Farklý siyasî partilerin bünyesinde ayný problemler var.
Lidere vefasýzlýk, iç çekiþme ve çatýþmalar, rant/menfaat kavgalarý, çekememezlik, dedikodu, arkadaþ bilinenlerin birbirinin kuyusunu kazmasý, ahlakî yozlaþma, yalan, iftira, kumpas, algý operasyonlarý...
Aslýnda toplumun deðiþik kesimlerinde, bürokrasinin her türlüsünde, iþ dünyasýnda, medya/sanat/spor camiasýnda, aile çevrelerinde de derece derece ayný problemler yaþanýyor.
Konumuz siyaset.
Siyasetin üç temel problemi var.
(Baþtan söyleyeyim, istisnalar kaideyi bozmaz.)
1. Ýnsan
Ýnsanýn kendisi, yapýsý itibariyle problemdir.
Yýllarca dost, arkadaþ olduðunuz insanlar gün gelir bambaþka biri oluverir. Tanýyamazsýnýz.
Beklentiler, hýrslar, menfaatler, kibir, bencillik, makam, þöhret düþkünlüðü, haset, kýskançlýk, insanlarý bambaþka biri haline getiriverir.
Ýnsan problemdir ve problemlerin çoðu insanla baþlar.
Ýnsanlar en çok siyaset zemininde deðiþir.
Yüksek siyaset zeminlerinde ise sert rüzgârlar nicelerini savurur. Yuvarlar, taþtan taþa çarpar...
Çünkü bilhassa bu yüksek zeminlere çýkanlar, kendilerini eþitler içinde birinci görürler. Çevrelerinde bendeleri, kullarý köleleri vardýr.
Bunlar, öyle övgüler düzer, öyle þakþakçýlýk yaparlar ki, bu "yüksek þahsiyetler", layýk olduklarý makamlara gelemeyince sürekli haklarýnýn yenildiðini söyler.
Liyakatsizlikten dem vururlar.
Çünkü onlar varsa liyakat vardýr, onlar yoksa liyakat yoktur...
2. Zemin.
Siyaset zemini, normal bir zemin deðildir. Siyasetin zemini çürüktür, kaypaktýr, saðlam deðildir. Nasýl, saðlam olmayan zeminlere yapýlan binalar depreme dayanýksýz ise siyasetin zemini de sarsýldýkça, üstündekileri de yýkar, düþürür, fýrlatýr atar...
Çürük zeminlerdeki deprem tahribatlarýndan farklý olarak siyaset zemininde insanlarýn baþý döner, zihni bulanýr, eli ayaðýna dolaþýr, dengesini kaybeder. Beklentilerinin esiri olur. Asla gelemeyeceði mevkileri, en tabii hakký olarak görür.
Makuliyet kaybolur. Hayatýn tabii akýþýnýn dýþýnda davranýþlar, tepkiler çoðalýr.
Siyaset zemini, buz tutmuþ kaldýrýma benzer. Saðlam zemindeki yürüyüþ kaybolur.
Buz tutmuþ kaldýrýmda yürürken insanlar düþmemek için deðiþik hareketleri yaparlar, eli ayaðý oynar, iþte siyaset zeminlerindeki yürüyüþ de öyledir...
Siyaset zemini, virüs yayan ortam gibidir. Çoðu kiþiyi hasta eder, insanlar bu zeminde hastalýk kapar.
Siyaset onlarý býraksa da onlar siyaseti býrakamaz. Býraktým derler, ama yine de boþ durmazlar...
Yenilseler kabahatli onlar deðildir. Halk bazen yanlýþ yapar!..
3. Düþman
Siyasetin 3. Temel problemi, bilhassa bizim ülkemiz için dýþýmýzdaki düþmanlardýr.
Tatlý su demokratlarý, bu "dýþ mihraklar"ýn dile getirilmesinden çok rahatsýz olurlar.
Nedenini biz tam bilemeyiz. Düþmanýn 5. Kol elemaný olduklarý için mi, etki ajanlýðý görevleri mi vardýr, yoksa iki asýrlýk Batý/Haçlý saldýrýlarýný A'dan Z'ye bildikleri halde basiretleri mi baðlanýr, nedir bilemeyiz...
Dýþarýdaki düþmaný perdelemeye çalýþanlar, mesela Türkiye'de siyasete en büyük darbeyi vuran asker içindeki cuntacýlarýn arkasýnda ABD'nin olduðunu bilirler.
Suriye'nin kuzeyinde bir terör devleti kurulmasý için ABD'nin PKK'ya binlerce TIR ile silah yardýmý yaptýðýný bilirler. Ama bunu hiç telâffuz etmezler. Görmezden gelmeyi ustalýkla yaparlar.
PKK'nýn partilerinin Kandil'den emir/talimat aldýðýný, Kandil'deki terör baronlarýnýn da ABD, Ýngiltere, Fransa, Almanya, Ýsrail istihbarat teþkilatlarý ile çalýþtýðýný bilirler. Ama DEM'in meþrulaþtýrýlmasý için CHP gibi görev baþýna koþarlar...
Türkiye'de siyasetin en büyük zaafý, en büyük problemi gizli/açýk yabancý müdahalesidir.
Bu müdahale, sadece cuntacýlarýn ya da FETÖ'nün darbe teþebbüsleri ile olmaz.
Türkiye; laik-dindar, Sünni-Alevi, Türk-Kürt ayrýþmalarýnýn cenderesine alýnýr.
Savunma sanayindeki büyük hamleler, hem de ÝBB çalýþaný kripto elemanlar eliyle hedefe konulur.
Bugünkü iktidar, bir yandan hizmet/eser siyaseti takip ederken bir yandan da dýþarýnýn oyunlarýný, tezgâhlarýný, ihanetlerini önlemeye uðraþýyor.