Siyasette revizyon

Cumhurbaþkanlýðý hükümet sisteminin uygulamaya geçmesi için 2019’da öngörülen seçimin gerçekleþmesi ve bu arada uyum yasalarýnýn çýkarýlarak yasal mevzuatýn hazýr hale getirilmesi gerekiyor. Yeni sisteme hazýr hale getirilmesi gereken yalnýzca uyum yasalarý deðil, siyasetin de seçimlerden önce yeni duruma kendisini hazýrlamasý gerekiyor.

Büyük partiler küçük partiler, merkez partiler çevre partiler, soldakiler saðdakiler… Her partinin yeni sisteme yönelik kaygýlarý, ümitleri farklý…

Kimileri diyor ki, küçük partiler kaybolup gidecek; kimi diyor ki küçük partiler kilit rol oynayacak. Kimine göre sað ve sol blokta saflaþma yaþanacak; mücadele, farklý damarlarýn içinde eridiði iki ana akým arasýnda yaþanacak. Kimine göre ise bildik siyasi yelpaze anlamýný yitirecek sað ve soldakiler arasýnda farklý ittifaklar yaþanacak…

Doðrusu Türk siyaseti uzun zamandýr merkez-çevre, sað-sol ayrýmýna dayanan analizlerle yorumlanamayacak durumda. AK Parti’nin çevreden merkeze hareket ederek merkezi dönüþtürmesi ve yeniden inþa etmesi bildik tanýmlarý anlamsýzlaþtýrmýþtý. AK Parti merkezden de oy aldý çevreden de, saðdan da aldý soldan da, Ýslamcýlardan da aldý liberallerden ve laiklerden de… AK Parti’nin yaptýðý, ANAP gibi dört eðilimi bir araya getirmek deðildi elbette. ANAP bir terkip partisi olarak bu damarlarý birleþtirdi ve kriz anýnda bunlar ayrýþarak asli mecralarýna aktýlar. AK Parti belli bir muhteva, öz, ilkeler, hedefler temelinde bir senteze gitti, ortak bir sahiplenme duygusu ve ortak bir ülkü üretti. Yüzde 34 oyla iktidara gelen bir siyasi hareketin yüzde 50’lere ulaþmasý toplumsal düzeyde bir açýlýma gitmesi, sosyal ittifaklar oluþturmasý anlamýný taþýr. AK Parti hiçbir partiyle koalisyon yapmadý ama o partilerin tabanlarýndaki vatandaþlarla ortaklýklar inþa etti, ortak duygular ve hedefler yakaladý. Özellikle referandum gibi daha yüksek destek bulduðu seçimlerde kendisine doðru hareket eden kitleyi kazanmasýný bildi, onlarla duygudaþlýk geliþtirdi ve onlarý kalýcý seçmeni haline getirdi.

Cumhurbaþkanlýðý sisteminin yüzde 50’yi aþýlmasý gereken bir eþik olarak ortaya koymasý partilerin siyaset tarzlarýnda ve diðer partilerle iliþki biçimlerinde köklü deðiþiklikler meydana getirecektir. ‘Ben yüzde 25’le ana muhalefet olarak kalýr, sert ideolojik konumumu korurum’ diyen bir CHP’nin artýk böyle bir siyasi konforu olamaz. CHP daha esnek, daha iþbirliðine açýk, daha ýlýmlý, daha açýlýmcý olmak durumunda. Küçük olsun benim olsun diyerek kendi güvenli alanlarýnda siyaset yapmaya alýþan diðer partilerin de yeni hamleler yapmasý gerekecek.

Özellikle kimlik siyaseti yapan partilerin yeni ittifak arayýþlarý sebebiyle ideolojik yapýlarý ve siyaset tarzlarý da sarsýntý geçirecek. Örneðin HDP radikalleþtikçe sistemin kenarýna savrulacak ve anlamýný kaybedecek, diðer partilerle yakýnlaþtýkça keskin söylemlerini sürdüremeyecek.

Son günlerde polemik konusu olduðu gibi MHP’li muhaliflerin, Saadet Partililerin, HDP ve CHP’lilerin böyle bir ittifak arayýþýna girmesi ideolojik kýsa devrelere veya elektriklenmelere sebep olacaktýr. Bu partilerin hepsi ayrý bir alem ve her alemin içinde de ayrý çekiþmeler yaþanýyor. Kendi içini toparlayamayan bir CHP’nin diðer partileri toparlamasý beklenemez. CHP daha önce de diðer partilerle ortak zeminde hareket etmeye çalýþtý, ‘yeter ki, seçimi alalým’ motivasyonuyla daha önce de farklý sulara yelken açtý. Ama bunlarýn hiçbiri yeni durumu doðru anlayýp yapýsal bir dönüþüm geçirmek ve kendisini yenilemek anlamýna gelmiyordu. Sadece kazanma güdüsüyle takýnýlan pragmatik vekonjonktürel tavýrlar CHP’yi bir yerden bir yere taþýyamadý. Yüzde 48 hayýr oyu bir açýlýmý ve alan geniþlemesini izah etmiyor.

Kýlýçdaroðlu ‘Cumhurbaþkaný yüzde 51’in Cumhurbaþkaný haline gelmiþtir’ derken aslýnda yüzde 48’i kendisine mal etmeye ‘ben yüzde 48’in genel baþkanýyým’ demeye çalýþýyor. Ama bu ham hayaldir. Fahrettin Altun’un dünkü yazýsýnda sýraladýðý þu hususlar CHP’nin birçok sorunu olduðunu gösteriyor: “HDP’lileþmek, FETÖ’ye alet olmak, milliliðe sýrt dönmek, batýdan iþaret beklemek, sokak kalkýþmalarýndan medet ummak, mezhepçilik yapmak, mýzýkçýlýk yapmak, sol radikal örgüt gibi davranmak, korku siyaseti yapmak, yalana dayanmak…”

Sistemi revize ediyoruz ama önemli olan siyasetin yeni sisteme göre kendisini revize etmesidir.

Deðiþimin lokomotifi olan AK Parti yeni dönemde de siyaseti þekillendirecek ve Türkiye’yi dönüþtürecek yegâne hareket olacaktýr.