Siyasî entrikalara karþý da, 'Meryem Orucu' yöntemi...

Cumhurbaþkanlýðý seçiminin yapýlmasýna 10 ay kadar kaldý. 'Muhalefetin cumhurbaþkaný adayý kim olacak?' suali henüz de mechûl.. Muhalefet, görünüþte 6, gerçekte 7 parçalý ve -deyim yerindeyse-, bir '7 kocalý hürmüz..'görüntüsü sergiliyor.

Kýlýçdaroðlu, '6'lý masa' aday gösterirse, 'aday olacaðýný' söylüyor.

ÝP lideri Akþener'in de kendi þansýný bir kez daha denemek istediði tahmin ediliyor; onu bu konuda, okyanus ötesinden hangi çevrelerin teþvik ettiði tahmin edilebiliyor.

SP, DEVA ve GP'nin liderleri, kendilerinden 'okey' bekleyenlerin adaylýðýna sýcak baksalar bile, o partilerin tabanlarýnýn, nihaî tercih ânýnda, o yönde oy vermeyecekleri tahmin olunabilir. (Esasen, Davudoðlu'nun hazýrladýðý bir ortak bildiri taslaðýna, DEVA'nýn kesinlikte 'Hayýr!' demesi üzerine, Davudoðlu tarafýndan Babacan'a karþý yapýlan ve zehir-zemberek ifadelerle dolu bir açýklama, çok þeyler öðretmektedir.)

Müslüman halkýmýzýn aslî deðerlerine -ideolojileri gereði- bir asrý aþkýn zamandýr kin kusan ve düþman olanlarýn þimdi, 'Gelin helâlleþelim..' deyiþlerine ise, ancak safdil kimselerin inanacaðý, siyasî tarih bilgi ve þuûruna sahib olanlarýn ise, 'Güle güle.. O þarkýyý, git, kendi kapýn önünde söyle..' diyecekleri açýktýr.

*

Seçimde Tayyib Bey'in, ilk merhalede yüzde 50+1' ve yukarýsýnda oy almasý halinde, 6-7'li masa'nýn hemen o anda param-parça olacaðý açýktýr.

Yok öyle deðil de, hiçbir aday ilk merhalede seçilemezse, seçimin ikinci merhalesinde, en çok oy alan ilk iki aday arasýnda yeni bir seçim yapýlacaktýr. O zaman dahi, 6'lý masa liderlerinin dayandýklarý kabul edilen seçmen tabanlarýnýn da, liderlerinin gösterdikleri yönde oy vermek gibi bir iradesizlik örneði sergilemeyecekleri, kendi geleceklerini belirsizlik yönünde kullanmayacaklarý tahmin edilebilir.

*

Bir hâtýra.. 7 Haziran 2015'de yapýlan seçimde AK Parti, yüzde 41 oy almýþ ve Meclis'te ekseriyeti saðlayamamýþtý. Arýnç ve Davudoðlu'nun Kýlýçdaroðlu'yla koalisyon hükümeti kurulmasýný benimsemelerine raðmen; Tayyib Bey, 'Hayýr!' demiþti. Kanunî süreç sonunda, 5 ay sonra, seçimin 1 Kasým'da yenilenmesinin bir hafta öncesinde, AK Parti'nin önde gelen 8-10 kadar m.vekilleri, Ankara'da, bu satýrlarýn sahibinin de bulunduðu bir sohbette, 'tablonun deðiþmeyeceðini, AK Parti'nin alacaðý oy nisbetinin yine yüzde 38-41 arasýnda olacaðýný' söyledikleri halde, o seçimde AK Parti yüzde 49,5 oy almýþtý. Bu da, hem halk kitlelerinin, ülkenin ve kendi geleceklerinin belirsizliði yönünde oy vermekten kaçýndýklarýný ve hem de buhranlý zamanlarda Tayyib Bey'e daha bir güvendiklerini ve Tayyib Bey'in de Türkiye'deki siyasî yapýnýn nabzýný çok iyi tuttuðunu ve siyasette zamanlama ustasý olduðunu göstermiþti.

