Milliyetçi Hareket Partisi açýkça ilan etti.. “Ýstanbul, Ankara ve Ýzmir’de aday çýkarmýyoruz” dedi Bahçeli.. Seçmenini, bu seçim bölgelerinde, AK Parti rozetiyle seçime girecek adaylara oy vermeye çaðýrdý. Her þey açýk ve þeffaf.. Þimdi sýra CHP’de.. Ya çýkacak ve diyecek ki,‘biz Ýyi Parti ile ittifak ediyoruz’.. Ya da HDP’yle.. Ya da 3 parti (ve Saadet Partisi) birlikte çýkacaklar kameralar önüne neyse onu ilan edecekler.. Ön bahçede Meral Akþener’le konuþurken arka kapýdan Ahmet Türk’ü eve alan Kýlýçdaroðlu’nun bu köylü kurnazý numarasýný seçmen 24 Haziran’da bir kez yedi bir daha da yemez.. Dürüst olmakta yarar var..
Muhalif yazarlar içinde görece en aklý baþýnda yazýlar Nihat Genç’in kaleminden çýkardý. O da sonunda yaktý balatayý.. Meðer Ezel dizisindeki ‘Temmuz’ ve ‘Sekiz’ karakterleri, 8 Temmuz’da yapýlacak bir darbeye iþaret ediyormuþ. (Daha sonra 15 Temmuz’a ertelenmiþ) Meðer Çarpýþma dizisinde polis telsizle, ‘Fatsa-Giresun-Hatay’ diye kodlayarak plaka bilgisi vermiþ.. Hep bunlar iþte iþaretmiþ.. Yahu saniye saniye kare kare þifre çözmeye çalýþýrken, gözümüzün önündekileri ýskalýyoruz arkadaþ.. Televizyonlarda yüksek sesle konuþan, siyasette ve bürokraside etkili koltuklarda oturan, yargýda, orduda, okulda, hastanede olanlarý göremiyoruz bunlarla uðraþýrken.. Bir ara mahkemeler, ‘Gülen’in donlarýný kokluyorduk, bize STV izletiyorlardý’ falan gibi saçmalýklarla uðraþtý. Rus büyükelçi tam da o günlerde öldürüldü.. Mahkeme donla çorapla uðraþýrken iþlendi o cinayet.. Býrakýn þifre çözmeyi falan gözümüzün önündekileri kaçýrmayalým yeter..
Öðretmenler günü vesilesiyle ben de herkes gibi çocukluðumdan güzel hatýralar yazmak istedim.. Fakat olmadý.. Kötü olan ne varsa aþaðýya bir yere atmýþ beynim.. Ýyi hatýralarýn sayýsý ne kadar azsa demek, geriye bir þey kalmamýþ. Çocuklarýma bakýyorum da, öðretmenlerini seviyorlar.. Oysa biz korkuyorduk öðretmenlerden. Oturduðu kürsüden en arkadaki adama tahta cetvel isabet ettirmekle övünen tarih öðretmeni olur mu? Oldu.. Müdür muavinindeki sopalarýn boylarýna göre farklý farlý isimleri vardý.. Vay be.. Bugünkü öðretmenler, çocuklarýn yeme-içme alýþkanlarýný biliyor. Bizim zamanýmýzda adýmýzý bile bilmezlerdi.. Elbette idealist cumhuriyet öðretmenleri yok muydu, vardý.. Fakat kötü örnek o kadar çoktu ki, onlarý da hatýrlamakta zorlanýyor insan. Bu jenerasyon öðretmenler çok güzeller.. Ey çocuklar, tadýný çýkarýn.. Ne kadar þanslý olduðunuzu bilmiyorsunuz..
Bir kaç gündür Müslüm filminin yýldýzý Þahin Kendirci’nin aldýðý para konuþuluyor.. 30 bin liraymýþ. Deniyor ki, ‘vay efendim o kadar hasýlat yaptý film, bu çocuða bu kadar para verilmesi haksýzlýk deðil mi?’ Oysa ben ilk duyduðumda, bir kaç haftalýk bir çalýþmaya karþýlýk, hayli fazla para kazandýðýný düþünmüþtüm.. Oyunculukta daha kariyerinin baþýnda bir genç için, hiç de fena deðil. “Evet de filmin yapýmcýsý milyonlarý götürdü, bütün iþi bu çocuk yaptý”.. Evet de o çocuðu da o yapýmcý buldu.. Belki bir baþka yapýmcýnýn, baþka bir projesiyle sinema sektörüne girse daha baþlarken çuvallayacaktý. Ama þimdi kariyerinin en baþýnda muhteþem bir noktada.. Dostlar, bu tartýþma bugüne ait bir tartýþma deðil.. Emeðin deðer yaratan tek üretim faktörü mü, deðeri yaratan üretim faktörlerinin en önemlisi mi yoksa deðer yaratýmýnda, toprak ve sermayeden sonra gelen düþük önemde bir faktör mü olduðu tartýþmasý kadim bir tartýþmadýr.. Ve henüz bu tartýþma bitmemiþtir..