Siyonizm davasýna gönül verenler çaðdaþ siyonizmin köklerini, Yahudilerin kutsal kitabýnda geçen "tarihsel yurtlarýna dönme tutkusuyla" baðdaþtýrmaya pek heveslidir. Yani Siyonistlere göre dünyadaki bütün Yahudilerin Akdeniz'in doðu yakasýndaki topraklara yerleþmesi Tanrý buyruðudur! Tevrat ve Tenah'ý inceleyenler, vaat edilmiþ topraklardan bu kitaplarda söz edildiðini göreceklerdir. Yahudilerin kendi devletlerini kurmalarý emri Tanrý tarafýndan Hz Musa'ya Sina Daðý'nda verilmiþ. Bu topraklar baþta Doðu Akdeniz olmak üzere, Nil'den Fýrat'ýn Doðusuna kadar uzanýr. Ancak bundan sonra geliþen olaylar Tevrat'ta anlatýldýðý gibi bir Yahudi devletinin kurulmasýyla sonuçlanmaz; Yahudiler Romalýlarca topraklarýndan sürülür. Söz konusu alana sýrasýyla Pers, Arap, Haçlý, Moðol ve Osmanlý gelir. Ancak yörede çok küçük bir Yahudi topluluðu, dýþarýdan gelen yardýmlarla günlük yaþantýsýný sürdürür. Sonraki yýllarda yaþanan kýyýmlar, sürgünler sonucu vaat edilmiþ topraklara dönmek ve orada yaþamak fikri Yahudi kimliðine perçinlenmiþti. Tarih 19. yüzyýlýn baþýný gösterdiðinde Filistin de 425 bin Araba karþý, sadece 25 bin Musevi'nin yaþadýðýný söyler!
Bir siyasal düþünce akýmý olarak Siyonizm, 19. yüzyýlý sonlarýna doðru, bir Rus Yahudisi olan Nathan Birmbaum, bir dergiye yazdýðý yazýda, Siyonizmin salt Yahudilerden oluþan bir siyasi giriþimdir (parti) der ve amacýnýn bütün Musevileri Akdeniz'in Doðu kýyýlarýna yerleþtirmek olduðunu anlatýr. Bu siyasal akýmý destekleyenlere de bundan böyle Siyonist deneceðini vurgular. Bu deyim, yani Siyonizm, kafalara çakýlýr kýsa sürede.
Tevrat ve Tenah'ý inceleyenler için, bütün Yahudilerin Filistin'de, yani Akdeniz'in Doðu yakasýnda bir araya gelip Ýsrailoðullarý'nýn inançlarýný ayakta tutmaya çalýþmasý hiç de þaþýrtýcý deðildir. Peki Museviler, cümbür cemaat bu vaat edilmiþ topraklara yerleþecektir de, orada bulunan Filistinliler ne olacaktýr? Bunun cevabýný 1969 yýlýnda dönemin Ýsrail Baþbakaný Golda Meir vermiþtir:
"Filistin halký diye bir þey yoktur. Biz gelip de onlarý kapýya koyduðumuz için bunu söylemiyorum. Yok olduklarý için söylüyorum; bu kadar basit!"
Golda Meir aslýnda her þeyi çok güzel özetlemiþtir. Filistin halký yoktur, dolayýsýyla oradaki insanýn dövülmesi, vurulmasý, öldürülmesi, topraðýndan sürülüp atýlmasý diye bir þey söz konusu olamaz.
Moshe Dayan'sa "Kimi Araplar biz izin verdik diye buraya yerleþtiler. Yani efendi biziz, onlara lütfettiðimiz için buradalar... O kadar basit" demiþtir.
Kýsacasý bir köle-efendi iliþkisi söz konusudur Ýsrail'e göre. Yahudi isterse Filistinliyi sever de döver de. Sofrasýndaki artýklarla besler ya da beslemez; keyif Yahudi'nindir; eza cefa da Filistinli'nin...