10 ay sonra yapýlacak seçimlerde de Müslüman halkýmýzýn ekseriyetinin, yine ayný þekilde sorumlu bir deðerlendirmeyle oy kullanacaðý ve ülkeyi 7 parçalý bir 'yamalý bohça'ya teslim etmeyeceði tahmin edilebilir. Üstelik de, hem 'koronavirüs salgýný'nýn, hem de Rusya- Ukrayna Savaþý'nýn bütün dünyayý derinden etkileyiþinin olumsuz etkilerine raðmen; Tayyib Bey'in, Türkiye'yi bu sýkýntýlardan en az zayiatla atlatmakta ve geniþ orta ve alt gelir gruplarýný gözetleyen kararlar almasý ve de dýþ siyasette de, dünya siyasetin barýþ çabalarýnýn þekillenmesinde, dünya çapýnda güvenilen bir lider olduðunu sergilemesi de herhalde göz ardý edilmeyecektir.

*

Bu bakýmdan, bütün parça-bölüklüðüne raðmen, muhalefet'in kamuoyunda, sanki muhakkak kazanacaklarmýþ gibi bir hayalle oluþturmaya çalýþtýklarý ve hangi iç ve dýþ merkezlerden de desteklendikleri tahmin edilebilecek propaganda furyasýnýn, muhalefete uzak bakan bazý safdil çevreleri de tedirgin ettiði hissedilebiliyor. Buna, bir de, bu kitlelerin kaygýlarýna âdetâ yürekleri yanýyormuþ gibi, 'sûret-i hak'tan gözükerek, konuþma veya yazýlarýnda, devamlý, 'iktidarýn filân yanlýþlarý veya noksanlarýnýn bulunduðu' gibi ifadeleri ekleyebiliriz.

Ama, hele de bu 10 aylýk dönemde istikametlerinin bilen kitlelerin bu gibi propaganda üfürmelerine kulak asmayýp; 'Meryem Orucu' yöntemini tercih ederek susmayý tercih etmeleri de, saðlýklý bir çýkýþ yoludur.

Hatýrlayalým ki, Hz. Ýsâ'nýn dünyaya babasýz geliþi sonrasýnda, ortaya çýkan çirkin yakýþtýrma ve dedikodular karþýsýnda, Hz. Meryem, 'susma orucu'na baþvurup, cevabý verecek olanýn Hz. Ýsâ olduðuna dikkati çekmiþti.

Bugün de, siyasî polemikler karþýsýnda nihaî sözü, 10 ay sonra halk söyleyecektir. Velev ki, iktidarda bir çok hatalar, yanlýþlar olsa bile, -ki, 20 yýllýk bir iktidarda yýpranmanýn olacaðý da açýktýr-, ama, sorumsuzca ve hiçbir saðlýklý örnek sergileyememiþ ve sadece yýkmakta birleþmiþ olan bir Muhalefet'in hayallerine göre yelken açanlarýn hangi kýyýlara ve kayalara çarpacaklarýnýn da düþünülmesi gerekir.

*

Ra'd Sûresi, 11. Âyette, sosyal deðiþimin ezelî kanunu, 'Bir halk kendi halini deðiþtirmedikçe, Allah onlarýn halini deðiþtirmez..' meâlinde açýklanmýþtýr. Müslüman halkýmýz, nice acýlar ve gözyaþlarý içinde büyüttüðü bir dâvayý, içinden geçtiði bu rehavet ortamýnda rüzgâra savurmaktan kaçýnmayacak kadar sorumsuz davranýrsa, o zaman karþýlaþacaðý sonucun nasýl olacaðý da açýktýr.

*

Bu açýdan, bu satýrlarýn sahibi de, -gördüðü bir çok yanlýþlar olsa bile, yanlýþsýz bir hükûmet beklentisinin esasen, bir ütopya olacaðý- ve bu yanlýþlarý þu anda konuþmanýn, sadece bizim dünya görüþümüzle hesaplaþmak isteyenlerin iþine yarayacaðý ve rakip siperlerine geçip, oradan kendi siperlerimize top atýþý yapmak mesâbesinde olacaðýnýn unutulmamasýný ümid etmektedir.

*