Listeler açýklandý. AK Parti’nin merkezde olduðu “Türkiye” sentezine göre konuþlandý adaylar. CHP, eski sola yaslanarak tahkim etti kendini. HDP’yse barajý aþma çabasýnda, Hüda Kaya’nýn Ýstanbul’da 2. sýrada oluþu etkileyici, lakin Türkiyelileþme kritiðinde ayný etkinlikte olacaðýný sanmýyorum. AK Parti yeni yüzlerle giriyor seçime, Leyla Þahin, Ravza Kavakçý, Markar Esayan gibi sembol isimler dikkat çekici, ekstra oy artýþý anlamýnda olmasa da iade-i itibar noktasýnda olumlu bir dizayndýr bu... Doðu ve Güneydoðu’da daha güçlü listelerle çýkabilirdi AK Parti, kendine has fren mekanizmasýný uygulamýþ olabilir. Liste mühendisliðinde Mustafa Þentop imzasý ha-
kim.
Neticede hiçbir kesimin feveran edeceði listeler deðil bunlar. Siyasetin bir tür cennet/cehennem provasý gibi telakki edilmesi taraftarý da deðilim. Bununla birlikte siyaseti, bireysel olanýn kamusal olan karþýsýnda, maruz kalýnan bir tür dar ve zorlu yokuþ olmaktan çýkaracak basiret, nasýl tulû edecek sorusu elbette gündemimizde. Ýnsanlýðýn iki büyük cevabý var noktada: Ahlak ve Hukuk...
Doðu’ya has “siyasetname” geleneði, siyaset sahiplerine verdiði hikmetli nasihatlerle, gücün ve hakimiyetin kontrol imkanlarýný, ahlak üzerinden dokunmuþ bir sanat haliyle sunar. Ýtaat esaslý bir kültürdür bu.
Batý’ya has “anayasacýlýk” geleneðindeyse, kültürel kodlar itaat ve uhreviyetten çok, paylaþým/rekabet kültüründen biriktiði için, kanunlar aracýlýðýyla ihdas edilmiþ bir baþka hakem vardýr siyaseti kontrol noktasýnda... Ahlak gibi soyut, normatif olmayan, pratikte yavaþ bir temenniye terk edilecek kadar “kolay” deðildir siyaset Batý deneyiminde. Çünkü “insan, insanýn kurdudur” levhasý asýlýdýr o birikimin evinde...
Dünya küçüldü, küreselleþme evrimine geçtiðimiz günümüzde, artýk Doðu/Batý geriliminin eski önemi yok. Dolayýsýyla bu iki büyük insanlýk tecrübesini birleþtirerek, her ikisinden de istifade ederek kurmamýz gerekiyor yeni zamanlara has siyaset ve adalet vizyonumuzu...
***
Mehmet Emin Ekmen ve Abdurrahman Kurt, aday listelerinin kesinleþmesinden sonra istifa kararlarýný açýkladýlar. Her ikisi de deneyimli, çalýþkan ve toplumsal karþýlýðý yüksek siyasetçiler. Akil heyetle çýktýðýmýz yolda her ikisinin de barýþ adýna verdikleri sahici ve özverili çabaya yakýnen tanýðým... Çaðdaþý olduðum bu iki isim, aldýklarý bu kararla, yetiþtiðimiz siyasi tecrübede pek de þahit olmadýðýmýz bir tavrý gerçekleþtirdiler... Çünkü bizde veya Sünni Doðu geleneðinde netice, Kader baðlamýnda sineye çekilir, genel maslahat, kýsmi ve ferdi olaný örter, geçer...
Somut olayýn ayrýntýlarýna girmeden, kim haklýydý kim haksýzdý tartýþmasýna dolanmadan, mevcut sistemin ürettiði krize dikkat çekmek istiyorum. Yeni Türkiye’yi konuþurken siyasete has eski yöntemleri gözden geçirmek gerek. Baþkanlýk Sistemi’nin bu kadar revaçta olduðu bir eþikte, doðrudan ve dolaysýz temsil ilkesi üzerinde düþünmemiz lazým. Yerel talepler ve tercihler, daha dolaysýz katýlým ve temsil istiyor... Dolayýsýyla; daraltýlmýþ seçim mahalleri ve fertlerin sahiden tanýyýp vekaletlerini gönül rahatlýðýyla teslim edebilecekleri adaylar, her zamankinden çok önemli... Siyaseti normalleþtirmek istiyorsak, merkezden atanma tecrübesinin biriktirdiði gerilimi
tolere edebilecek yeni imkanlar düþünmeliyiz... Temayül yoklamalarý, teþkilat ve STK istiþareleri, mülakatlar elbette önemli, lakin geldiðimiz eþikte, öyle anlaþýlýyor ki yeterli deðil... Yerelin genelde tecellisi hakkýnda zihin yormalýyýz.
***
Aday adaylarýndan Celal Ayrancý’nýn intiharý üzerinde de düþünmemiz icap ediyor. Allah taksiratýný affetsin, ailesine sabýr versin. Arka plandaki sebeplere, buhranlara gitmeden, “objektif sorumluluk” bahsinden hareketle, aday adaylýðý sürecinin yüklediði aðýr sýkletin gözden geçirilmesi gerekiyor.
Kadere imanýn en büyük teselli olduðunu da bilerek, itaat esaslý siyasi geleneðimizin yeni içtihatlara ihtiyacý olduðunu müsaadenizle söyleyebilir miyim...