Türkiye’nin özellikle son yýllarda yüksek sesle dile getirdiði bir eleþtirinin ne denli kýymetli olduðu bir kez daha ortaya çýktý.
Eleþtirinin özeti þuydu: Mevcut uluslararasý örgütlenmeler, gerek yapýsý, gerek karar mekanizmalarýyla; hepsinden ötesi çoðu iki büyük dünya savaþýndan artakalan dünya algýlarýyla artýk iþe yaramaz yapýlara dönüþmüþ durumda.
Nitekim pek çok uluslararasý platformda Türkiye’nin bu eleþtirisini haklý kýlacak geliþmeler yaþanýyor. Baþbakan Tayyip Erdoðan’ýn geçtiðimiz yýlýn sonunda Kahire’de dile getirdiði þu tespitleri bir kez daha hatýrlayalým:
‘Eðer dürüstlerse, samimiyseler egemen güçlerin yapmasý gereken bir þey var. BM Güvenlik Konseyi’nden bu noktada artýk ben çok þey beklemiyorum. Dünyada adaleti ihdas için, özellikle barýþý saðlamak için kurulmuþ bir BM Güvenlik Konseyi artýk 5 liderin dudaklarý arasýna sýkýþmýþtýr. Oradan çýkacak ifadeler, çýkacak kararlardýr tüm dünyayý ilgilendiren, ama þu anda bu konuda atýlmýþ bir adým ne yazýk ki hala yok.’
Baþbakan Erdoðan, benzeri deðerlendirmeleri yaklaþýk üç yýldýr, özellikle de uluslararasý platformlarda yüksek sesle dile getiriyor. Bu eleþtirinin ne kadar önemli olduðu, dün yeni ABD Dýþiþleri Bakaný’nýn Türkiye ziyaretiyle alevlenen ‘siyonizm’ tartýþmasýyla bir kez daha ortaya çýktý.
***
ABD Dýþiþleri Bakaný’nýn siyonizm tartýþmasýnda farklý bir yerde olduðunu söylemesinde þaþýrtýcý bir durum yok. Sonuç itibarýyla bu ülkede hangi lobinin ne denli güç sahibi olduðu herkesin malumu. Zaten siyonizm neredeyse bu ülkenin ideolojik temellerinden sayýlabilir.
Burada asýl üzerinde durulmasý gereken tepkinin sahibi Birleþmiþ Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon. Erdoðan’ýn Siyonizm ile ilgili yaptýðý deðerlendirme, kendisi tarafýndan ‘talihsiz sözler’ olarak görülmüþ.
Baþbakan Erdoðan’ýn sözlerini hatýrlayalým kýsaca: ‘Faþizm, anti-semitizm ve siyonizm gibi Ýslamofobia’nýn da insanlýk suçu olarak görülmesi kaçýnýlmaz bir hal almýþtýr.’
Küçük bir hatýrlatmada daha bulunalým. BM Genel Kurulu 10 Kasým 1975 tarihinde aldýðý bir kararda (3379 no’lu karar) siyonizmin ýrkçýlýk ve ýrk ayrýmý olduðunu ifade etmiþti. Yine hatýrlatalým, bu kararda Türkiye’nin de ‘evet’ oyu vardý. Daha sonraki dönemde özellikle Baba Bush döneminde bu karar iptal edildi.
Siyonizmin ne olduðunu, özellikle kendi coðrafyamýzda nasýl bir karþýlýðý olduðunu uzun uzadýya tartýþmaya gerek yok sanýrým. Ancak hali hazýrda en önemli uluslararasý örgütlenmenin baþýndaki ismin bu konudaki tepkisi herhalde BM’nin nasýl bir yapýsý olduðu hakkýnda yeterince fikir veriyor.
Türkiye’nin tezine bir kez daha dikkat. Siyonizmin yaný sýra anti-semitizmi de sayýyor Baþbakan Erdoðan. Buna raðmen kýyamet kopuyor.
***
Bundan sonrasý için kehanette bulunmaya gerek yok. Dünyadaki pekç ok odak, Baþbakan Erdoðan’ýn bu sözleri üzerine harekete geçerek tepki gösterecektir. Bu saatten sonra ne söyledikleri ve nasýl bir tepki gösterdiklerinin gerçekten bir deðeri yok. Çünkü Türkiye, bölgesinde ve dünyada nasýl bir duruþ sergilediðinin farkýnda ve yola devam etmeye de kararlý.
Siyonizm tartýþmasý, sýkça kullandýðýmýz bir ifadeyle Batý’nýn çirkin yüzünü bir kez daha ortaya çýkardý.
Bunu ýsrarla ve inatla görmeyenler için, siyonizm gündemi ibretlik bir tartýþma.