Resul TOSUN
Resul TOSUN
rtosun@star.com.tr
Tüm Yazıları

‘Siyasi Boyutlarıyla Türkiye'de İslamcılığın Doğuşu'-2: İslamiyet'te adalet en büyük ibadettir!

Sadık Albayrak Beyin 'Siyasi Boyutlarıyla Türkiye'de İslamcılığın Doğuşu' kitabında Osmanlı eğitim sistemini eleştiren ve millilikten uzak kaldığına vurgu yapan söyleme de yer verilmiş.

Talim(öğretim) ile terbiyenin(eğitim) farkına işaret ederek terbiye milli olursa talimin hiçbir zarar vermeyeceği seslendirilmiş; terbiyenin din, dil, tarih, edebiyat ve an'ane olmak üzere beş esas üzerine bina edilmesi gerektiğinin, bunun da ilk ve orta okullarda verilmemesi halinde milli bir terbiyenin gerçekleşmeyeceğini anlatmış.

1910'larda Osmanlı eğitiminin millilikten uzak olduğunu anlatmış!

M. Cevdet'in eğitim konusunda şu tespitleri de dikkat çekiyor: "'Maarif nezareti bütün hocaların birlikte neşredecekleri İslami lisani umdeleri tespit edemedi. Aksine zaman zaman şu veya bu tarzın taklidi oldu. Bundan dolayıdır ki Daru'l-Muallimin merkezi başta olmak üzere tekmil terbiye kurumlarında birbirine düşman cereyanlar peyda oldu ve çocukların gençlerin iman tahtası hususi tecrübe mihengi yapılmadı. Yetkisini aşan tabiyat öğretmeninin, asrın zihniyetini bir türlü kavrayamayan din hocasının zıt fikirleri arasında mahvolurlar. Sonra da 'zamane gençleri değil mi dinsizdirler' deniliyor." "Geri kalışımızın sebebi din duygusu değil, siyasi ve medeni basiretsizliğimizdir."

1914'lü yıllarda Osmanlı hilafeti ayaktayken bile İttihad-ı İslam'a olan ihtiyaçtan bahseden yazılar nakledilmiş,

Birinci Dünya Savaşı sırasında İttihad-ı İslam söyleminin yerini Cihad-ı İslam almış, sonra dönmelerin elinde Siyonizm'in etkisiyle İttihad-ı İslam ile alay bile edildiğini hatırlatmış.

Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nda dünya Yahudilerine Filistin'de bir bölgede toplanarak iç işlerinde bağımsız bir yönetim verilmesini isteyen milletvekilleri bile çıkmış! O vekile basında cevaplar verilmiş! Ve bir Yahudi devleti kurulması halinde Filistin halkının felaketi olacağı yazılmış! Bir asır önce daha İsrail kurulmadan bugünleri tasvir etmişler!

Osmanlı Devleti'nde 20 yıla yakın bir süre diplomatik görevlerde bulunan Fransız sefirlerinden Eduard Philippe Engelhardt'ın, 'Tanzimattan maksat İslam toplumunu Hristiyan dünyasına yaklaştırmak olduğu' tespitine yer verilmiş.

İttihad-ı İslam'ın geçerli olduğu dönemde Türkçülüğün tartışılmasına tepki olarak Arapçılık fikri doğması hususunda da kitapta nakiller var.

Dünya Müslümanlarının Osmanlı'ya olan sadakat ve sevgilerinin önüne geçmek için Osmanlı'yla irtibatı kesmek amacıyla kimi yasaklar uygulanmıştır.

Mesela, 1913 yılında Rusya'nın, Müslümanlara Arapçayı Farsçayı yasaklayarak Osmanlı ile bağlarını koparmaya çalıştığı bilgisine yer verilmiş.

Bir Osmanlı diplomatı olan İttihatçı Şerif Paşa'nın Avrupalılara İttihad-ı İslam'ın ne kadar tehlikeli olduğunu anlattığı bölümler de ilgi çekici.

Kitapta benim ilk defa muttali olduğum bir bölüme temas etmeden geçemeyeceğim.

Azimzade Refik, Kanuni Sultan Süleyman'ın Balkanlardaki Osmanlı vilayetlerinde sık sık isyan eden Hristiyanların zorla İslamlaştırılması için fetva istediğini ulemaya baskı yaptığını ama ulemanın buna şiddetle karşı çıktığını naklediyor..

Kitapta en ilgi çekici bölüm ise Seyyid Bey'in 17 Mart1922 tarihinde Daru'l-Funün konferans salonunda İslam Hukuk Felsefesinin Anlaşılma Şekli üzerine verdiği konferansa ait bilgilerdir.

Seyyid Bey cumhuriyetten önce de Meclis-i A'yan üyesi ve Daru'l-Funun da Usul-u Fıkıh hocalığı yapmıştır. İlmi derinliği hayranlık uyandıracak düzeydedir. Fıkıh Usulü gibi demir leblebi sayılan alanda üstattır.

Onun bazı tespitleri şöyle;

Ahlakın da hakiki ve samimi yaptırım gücü Allah korkusudur. Kalplerde Allah korkusu olmayınca gerek kişilerin ve gerek hükümetlerin hukuka vazifelere tamamıyla hürmet ve riayet etmesi imkânsızdır.

Onun içindir ki 'Hikmetin başı Allah korkusudur.' hadisi şerifince İslam hükümetinin başı Allah korkusudur.

İslamiyet'te adalet en büyük ibadettir. Hukuka taarruz da en büyük cinayettir.

Sadık Albayrak Beyin 'Siyasi Boyutlarıyla Türkiye'de İslamcılığın Doğuşu' kitabını anlatmaya devam edeceğiz.