Siyasette kavga kazandýrsaydý...

Önceki gün yapýlan ABD seçimlerini Barack Obama önde bitirdi; pekâlâ rakibi Mitt Romney de sandýktan çýkabilirdi. Nefes nefese geçen bir kampanyanýn ardýndan kýlpayý sayýlabilecek bir farkla yeniden seçilmeyi baþardý Obama...

Amerikan seçimleri konulu yazýlardan býktýðýnýzý biliyorum; emin olun, bu yazý aslýnda Türkiye’yle ilgili...

Seçimler ABD’de iki parti arasýnda geçiyor ve halk Demokrat Parti (DP) ile Cumhuriyetçi Parti (CP) arasýnda tam ortadan bölünmüþ durumda. 1980 yýlýnda Beyaz Saray’da Jimmy Carter (DP) vardý, o yýl yapýlan seçimi Ronald Reagan (CP) kazandý. Onu baba George Bush (CP) izledi; ama Bill Clinton (DP) dört yýl sonra Bush’u devirdi. Clinton’u oðul George Bush (CP), onu da Baracak Obama(DP) izledi...

Hepsi de kýlpayý sayýlacak, yüzde 1 veya 2 farkla kazanýlan, seçimlerde...

Kongre biri Temsilciler Meclisi (TM) diðeri Senato olmak üzere iki bölümden oluþuyor ve bu iki bölümde birden tek bir partinin aðýrlýk taþýdýðý pek nadir görülüyor. Þimdi Senato’da DP’nin, TM’de ise CP’nin sandalye sayýsý diðerinden fazla.

Uzun uzadýya bu bilgileri vermemin sebebi, ABD’nin ne kadar siyaseten tam ortasýndan bölünmüþ olduðunu göstermek... Yüzer gezer oylarýn sonucu belirlediði bir ülke ABD ve partiler oylarý çekmek için hem çok para sarfedip olaðanüstü çalýþmak, hem de akýllý stratejiler uygulamak zorundalar.

Yine de sandýklar açýlana kadar kimin önde çýkacaðýndan emin olunamýyor.

Ne beklersiniz böyle bir ülkeden: Birbirine yakýn taraftara sahip iki partinin kazanmak için diðerinin boðazýna sarýlmasýný, kaybedenin hýrçýnlaþýp sonraki dört yýlý iktidara gelene karartmasýný, iktidara gelenin de rakibini gözden düþürmek için her türlü yola baþvurmasýný, deðil mi?

Oysa öyle olmuyor. Ellerindeki siyasi kozlarý kullanýyorlar elbette; ancak ülkeye zarar verecek biçimde deðil. Buna kalkýþaný halk cezalandýrýyor zaten...

Ülkemizdeki siyasi dengeler ABD’den çok farklý: Ýktidardaki parti yüzde 50 oya sahip; en yakýn takipçisi taþ çatlasa yüzde 30’dan fazla oy alamýyor. Birinin iktidardan düþmesi, diðerinin iktidara gelmesi için seçmenlerin yaklaþýk dörtte birinin saf deðiþtirmesi gerekiyor; bu da hiç kolay deðil. Ne kadar uðraþýrsa uðraþsýn, CHP’nin, makus talihini deðiþtirmesi hayli zor.

Ýyi de, neden iki taraf da hýrçýn bizde? Hýrçýnlaþýp kavga çýkararak sonuç almanýn mümkün olmadýðý görüldüðü halde? Sorumlu bir muhalefet anlayýþýyla iktidarý zorlamak daha kolayken?

Romney seçmenlere ülkeyi daha iyi yöneteceði görüntüsünü veremedi. Özellikle genç seçmenlere... Özellikle kadýnlara... Özellikle azýnlýk mensuplarýna... Obama ise gençler, kadýnlar ve azýnlýklarý sandýk baþýna götürecek bir stratejiyle bir adým öne çýkmayý baþardý. ‘’Ülkenin sorunlarýný çözerse yine Obama çözer’’ diye düþündü Amerikan seçmeni...

Bizim seçmenin de sandýk baþýna giderken Amerikalý seçmenden farklý düþüneceðini hiç sanmýyorum.

‘Kavgacý CHP’nin yerini ‘programlý CHP’ alýncaya kadar iktidarýn el deðiþtirmesini beklemeyin...