Siyaset yanlýþlarý siyaseti kilitliyor

Herkes —hepimiz— cumhurbaþkaný seçimine aday çýkarmada zorlanan muhalefet partilerine yükleniyoruz; þunun þurasýnda iki ay gibi kýsa bir süre kaldýðý halde isim tespitinde geciktikleri için alay edenimiz bile var... Ancak kendimizi CHP ile MHP yöneticilerinin yerine koyup biraz düþünsek yaptýðýmýz yanlýþlýðý fark etmekte gecikmeyeceðiz. 

Matematik ortada: Ýster ayrý ayrý aday çýkartsýnlar, ister sempatik bir ‘çatý adayý’ bulup ortak hamle yapsýnlar, muhalefet partilerinin seçmen desteði yüzde 50’yi bulmuyor... Ýki partinin ‘ideolojik’ özellikleri HDP tabanýndan oy devþirmeye elveriþli deðil; Ak Partili seçmenin hiç deðilse bir bölümünün aklýný çelmeleri þart...

Formülün bu olduðu belli de, kolay mý bakalým CHP veya MHP adýna aday gösterilecek, Ak Parti tabanýna da hoþ gelen bir aday bulmak?

Vaktiyle Ak Parti saflarýnda yer aldýðý halde sonradan yollarýný ayýrmýþ isimler var, ama oy getirmek yerine oy kaybettirebilir o isimler...

Zor bir durum gerçekten...

Kendi adaylarýyla seçime gitmesine gidecekler, ama onun da her parti ve lideri için çeþitli sakýncalarý var. Liderler kendileri dýþýnda bir ismi halka oylatýrlarsa, o isim yarýn karþýlarýna rakip olarak dikilmez mi? Kendileri aday olsalar? Ya daha önceki seçimlerde partilerinin aldýðý oyun altýnda kalýrsa oylarý?

Oysa cumhurbaþkanýný Meclis’te milletvekilleri seçtiðinde iþleri çok kolaydý. Ortalýk karýþtýðýnda hiçbir partiye mensup olmayan biri seçilebiliyor, bir parti salt çoðunlukla adayýný seçtirebilecek sayýda milletvekiline sahip olduðunda ‘367’ formülü gibi formüllerle önünü kesebiliyorlardý.

Ayný ayak oyunlarýný halka nasýl uygulayabilsinler?

‘Boykot’ öyle bir formüldü iþte. Ak Parti’nin adayýný seçimde yalnýz býrakmayla ve seçimi referanduma dönüþtürmeyle sonuçlanacak bir formüldü ‘boykot’, ama erken afiþe olmasý ve saðdan-soldan yükselen itirazlar onu da iþlevsiz kýlacaða benziyor. Daha þimdiden “Aday bile bulamadýlar” diye alay etmeye baþladý iktidar partisi...

Göreceksiniz, muhalefet nâmýna zehir zemberek çýkýþ yollarý keþfetmek için seferber olanlar, ‘Zihni Sinir procesi’ benzeri yeni bir formül ortaya atmakta gecikmeyeceklerdir...

Zor bir durum doðrusu muhalefetin içinde bulunduðu durum...

Çýkýþ yolu yok gibi...

Yoksa var mý?

Aklýma gelen, muhtemelen sizin de aklýnýza gelmiþtir: Bir defa olsun halka saygýlý davranmak ve ülke için en doðru tercih sayýlabilecek kimse, onunla halkýn karþýsýna çýkmak... Her partide saygýn, itibarlý bir-iki isim vardýr mutlaka; partilerde yoksa bile, tabanýn “Bizim” diyebileceði biri...

Partiler ayak oyunlarý üzerinde kafa yoracak veya kendileri namýna kafa yoranlara kulak verecek yerde, en doðru tercih olduðuna inandýklarý bir kiþiyi adaylýða zorlayabilirler...

Hatta parti taassubunu aþýp parlak bir isim üzerinde ittifak saðlayarak, bütün ülkeyi o isim etrafýnda birleþmeye davet de edebilirler...

Olmaz mý?

Düþünün bakalým, neden olmasýn?

Eðer olmuyorsa ve olmayacaksa, sebebi, muhalefetin de içinde yer aldýðý siyaset erbabýnýn izleyegeldiði yanlýþ çizgi olmasýn?