yaptýðýný da açýkça ilan eden CHP, ‘baþarýlý ve etkin’ siyasal iletiþim dili kullandýðýný düþünüyor.

CHP’nin seçim beyannamesini açýklamasýyla beraber, ortaya çýkan baþlýklara ve çözüm önerilerine bakýldýðýnda, büyük ölçüde AK Parti’nin hayata geçirdiði ve Türkiye’nin genel bütçe dengesi içerisinde makul bir düzeyde tuttuðu sosyal yardýmlarý kontrolsüz bir þekilde vaat ettiði görülüyor. 1980’lerin sonunda, 1990’larýn baþýnda merkez sað iktidarlarýn sosyal güvenlik sistemi üzerinden hayata geçirdiði ve ancak 2040’larda tazmin edilebilecek büyük maliyetlere sebep olan vaatlerin benzerleri, CHP tarafýndan renkli siyasal iletiþim teknikleriyle seçmenin önüne sürülüyor.

Bu durum, CHP’nin iktidar olup olmamasýndan baðýmsýz olarak, ýsrarla yüzleþmemek için bahaneler bulduðu, ardýndan da kendisini ikna ederek ‘durumu kurtardýðý’ algýsýna kapýlmasýna yol açmaktadýr.

Baþarýlý bir siyasal iletiþimin birçok farklý unsuru ve yönü olabilir. Ama olmazsa olmaz unsuru, ‘kurucu ve sahici bir siyaset yapýmý’nýn tam da merkezde olmasýdýr. Zira salt siyasal iletiþim, hýzla sahicilik krizinin nüksetmesine yol açmaktadýr. CHP’nin eski Türkiye defterini kapatmasýnýn, yeni Türkiye’nin bir unsuru olmasýnýn yolu ‘yüzleþmek’ten geçmektedir. Ýsmi dâhil, böylesi bir yüzleþmeyi yaþayamayan bir CHP’nin ise bulunduðu sosyolojik ve coðrafi havuzlardan çýkmasý için gerçekçi bir sebep öngörülebilir bir gelecekte ortaya çýkmayacaktýr.