Ýstanbul’un terli Büyükþehir Belediye Baþkaný Ekrem Müdafa Ýmamoðlu, “Barýþ Pýnarý Harekâtý” baþlayýnca ortalýktan toz oldu.
Seçim kampanyasý döneminde camiden çýkmazdý; ölülerimize ve þehitlerimize Yasin’i Þerif okurdu, Twitter hesabýndan Cuma namazlarýný nerede kýldýðýný duyururdu, baþörtülü kadýnlarla fotoðraf çektirirdi, Yenikapý’da otomobil þovlar düzenlerdi...
Birden kayboldu.
Görüntü verdiði yerleri hatýrlayalým:
Ýki kez Bodrum’da tatil yaparken (birinde Ýstanbul’u sel götürüyordu), üç kez de Zülfü Livaneli konserinde yakalandý... (Çünkü Livaneli, en az Manukyan kadar zengin bu Karadenizli inþaatçýyý “solun lideri” ilan etmiþti; böylesine midesiz bir adamdý.)
Sonra “Batman’dan dönüyorum” ayaðýna, Diyarbakýr’a uðradý; terör partisinin görevden alýnmýþ belediye baþkanlarýyla sarmaþ dolaþ görüntüler verdi.
Döndü, Ýstanbul’da demeç üstüne demeç patlattý... “Barýþ ve kardeþlik” konulu bu demeçlerden, ne yazýk ki, sadece HDP’liler nasibini aldý...
“Farklýlýklar” hatýrlanmadý bile...
Çünkü “farklýlýklar” kapý dýþarý edilmiþti; Kemal Kýlýçdaroðlu’nun verdiði “namus sözüne” raðmen, iþ akitleri feshedilmiþti.
Sonra kaybettik...
Ekrem Müdafa Ýmamoðlu nerelerdedir, kimlerledir, hangi ortamlarda terini silmektedir, hangi Heval’lerle hasbihal etmektedir, bilemedik...
Hasbelkader ortalýkta göründüðü zamanlarda da, ustalýkla sorulardan kaçtý.
Fakat, “kaçýþ” da bir yere kadar...
Gazeteciler, bir punduna getirip, “Barýþ Pýnarý Harekâtý” hakkýnda ne düþündüðünü sordular.
Ne cevap verdi, biliyor musunuz?
“Kafam rahat deðil...”
Bu açýklamasýnda Ýmamoðlu hangi “taraf” adýna kaygýlanýyordu? Ellerindeki 30 bin TIR Amerikan silahý tenekeye dönen YPG adýna mý, yoksa bin bir fedakârlýkla sýnýrlarýmýzý terörden arýndýrmaya çalýþan Mehmetçik adýna mý?
Harekât baþladý, bitti, terör örgütü büyük bir zayiatla geri çekildi, Ekrem Ýmamoðlu’nun aðzýndan hâlâ (“kafam rahat deðil”) dýþýnda bir açýklama duymadýk.
Öteki (yani Kemal Kýlýçdaroðlu) hiç deðilse, “içi yana yana” tezkereye (harekâta) destek verdiðini açýkladý.
Ekrem Müdafa Ýmamoðlu harekâta destek veriyor mu?
Bilmiyoruz.
Destek veriyorsa niye, vermiyorsa niye?
Bunu da bilmiyoruz.
Sadece ortaya laf yuvarlýyor: “Kafam rahat deðil...”
Fakat üzülmesinler...
Bu “tavýrsýzlýklarý” HDP cenahýnda doðru algýlandý. Yani HDP’liler, harekâta destek verip vermedikleri anlaþýlmayan CHP’ye kýzmadýlar.
Bunu nerden biliyoruz?
HDP’nin Siyonizm taraftarý Eþ Genel Baþkaný Sezai Temelli’nin açýklamalarýndan.
Þöyle buyuruyor Temelli: “Barýþ Pýnarý Harekâtýndan dolayý CHP’yi eleþtirdik, eleþtirmeye devam ediyoruz. Fakat 'Size oy verdik, bunun bir diyeti var. Karþýlýðýný istiyoruz'gibi bir anlayýþýmýz yok, bir diyet peþinde deðiliz. Biz, 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerini kendi stratejimize uygun deðerlendirdik. ‘Türkiye'nin demokratikleþmesi için AKP-MHP ittifakýnýn geriletilmesi gerekiyor’, dedik. 31 Mart yerel seçimlerinden baþlayarak demokratikleþme siyasetini hayata geçirmeyi önümüze hedef olarak koyduk ve AKP-MHP ittifakýný ciddi anlamda gerilettik.”
Görüyorsunuz, deðil mi?
Faþist PKK istemese bir dakika daha o koltukta oturamayacak Sezai Temelli’nin ettiði laflarý görüyorsunuz...
CHP’liler, “Asla HDP’yle ittifak yapmadýk” deseler de, Sezai Temelli iki partinin de ipliðini pazara çýkarýyor.
Ýttifak yapmýþlar, yapýyorlar...
Hem de “Türkiye’nin kaybý” temelinde ittifak yapýyorlar!