Siyasette esen ýlýmlý ve diyaloða açýk rüzgarlar, hem toplumu rahatlattý, hem de özellikle piyasalarda rahatlama konusunda, yeni bir umudu canlandýrdý. Bir yandan Cumhurbaþkanýmýzýn Genel Baþkan sýfatýyla CHP Genel Baþkaný ile görüþmesi ve verdiði iadei ziyaret bilgisi... Diðer yandan TBMM Baþkaný Numan Kurtulmuþ'un yeni ve sivil anayasa düzleminde parti genel baþkanlarýna gerçekleþtirdiði nezaket ziyaretleri... Birlikte düþünüldüðünde, 2016'dan bu yana siyasete hakim: 'siyah taþlar/ beyaz taþlar' þeklindeki köþeli söylemi geride býrakan adýmlar...
2016'daki iþgal ve darbe giriþiminden hemen sonra, özellikle Yenikapý Mitingiyle ortaya çýkan 'Yenikapý RUHU' yani toplumun zihnindeki þekliyle söyleyecek olursak 'milli ve meþru müdafaa seddi' þeklindeki refleks her þeye hakim oldu... Ölüm kalým iþiydi karþýmýzdaki, siyaset hep birlikte bu darbe ve iþgal giriþimini geri püskürtmeliydi. Bu saðlanmýþtý lakin kýsa süre sonra art arda geliþen olaylar özellikle hükümet cenahýný daha güvenlikçi bir siyaset çizgisinde durmaya zorunlu kýlmýþtý. Bir yanda Fetö ve yol açtýðý toplumsal sarsýntý, diðer yanda PKK, Suriye hattýndaki güvenlik sorunumuz, göçmen meselesi, küresel ekonomik kriz, tüm yerküreyi sarsan enflasyon, enerji ve gýda krizleri, pandemi süreci derken... Uzun ve zorlu bir zaman konvoyunu, her zamankinden daha fazla toplumsal bütünleþmeye muhtaç bir pozisyonda karþýladýk. Suriye'deki iç savaþa eklenen Ukrayna krizi, Doðu Akdeniz'de her geçen gün sýnýrlanmak istenen haklarýmýz derken, kendimizi bir ateþin ortasýnda bulduk... Sadece zamanýn ruhu mudur bu? Niçin coðrafyanýn ruhu da demeyelim?
Bu durum halen dahi geçmiþ deðildir. Ýsrail'in 'vaadedilen topraklar' söyleminin bir ucu Türkiye'yi tehdit etmekteyken, güneyimizde PYD ve YPG gibi terör örgütleri ABD tarafýndan silahlandýrýlýp teçhiz edilirken, evet güvenlik hala baþlýca sorunlarýmýzdandýr.
Lakin güvenlik ve esenlik arasýnda siyaseten bir dengenin kurulmasý da, demokrasi için elzemdir... (Esenlik kelimesini; demokratik hak ve hürriyetlerin eþliðinde yaygýnlaþtýrýlacak refah ve temin edilecek sosyal adalet idelerinin neticesi olarak kullandým)
Siyaseti sadece güvenlikçi dil üzerinden anlamaya kalkarsak bu bizi zaman içerisinde yeknesak bir siyah/beyaz dünyada dondurur. Mesafeler buz tutar, sesler duyulmaz olur, bir yanký odasýnda kendi sesimizden baþka diðer seslere saðýr hale gelme handikabýna düþebiliriz. Tam aksine, 'býrakýnýz yapsýnlar, býrakýnýz geçsinler' cinsinden kayýtsýz bir post-kapital bakýþýn da, bizim jeopolitiðimizde pek bir geçerliliði, gerçekçiliði olamaz...
Ýbni Haldun'un da Monteskiyö'nün de coðrafyanýn, jeokültürel kimliðin, jeopolitik kaderin üzerinde durmalarý boþa deðildir. Avrupa ile Asya'nýn arasýnda, Ortadoðu ve Ortadoðu üzerinden Afrika'yla da yakýndan ilintili bir konumda, Akdeniz ve Karadeniz'in kapýlarýnda duran bir yarýmadanýn güvenlik sorunu bizlerden öncesinde de vardý, bizlerden sonrasýnda da olacaktýr kuþkusuz. Lakin Braudell'in de dediði gibi savaþlar, dünya tarihinde esenlik günlerinden her zaman daha azdýr ve medeniyet dediðimiz þey, savaþlarýn deðil esenlik günlerinin toplamýdýr...
Coðrafyamýzda barýþýn öncülüðünü yapmak ve kalýcýlýðý için çaba sarf etmek, sadece kendi sýnýrlarýmýz ve bölgemiz için deðil, dünya için önemlidir...
Uluslararasý barýþ için bu kadar öncülük eden bir siyasetin, söz konusu milli siyaset olunca da yapýcý bir diyaloglar ve müzakereler kapýsýný aralamasýný garipsememek... Gençliðinde 'süper santrafor' olarak tanýnan Tayyip Beyi, öðrencilik günlerimden beri takip ediyorum, sahip olduðu siyasi deha, manevra ve hareket kabiliyeti ile siyasette yeni bir oyun kurduðunu veya mevcut oyuna yakýnsak mercekler eklediðini söyleyebilirim...
Benim burada belki de hukukçu olmamdan kaynaklanan bir hassasiyetim var. Her ne kadar zamanlamasý ve siyasetin içinde oluþlarýyla paralel gözüküyorlarsa da; yeni anayasa çalýþmalarýyla, siyasette yeni gri alanlar, yani müzakere, diyalog, istiþare adýmlarý birbiriyle karýþtýrýlmamalýdýr.
Karýþýrsa ne olur, karýþmazsa ne olur diyecek olursanýz: Bu ikisi birbirine karýþtýðýnda yeni anayasa çalýþmalarý, sadece siyasi partiler arasýndaki yakýnlaþmalar ve pazarlýklardan ibaret'miþ görüntüsü ortaya çýkabilir...
Anayasa çalýþmalarýnýn sivil paydaþlarý ve halkýn katýlýmcýlýðý hakkýnda, katýlým hissiyatýnýn yönetiminde önemli iþler muhakkak planlanýyodur. Öte yandan vatandaþýn sýk sýk dile getirdiði þekliyle, yeni Anayasa hakkýndaki çalýþmalar, toplumun karþý karþýya kaldýðý, can yakýcý ana problemlerin üstünü örtmek için sarfedilecek bir çalýþma temposu da deðildir.
Bu kuþkuyu giderecek olanlarsa siyasi partilerdir. Bu bakýmdan farklý partilerin diyaloðu, bir araya gelmesi toplum adýna çok deðerli bir baþlangýçtýr diye düþünüyorum...